LÛLÛ'NUN UÇUŞU

Prof. Dr. Mehmet ÇAĞLAR
chaglarm@yahoo.co.uk
Prof. Dr. Mehmet ÇAĞLAR

“Yarım Asrın Karanlığından Esen Bir Rüzgâr”

Yayın Tarihi: 09/12/25 08:00
okuma süresi: 5 dak.

Doğu Akdeniz’in mavisi bazen insana kendi içine bakan bir sessizlik sunar. Dalgalar kıyıya vurur, geri çekilir, ufak bir iz bırakır… Her şey geçici görünür; ama bu adanın taşıdığı yük bir geçicilik değil, tam tersine yarım asırlık bir bekleyişin ağırlığıdır.

Ve bugün, sanki herkes — hem kuzeyde hem güneyde, hem masalarda hem sokaklarda — yarım asırdır kapalı kalmış bir pencerenin artık açılması gerektiğini hissediyor.
Bu pencerenin ardında biriken toz yalnızca siyasetin değil, insanların, hatıraların ve yarım kalmış umutların tozudur.

Ada, sessiz bir iç çekişle “yeter” diyor.
Ve bu “yeter,” bölgenin değişen ritmiyle birleşince yeni bir dönemin kapısını aralıyor.

Masadaki Gerçek Hakikat: Erhürman’in Ortaya Koyduğu Yol

Holguín’in adaya gelişi diplomatik bir rutin değil. Bu kez o masada duran şey, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin yeni Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman’ın hem seçim döneminde hem de göreve başladıktan sonra berrak bir üslupla ortaya koyduğu hakikattir.

Bu hakikat aynı zamanda, 2017’de Crans-Montana’da çöken süreçten sonra Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres’in belirlediği yaklaşımın devamıdır. Guterres o zaman çözümün temel taşlarını işaret etmişti; bugün Erhürman’ın söylemleri bu taşları yeniden görünür kılıyor.

Holguín ise Guterres’ten aldığı yetkiyle bu zemini yeniden canlandırmaya çalışmakta; sürecin ilerleyişi, Guterres’in kayda geçen yaklaşımıyla Erhürman’ın yaptığı açıklamaların ve özellikle ortaya koyduğu dört maddenin müzakere masasında nasıl bir karşılık bulacağını gösterecektir.

Bu noktada Kıbrıs Rum Lideri Nikos Christodoulides’in takınacağı tavır da önemlidir.
Erhürman’ın net bir şekilde müzakere sürecinin başlaması gerektiğini ortaya koyması, Christodoulides’in de artık nasıl bir yaklaşım sergileyeceği sorusunu gündeme getirmiştir. Bu sürece nerelerde katkı koyacağı, nerelerde karşı çıkacağı ise merakla beklenmektedir.

Erhürman’ın belirlediği dört ilke, bu nedenle kritik önemdedir:

  • Sonsuza uzayan süreçler artık kabul edilmeyecek,
  • Siyasi eşitlik tartışma konusu yapılmayacak,
  • Süreç zamanı belirli ve sonuç alıcı olacak,
  • Ve çıkmaza neden olan taraf bunun sonuçlarıyla yüzleşecektir.

Çünkü geçmişte — Annan Planı’nda da, Crans-Montana’da da — masadan kalkan Rum tarafı hiçbir bedel ödemedi.
Bu bedel ödememe hissi, müzakerelerin kaderini hep aynı çıkmaza sürükledi.
İşte bugün, bu döngünün kırılması gerekiyor. Statükoya geri dönülmeyeceğinin artık herkesçe bilinmesi önemlidir.

 

Adanin Yorgun Kalbi: Geçmişin Gölgesinden Çikmak İçin Önemli Bir Firsat

Kıbrıs’ın belleği yaralıdır.
Her iki toplum da kendi acısını taşır, kendi sessiz yasını sürdürür.

Ama bu belleğin derinliklerinde bir şey daha vardır:
İyileşme isteği.

Bu istek bazen limanda uçurtma uçuran bir çocuğun kahkahasında, bazen iki toplumdan gençlerin rastlantı bir selamlaşmasında, bazen de yıllardır kapalı kalmış pencereden içeri sızan ince bir ışıkta görünür.

2017’den bu yana geçen sekiz yılın ardından ortaya çıkan bu yeni süreç, geçmişin gölgesini azaltacak çok önemli bir fırsattır.
Ve çabalar, tüm zorluğuna rağmen, devam edecektir.

Son Söz: Değişimin Rüzgâri Ve Lûlû’nun Yeniden Doğuşu

Holguín’in çabaları belki bir mucize yaratmayacaktır.
Belki bizi hemen ve doğrudan nihai çözüme taşımayacaktır.
Ama bir ivme yaratacağı açıktır.

Çünkü bugün yalnızca Kıbrıs değil, dünya da bu sürecin tamamlanması gerektiği konusunda ortak bir noktada buluşmuş gibi görünmektedir.

Nasıl ki Annan Planı sürecinde AB genişleme politikası bir ivme yaratmıştı,
nasıl ki 2017’de hidrokarbon tartışmaları ve enerji hatları yeni bir ivme oluşturmuştu,
bugün de IMEC koridoru, bölgenin yeniden şekillenmesi ve Doğu Akdeniz jeopolitiği yeni bir ivmenin habercisidir.

Kıbrıs, bu geniş tablonun içinde bir ada olmanın ötesinde, kilit taşı niteliği taşımaktadır.
Ve uluslararası toplum bu kez bu kilidin açılmasına her zamankinden daha hazır görünmektedir.

Elbette her şey zamanla masada netleşecek;
ama rüzgârın yön değiştirmeye başladığını artık hissedebiliyoruz.

Ve belki de…

LÛLÛ bugün yeniden kanat çırpmaya hazırlanıyor.
Bu kez bir masalın değil, gerçeğe biraz daha yaklaşan bir barışın gökyüzünde.


Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Kıbrıs Postası’nın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.