GÜNEY KIBRIS
okuma süresi: 5 dak.

Alithia: Rum yönetiminin Gazze planı “fantezi dış politika” örneği

Alithia: Rum yönetiminin Gazze planı “fantezi dış politika” örneği

Alithia gazetesi, Rum yönetiminin 6 maddelik Gazze Eylem Planı’nın diplomatik başarı değil, işlemez önerilerden oluşan bir “ilanlar yaması” olduğunu yazdı. Gazete, planın gerçeklerle bağdaşmadığını ve Güney Kıbrıs’ın uluslararası itibarını zedelediğini belirtti.

Yayın Tarihi: 02/11/25 13:08
okuma süresi: 5 dak.
Alithia: Rum yönetiminin Gazze planı “fantezi dış politika” örneği

Alithia Rum yönetiminin “kapsamlı operasyonel yeniden imar planı” olarak lanse ettiği Gazze’yle ilgili 6 maddelik Eylem Planı’nın “diplomatik başlıkta iletişim başarısı haline getirilmeye çalışılan bir siyasi ilanlar yaması  olduğuna” gerçekler ile ilan edilenler arasında uçurum bulunduğuna dikkat çekti.

Haberi “Fantezi Dış Politika” başlığıyla manşete çeken gazete Rum yönetiminin 6 maddelik planının birinci maddesinin Gazze’ye denizden insani yardım ulaştırılmasıyla ilgili “Amalthea” inisiyatifi ile ilgili olduğunu ancak deniz koridorunun “parçalı, yetersiz çalıştığını ve sivil halka istikrarlı erişim sağlamadığını” kaydetti.

Beyaz Saray’ın 3 Haziran tarihli açıklamasında Amaltea’nın “aslında Gazze halkına yardımcı olmadığını” açıkladığı hatırlatılan haberde yeniden inşa planına zemin teşkil edemeyeceğinin kesin olduğu belirtildi.

Planın ikinci maddesinin “karşılıklı denetim” ile ilgili olduğu ancak Güney Kıbrıs’ın bugün, malzemelerin uluslararası gözlem altında toplu ve süratli tasnifi için gerekli altyapılara sahip olmadığı, askeri/güvenlik açısından öneme sahip malzeme denetiminin tamamen İsrail’in yetkisinde bulunduğu kaydedildi. Güney “Kıbrıs’ta denetim-Gazze’ye ihraç” modelinin de “potansiyel askeri kullanım malzemelerinin taşınmasıyla ilgili henüz uzlaşılmış bir hukuki statü olmaması ve İsrail ve Filistin İdaresi arasında siyasi uzlaşı olmaması” noktalarını göz ardı ettiğine dikkat çekildi.

Habere göre üçüncü madde enkazın uzaklaştırılmasıyla ilgili. Güney Kıbrıs savaş bölgesinden enkazın deniz yoluyla ihracına yardımcı olabileceğini vaat etti ancak bu teknik açıdan zemini olmayan ve jeopolitik açıdan sorunlu. Güney Kıbrıs büyük miktardaki savaş enkazını eleme, dezenfeksiyon ve güvenli şekilde yakma tesisleri yok. Askeri yıkım ürünü olan toksik yükü kabul etmek için AB ile arasında bir anlaşma da yok. Ayrıca ülkeyi savaş malzemesini kabul/işleme alanı haline getirmek Rum yönetiminin Kıbrıs sorununda atıf yaptığı adanın askersizleştirilmesi ve savaş operasyonlarına karışmaktan kaçınma tutumuna da aykırı.

Eylem Planı’nın “eğitim ve istikrar sağlama” konulu 4’üncü maddesinde, Güney Kıbrıs’ı güvenlik ve kontroller konusunda teknoloji bilgisi kavşağı göstermek için CYCLOPS’a yapıldı ancak merkez (CYCLOPS) ABD tarafından finanse ve kontrol ediliyor. CYCLOPS’u istikrar kutusu olarak lanse etmek bir eğitim aracını var olmayan siyasi role dönüştürme hatası yapıldı. Henüz kendi kayıplar sorununu çözememiş Güney Kıbrıs’ın üçüncü bir ülkede savaş sonrası insan hakları denetimi alanına ihraç eden kayıplar (KŞK) konusuyla bağlantı, itibar eksikliğinin kabulü olarak görülüyor.

İstikrar gücüne katkı ile ilgili 5’inci maddede Güney Kıbrıs, uluslararası güvenlik gücüne katkıda bulunmaya hazır olduğunu belirtiyor. Ancak hükümranlık sınırları dışında güç gösterisi doktrini yok, yüksek gerilimli istikrar sağlama görevlerine katılmadı ve askeri olanaklarını yükseltmekten çok uzak. Gazze’de istikrar sağlanması ABD-İsrail ve Arap devletleri arasında çatışma konusu. Güney Kıbrıs bu tartışmada masada bulunmuyor. Oluşturmadığı ve üzerinde siyasi anlaşma olmayan bir misyonda rol talep etmesi bilinçli güç yanılgısı oluşturmak demek.

Eylem Planı’nın “yatırım kavşağı” başlıklı sonuncu maddesinde Güney Kıbrıs Gazze için yatırım çekecek bölgesel kavşak olarak gösteriliyor. Gerçekte Güney Kıbrıs ne yatırım kavşağıdır ne de savaş bölgelerini ayağa kaldıracak ölçüde doğrudan yabancı yatırımı geliştirdi.

Gazeteye göre Rum yönetimi, üzerinde anlaşma sağlanmamış roller açıklıyor, işlemeyen mekanizmalar sunuyor ve anlık iletişimlerini kurumsal başlık haline getirmeye çalışıyor, bu da ülkenin uluslararası itibarını aşamalı olarak erozyona uğratıyor.

Rum yönetiminin kendisini insani diplomasinin amiral gemisi olarak lanse ettiği Amalthea inisiyatifinde operasyonel sorumluluk ABD ve İsrail’e aitti. Yardımların teslim edilmesinde istikrar yoktu ve etkin değildi.

Güney Kıbrıs'ın kendisinden Tahran ile Tel Aviv arasında arabuluculuk yapması talep edildiği yönündeki açıklaması da İran Dışişleri Bakanlığı tarafından derhal ve resmen yalanlandı. Habere göre Güney Kıbrıs kendi kendini arabulucu tayin etmiş görüldü.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.