Deprem söylentisinden turist de gelmeyecek…

Bizim gibi ülkelerin en önemli gelir kaynağı turisttir. Turist sıcak paraya benzer; güvenli ortama gider güvensiz ortamdan kaçar. O kadar çok deprem açıklaması yapıldı ki artık Kıbrıs’ta her an bir deprem olabilir beklentisiyle yaşıyoruz.

Özellikle Hatay’daki 6,4’lük depremin ardından gözler Adana ve Kıbrıs’a çevrildi. Her zaman söylüyoruz bu deprem yarın sabah olabileceği gibi elli yıl sonra da olabilir. Yani bunun bir hesabı kitabı yok. Peki ne oldu şimdi. Bir kere Türkiye bu seneki turist akınını kaybetti.

Türkiye beşik gibi sallanıyor bu nedenle birçok turist rezervasyonu iptal edildi. Bizim memlekette de herkes deprem olacak diye avazı çıktığı kadar bağırıyor. Hükümetin tek bir gündemi var o da deprem. Her a  Kıbrıs’ta deprem bekleniyor. Ha şimdi oldu ha birazdan olacak.

Hal böyle olunca da KKTC turizmi de bundan nasibini alacak. Bu ülkenin en yüksek geliri turizmden kaynaklanıyor ve birinci derece deprem bölgesi olarak lanse edilen Kıbrıs’a kimse gelmek istemeyecektir, bundan kaçınacaktır. Turizmcilerin en büyük kaygısı şu an bu yönde. Yapılan açıklamalara baktığımızda turistlerin ciddi oranda rezervasyon iptali yaptığını ve üçüncü dünya ülkelerini tercih ettiğini görüyoruz. Açıklamalar da bu yönde.

PANİK HAVASINDAN ÇIKMAK LAZIM

Evet bu ara başlık son derece önemli. Ülkenin bir an önce panik havasından çıkması lazım. Şu an herkeste ama herkeste bir panik havası var. Herkes yakın zamanda Kıbrıs’ta bir deprem olacağına ciddi anlamda inanmış durumda. Belki de uzun yıllar ciddi bir deprem yaşamayacağız ama yarın deprem olacakmış gibi hazırlanmalı ve bu panikten de kurtulmalıyız. Hükümet bile ekonomik kaygılardan kurtulmuş depreme nasıl hazırlanırız endişesi içine girmiştir. Evet bu endişeyi hükümet taşımalı ve deprem olmadan yapılması gerekenler yapılmalıdır ama unutmayalım bu ülkenin başka gerçekleri de var. Örneğin ekonominin kötü olması ve vatandaşın geçinmekte zorlanması gibi.

Asıl panik Kahramanmaraş depreminin ardından Adana, Hatay ve Kıbrıs’ta deprem olacak denilmesi ve Hatay'da deprem olmasıyla başladı. Hatay depreminin ardından sıra Adana ve Kıbrıs’ta denildi ya işte orada kayış koptu ve herkes depremi beklemeye başladı.

Bu deprem havasından bir an önce çıkılması lazm. Hükümet üzerine düşeni yapmalı ve hızlı olmalıdır. Tıoplumun psikolojik olarak rahatlatılması lazım.

KAÇ DEPREMZEDE GELDİ?

Evet bir başka bilinmeyen soru da bu.

Çalışma ve sosyal Güvenlik Bakanı Hasan Taçoy, 3700 rakamı verirken Girne Belediye Başkanı Murat Şenkul 1800 başvuru oldu dedi. Başbakan Ünal Üstel de rakamı 1500 olarak açıkladı. Muhtemelen Başbakan bu rakamı İçişleri Bakanı Ziya Öztürkler'den emir alıp yayımlamıştır. Bildiğim bir şey yok ama aklıma gelen ve kaç depremzedenin geldiğini bilecek yegâne makamdan biri de İçişleri Bakanlığıdır. Hangisi doğru şu an için bilemeyiz. Sadece Başbakanın açıklamasında ilginç bir tespiti vardı. İlk başlarda yoğun bir geliş akımı oldu sonrasında bu durdu ya da yavaşladı gibi bir açıklaması oldu. Kaç kişi geldiyse sonuç olarak bu insanların idameleri son derece önemli. Ne yapacaklar, nasıl geçinecekler, nerede kalacaklar ve ne kadar süre KKTC’de kalacaklar. Bunlar hep önemli sorular. Bu nedenle kaç kişinin geldiğinin sağlıklı bir şekilde bilinmesi ve bu sayıya göre bir plan yapılması gerekiyor.

Sonuç olarak depreme hazırlanmalı ve panik havasından çıkılması lazım. Özellikle turizm camiasının bu deprem söylentilerinden kötü etkilenmemesi ve buna göre davranılması gerekiyor.  Turizm açısından kayıp bir yıl olursa zaten kötü giden ekonomi ciddi bir darbe alacaktır. Kimse bu işi hafife almasın…

****************

Günün Sözü

“Bir toplumu tahrip etmenin en etkili yolu, o toplumun parasını tahrip etmektir.”

Lenin