İktisatbank piyasa analizi: Yurt dışında risk iştahı zayıf. Türkiye'de enflasyon sinyalleri moral veriyor

İktisatbank'ın 2 Aralık 2025’e ilişkin Günlük Piyasa Analiz ve Yorumu şu şekilde:

Dün Türk mali piyasalarının günü iyimser bir şekilde tamamladığını gördük. İyimserliğin arkasında ise yarın açıklanacak resmî enflasyon verilerine ilişkin olumlu beklentilerin yattığını söyleyebiliriz. Şöyle ki, her ayın ilk günü olduğu üzere, İTO tarafından açıklanan Kasım ayı enflasyon verisi %1,19 oranında artış kaydetti. Bu sonuçla yıllık enflasyon %38,28 seviyesine geriledi. Verinin alt kalemlerinde ise, tahmin edilmesi zor olan gıda ve alkolsüz içecekler kaleminin %1,28 artış kaydetmesi olumlu karşılandı. Hatırlanacağı üzere, dün bültenimizde Ankara'da Türk-İş'in enflasyon rakamlarını ön plana çıkararak %5'e yakın gıda enflasyonunun bizleri tedirgin ettiğini belirtmiştik. Hûlâsa, yarın TÜİK tarafından açıklanacak resmî enflasyon verisinin de aylık bazda %1,2 ile piyasa beklentileri paralelinde hatta bir miktar da altında gelme ihtimali kuvvetlendi. 

İTO verisi ardından haftaya sonuçlanacak TCMB olağan PPK toplantısında yönelik 150 baz puanlık faiz indirim beklentisinin kuvvet kazanmasıyla, Türk hisse senetlerini dün alımlara sahne oldu. Ana endeks günü %2 yükselişle tamamlarken, bankacılık endeksi %3,4 yükseldi. Hazine yöneten bir bankacı olarak, sanıldığının aksine faiz indirimlerini daha çok 'sevdiğimizin' altını bir kez daha çizmem gerekiyor. Enflasyona ilişkin olumlu beklentilerin tetiklediği faiz indirim beklentileri, tahvil ve hisse senetlerine yönelik alım iştahı ile birleşince, dün USDTRY kuru günü ezber bozarcasına gerileyerek tamamladı. Güne 42,5250 seviyelerinde başlayan USDTRY kuru, gün sonunda 42,43 seviyelerine kadar geriledi. Son dönemlerde olumlu bir seyir izleyen CDS risk primi daha da gerileyerek 236 baz puanı aşağıda test etmek suretiyle son beş yılın dibini test etti.  

Hazır Türkiye'den söz etmişken, dün TÜİK tarafından açıklanan verilere göre Türkiye ekonomisi yılın üçüncü çeyreğinde yıllık bazda %3,7, çeyreklik bazda bakılırsa da %1,1 büyüme kaydetti. Büyümenin kompozisyonunda inşaat (%13,9) başta olmak üzere birçok faaliyet kolunda kuvvetli büyüme yaşanırken, tarım %12,7 düzeyinde daralma ile ciddi şekilde negatif ayrıştı. Öte yandan, her ayın ilk günü olduğu üzere, büyümenin öncü göstergesi olan İstanbul Sanayi Odası imalat sanayi PMI verisi, Kasım ayında 48 değerini alarak Şubat ayından bu yana en yüksek düzeye gelse de, büyüme ile daralmanın ayrıştığı eşik değer olan 50 seviyesinin altında 20 aydır (neredeyse iki yıldır) kaldığını not edelim. Alt kalemlerde, emek yoğun sektörlerin zorlandığını, tekstilin ise incelenen on alt sektör arasında açık ara negatif ayrıştığını not etmek gerekiyor (en iyi alt sektör ise Elektrikli ve Elektronik Ürünler).  

TÜİK sayfasında büyüme verisini dün okurken, Türkiye'nin demografik yapısındaki bozulmanın devam ettiğine dair yeni bir verinin daha açıklandığını gördüm. Son on yılda doğurganlık hızındaki keskin ve sürekli düşüş nedeniyle nüfusun yenileme kapasitesini hızla kaybettiğini teyit eden veriye göre, yılın ilk yedi ayında doğum sayısı geçen yılın aynı dönemine göre %8,3 azalırken, ölüm sayısı ise aynı dönemde %0,7 artış göstermiş. Bu eğilim, Türkiye’nin demografik yapısındaki kırılganlığın giderek belirginleştiğine işaret ediyor.

