Ne Bitcoin, ne Altın, ne de Dolar... Yapabileceğiniz en iyi yatırım…

Yayın Tarihi: 04/09/21 17:23
okuma süresi: 11 dak.

☼♂♀∞

Yapabileceğiniz en iyi yatırım, kendinize yaptığınız yatırımdır!

Kendinize yatırım yaparsanız kimse onu sizden alamaz.

Size bir araba versem ve o, hayatınız boyunca alacağınız tek araba olsa, inanılmaz şekilde onunla ilgilenirdiniz.

Çizseydiniz, o anda düzeltirdiniz. El kitabını okurdunuz.

Onu garajda tutar ve tüm bunları yapardınız.

Ve bu dünyada size bir beden ve zihin veriliyor.

50 yaşındayken onunla ilgilenmeye başlayamazsınız.

Yaşamak için tek bir zihniniz ve bedeniniz olduğunu unutmayın.

Ve en önemli şey, gerçekten kiminle ilişki kurduğunuzdur!

Sizden daha iyi insanlarla ilişki kurmak istemelisiniz.

Yani temelde ilişki kurduğunuz insanların yönünde gideceksiniz.

Ve, doğru kahramanlara sahip olmak istiyorsunuz.

Birine benzemek istiyorsanız, kime benzemek istediğinizi çok dikkatli seçseniz iyi olur.

Belki de annenizi babanızı seçmezsiniz.

Üzerinizde muazzam bir etkiye sahip olacaklar, ama bu konuda bir seçeneğiniz yok.

Örnek almanızın yanı sıra çoğu insan için en önemlisi eşlerdir.

İş ortağı oldukları eşleri önemlidir.

Ama hayattaki eş en önemlisidir.

En az sizin kadar iyi bir eş seçmelisiniz.

İnsanların yatırım yaparken yaptığı en büyük hatalar nelerdir?

Yapmanız gereken tek şey; Avustralya’dan Amerika’ya kadar hisse almak.

Ve sonra benim gibi insanları dinlemek, gazeteleri okumak.

Ve sonra da sabırla beklemek.

Al-sat yapabildikleri için al-sat yapmaları gerektiğini düşünüyorlar.

Bir çiftlik alıp, bir apartman alıp yarın satamazsınız.

Hisselerde de durum kısmen böyledir.

Diğer yatırım faalyeti türlerine kıyasla kuruşlarla bile işlem yapabilirsiniz.

Bu kadar kolay işlem yapabildikleri için sürekli işlem yapıyorlar.

Ve sürekli işlem yapmak yatırım yapmaktan daha akıllıca değildir.

Kahvaltıda ne yediğinize ve ne kadar zengin hissetiğinize dair oldukça havalı bir sabah rutininiz var. Nedir bu rutin?

Tam olarak ne yemeyi seviyorsam onu yerim.

20 yaşımdayken biri bana ‘1 yıl fazla yaşayacaksın’ deyip şunu teklif etse…

Yani 88’e kadar yaşamak yerine 89’a kadar yaşarsın dese,

Brokoli, brüksel lahanası, soğan ve tüm bu şeylerden başka bir şey yemezsen 1 yıl fazla yaşayacaksın.

Ne seçerdim biliyormusun? O 1 yılı alabilirsin derdim.

Ne yemeyi seviyorsam onu yiyorum!

İşletme okulu okumaya değer mi?

Kişiye bağlıdır.

Okula bağlı olduğundan daha çok hem de.

Bazı insanlar ileri düzey eğitimden çok şey alıyor.

Ve bazı insanlar çok az.

Ve herkesin üniversiteye gitmesinin önemli olduğunu bile düşünmüyorum.

Her türlü iş yapabiliriz.

Yılda 70.000, yılda 80.000 kazanabiliriz.

O üniversite eğitimi burada pek işe yaramaz.

Ve aslında ben de üniversiteye gitmeye hevesli değildim!

Neşeli bir adam olan babam bana herşeyi yaptırabilirdi.

Ama vaktimi iyi geçirebileceğimi biliyordum, yatırım yapmayı seviyordum ve finans kitapları okuyabiliyordum.