Yurt dışı cephede ise piyasaların haftanın ilk gününü bir nebze de olsun mutsuz tamamladıklarını görüyoruz. FED başkanlığı için ön plana çıkan Hassett isminin korkulan sert faiz indirimleri ile birlikte anılması satışlara neden oldu. Anketlerde açık ara önde görünen Hassett'in Noel tatili öncesinde resmî olarak duyurulması bekleniyor. Trump'ın hemen hemen her platformunda Fed'e yüklenerek faiz indirimi çağrısında bulunmasını iş adamı kimliği ile bir yere kadar anlayabilsek de, faizin denge noktasından hızla uzaklaşması yönünde artan endişe, piyasa fiyatlamalarına da etki yapmaya başladı. Yaklaşan tehlikeyi önde fiyatlayan altın son dönemlerde rekor kırarken, gümüş ise âdeta alarm zillerini çaldığını görüyoruz! Dün akşam saatlerinde gümüşün spot piyasada değeri 59 dolar seviyesine kadar yaklaşarak yeni bir rekor kırdı. Kısa vadede 62-63 dolar seviyelerinin test edilmesini beklesek de, teknik hareketin çok ötesinde daha da yüksek seviyelerin hedefleneceğini düşünüyoruz.  

Kasvetli havaya paralel kıymetli metaller bu sabah biraz da olsun kâr satışlarına boyun eğerken, kripto cenahında ise keyifsiz havanın genel hatları ile korunduğunu görüyoruz. Amiral gemisi bitcoin, kasım ayındaki sert kayıpların ardından yeni haftaya da zayıf bir başlangıç yaptı. Dün günü %5'den fazla gerileyerek kapatan bitcoin, son bir ayın da en büyük günlük düşüşlerinden birini kaydetti. Ekim başı kaydedilen 125bin dolar zirvesine kıyasla, bitcoinin neredeyse değerinin üçte birini kaybettiğini not edelim. MicroStrategy’nin 2025 kâr beklentisini Bitcoin’deki zayıf seyir nedeniyle aşağı çekmesi de genel olarak satışları tetikledi. Bir diğer büyük kripto varlık olan Ether de benzer şekilde %8’in üzerinde düşerken, teknoloji hisselerindeki düzeltmeyle birlikte risk iştahının genel olarak zayıfladığını görüyoruz. Tether’in notunun S&P tarafından düşürülmesi, Coinbase gibi kripto şirket hisselerinde yaşanan satışlar ve toplam piyasa değerinin son dönemde 1 trilyon dolar erimesi, sektöre yönelik soru işaretlerini artırmaya başladı.  

ABD’de dün açıklanan ve büyümenin öncü göstergesi olarak yakından izlenen imalat verisinin dokuzuncu ayda da daralması, buna karşın tüketicilerin güçlü online harcamaları, Fed’in 10 Aralık'ta faiz indirimine gidebileceği beklentisini artırdı. Vadeli fiyatlamalarda 25 baz puanlık indirim ihtimali bu sabah %86’ya kadar yükselmiş durumda. ABD borsaları dün günü düşüşle tamamlarken, Pasifik’in diğer yakasında bu sabah daha çok kararsız bir seyrin öne çıktığını görüyoruz. Tahvil piyasalarındaki satış baskısı ve kripto varlıklardan yaşanan sert çıkışlar, küresel risk iştahı üzerinde baskı kurdu. 

Bu tablonun merkezinde ise Japonya Merkez Bankası'nın (BoJ) bu ay faiz artırabileceğine yönelik beklentinin önemli bir rol oynadığını düşünüyoruz. BoJ’a ilişkin bu senaryo, Japon devlet tahvillerinde sert satışlara yol açarken ABD tahvillerini de yukarı çekti. Japonya’da 10 yıllık gösterge tahvil faizi 17 yılın zirvesi olan %1,88’e çıkarken, ABD 10 yıllıkları da %4,08 seviyesine yükseldi. Japon piyasa faizlerindeki bu hızlı yükseliş, yıllardır ucuz Yen ile borçlan, yüksek faize yatır mantığıyla işleyen carry trade pozisyonlarını da zora soktuğunu düşünüyoruz. Piyasanın ruh hâlini de bu gelişme net bir biçimde özetliyor. Geçen hafta dolar karşısında 158’e kadar zayıflayan yen, bu sabah 155 seviyelerine doğru toparlanmış durumda. Petrol fiyatlarının ise Rusya'nın enerji altyapısına yönelik saldırıların etkisiyle sınırlı da olsa yukarı yönlü seyrini sürdürdüğünü not edelim.  

İktisatbank Günlük Piyasa Analiz ve Yorumu 2 Aralık Salı