Biliyorsunuz bu büyük bir kararlılık, 4 sene sürüyor, öğrenim kredileri gibi birçok şey.

Bence hayattaki ilgi alanlarınıza bağlı olmalı.

Herkes için olduğunu düşünmüyorum.

Birçok kişi için de aynı zamanda.

Devam edebilmenizin bir nedeni olmalı.

Ben devam etmek için pek bir sebep göremedim.

65, 70 yaşına geldiğinizde sevmesini istediğiniz kişiler sizi seviyorsa başarmışsın.

O yaşlara erişmiş olup, yani aşırı yoksulluk veya acı içerisinde olan birisinden bahsetmiyorum.

Hiçkimseyi görmedim ki onu sevenler varken, zengin olmadığı için mutsuz olan.

Ve bazı çok zengin insanlar gördüm, her şeye sahip olan ancak kimse onları sevmiyor.

Yapabileceğiniz en iyi yatırım kendinizedir!

Kendinize yatırım yaparsanız kimse onu sizden alamaz.

☼♂♀∞

Bu cümlelerin sahibi, fikirleri ile gezegenin yaşayan en etkili insanlarından biri kabul edilen “Para, insanın temel karakteristik özelliği neyse onu öne çıkarır. Görgüsüzsen, paran olduğunda da ‘milyarder bir görgüsüz’ olacaksın demektir” sözünün de sahibi mütevazi yaşamayı seven 91 yaşındaki Warren Edward Buffett’tan başkası değildir.

Peki, Warren Edward Buffett’in söyledikleri bilimsel olarak da ispatlanmış olabilir mi?

John Harvard’ın vasiyetinde okula bıraktığı 400 kitapla bir kütüphane oluşturulan ve şimdilerde kütüphanesinde 15 milyondan fazla kitap bulunduğu bilinen dünyanın en prestijli üniversitelerinden Harvard’da yapılan 80 yıllık bir araştırma, insanların para ve şöhretten gelen memnuniyetten çok toplumu kucaklamanın daha uzun yaşamalarına ve daha mutlu olmalarına yardımcı olduğunu kanıtladı.

Dünyanın en uzun yetişkin yaşamı çalışmalarından biri olan Harvard Üniversitesi Yetişkin Gelişimi Araştırması'nın bir parçası olarak 80 yıldır hayatta kalan erkek denekler izlendikten sonra, araştırmacılar fiziksel ve zihinsel sağlıkları hakkında veri topladılar.

Buna ek olarak, bilim adamları araştırmalarını, şimdilerde 1300 kişi olan ve 50'li ve 60'lı yaşlarındaki deneklerin çocuklarını da içerecek şekilde, erken yaşlardaki yaşam deneyimlerinin zaman içinde sağlığı ve yaşlanmayı nasıl etkilediğini öğrenmek için genişlettiler. Bazı denekler hayatlarını başarılı iş adamları, doktorlar, avukatlar olarak sürdürürken bazıları da şizofren veya alkolik olarak sürdürmektedirler.

Massachusetts Hastanesi'nde psikiyatrist ve Harvard Tıp Fakültesi’nde de bir psikiyatri profesörü olan ve araştırmanın direktörü Prof.Dr.Robert Waldinger “Şaşırtıcı bulgu olarak, ilişkilerimizin ve ilişkilerimizde ne kadar mutlu olduğumuzun sağlığımız üzerinde güçlü bir etkisi var” dedi. Prof.Dr.Robert Waldinger; “Vücudunuza dikkat etmek önemlidir, ancak ilişkilerinize dikkat etmek de çok önemlidir” açıklamasında bulundu.

Araştırma, insanları hayatları boyunca mutlu eden şeylerin para ya da şöhretten çok yakın ilişkiler olduğunu ortaya koydu. Bu bağlar insanları hayatın hoşnutsuzluklarına karşı korumakta, zihinsel ve fiziksel çöküşü geciktirmeye yardımcı olmakta ve uzun ve mutlu bir yaşamın sosyal sınıf, IQ ve hatta genlerden bile daha önemli olduğunu gösterdi.

Geniş tıbbi kayıtlar ve yüzlerce yüz yüze görüşme ve anketler de dahil olmak üzere verileri inceleyen araştırmacılar, erkeklerin ilerleyen yaşları ile aile, arkadaşlar ve toplumla ilişkileri arasında güçlü bir ilişki buldular.

Araştırma, insanların 50 yaşında ilişkilerinden duydukları memnuniyet düzeyinin, fiziksel sağlık için kolesterol seviyelerinden daha iyi bir belirleyici olduğunu gösterdi.

Araştırma’nın direktörü Prof.Dr.Robert Waldinger, popüler bir TED (Technology, Entertainment, Design) konuşmasında “50 yaşında onlar hakkında bildiğimiz her şeyi bir araya getirdiğimizde, nasıl yaşlanacaklarını tahmin eden orta yaş kolesterol seviyeleri değildi” dedi. Prof.Dr.Robert Waldinger “İlişkilerinden ne kadar memnun kalmışlardı. 50 yaşında ilişkilerinden en memnun olan insanlar 80 yaşında en sağlıklı insanlardı” dedi.

Araştırmacılar aynı zamanda evlilikteki memnuniyetin insanların ruh sağlığı üzerinde oldukça koruyucu bir etkisi olduğunu buldular. Araştırmanın bir kısmı, 80'li yaşlarında mutlu evlilikleri olan kişilerin, fiziksel olarak çok acı çektikleri günlerde bile duygusal acı çekmediklerini gösterdi.

Araştırma, mutsuz evlilikleri olanların hem duygusal hem de fiziksel acı hissettiklerini gösterdi.

Araştırma, daha uzun yaşayan deneklerin sigara ve alkolden uzak duranlar olduğunu da gösterdi.

Araştırmacılar ayrıca, güçlü sosyal desteği olanların yaşlandıkça daha az zihinsel bozukluk yaşadıklarını buldular.

Araştırma, yalnızlığın, en az sigara ve alkol kadar güçlü bir katil olduğunu ispatladı.

Prof.Dr.Robert Waldinger TED konuşmasında “İyi ilişkiler sadece bedenlerimizi korumakla kalmaz; beynimizi de koruyorlar”dedi. Prof.Dr.Robert Waldinger konuşmasını “Ve bu iyi ilişkiler, her zaman pürüzsüz olmak zorunda değiller, ilişkilerde yaşanan sıkıntılar ne kadar zorlu da olsa gerçekten insanların birbirlerine güvenebileceklerini hissettikleri sürece, ilişkileri devam edebiliyordu” diye ekledi.

Prof.Dr.Robert Waldinger “Yaşlanmanın sürekli bir süreç olduğunu ve verebileceğim en iyi tavsiye vücudunuza 100 yıl boyunca ihtiyacınız olacakmış gibi dikkat edin çünkü olabilirsiniz” dedi.

Araştırma, genetik avantajların (uzun ömürlü atalar) uzun bir ömür için sağlıklı ilişkilerden daha az önemli olduğunu gösterdi. Öte yandan, alkolizm ve depresyonun hayata yıldız olarak başlayan insanları bir tren kazası enkazına dönüştürebildiğini de gösterdi.

Araştırma, hayatta güvenebileceğimiz, kendimizi teslim edebileceğimiz insanlara sahip olmanın sinir sistemimizi rahatlattığını, beynimizin daha uzun süre sağlıklı kalmasına yardımcı olduğunu, duygusal ve fiziksel acılarımızı dindirdiğini gösterdi.

Önemli olan kaç tane arkadaşımızın olduğu, duygusal bir ilişkimizin olup olmadığı değil, önemli olan yakın ilişkilerimizin kalitesi. İlişkilerimizin ne kadar derin olduğu, bir şeyler paylaşırken kendimizi ne kadar güvende hissettiğimiz, karşımızdakinin gerçekten kim olduğunu ve onun bize gerçekten kim olduğumuzu gösterip gösterememesi.

Mutluluğun formülü, ihtiyaçtan fazla para veya elde edilen şöhretle ilgili değil.

Mutluluğun formülü, ailemiz, arkadaşlarımız ve eşimizle olan ilişkimizin sağlamlığına dayanıyor.

Mululuğun Formülü, sağlıklı, derin ve güçlü insan ilişkilerine bağlı.


Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Kıbrıs Postası’nın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.