Devlet de hapis yatacak mı?

Yayın Tarihi: 24/12/24 07:00
okuma süresi: 4 dak.

En çok trafik yazısı yazan köşe yazarlarından da biri benim herhalde. Daha geçtiğimiz Cuma konuksuz programımda üstüne vurgu yapa yapa söyledim, bağıra bağıra söyledim; her yıl eşek yükü kadar seyrüsefer parası ödüyoruz ama yollar halen karanlık diye. Bakın bir ölümlü trafik kazası da Gönyelide oldu. Genç bir sürücü yolda yürüyen ve Alayköy tarafından çok sevilen Hüseyin Ulu’nun ölümüne neden oldu. Eğer yollar aydınlatılmış olsaydı bu ölümlü kaza olmayacaktı.

Peki şimdi ne olacak, kazaya sebebiyet veren sürücü yargılanacak ve bilmem kaç yıl hapis gidecek, çekeceği vicdan azabı da cabası, yaşayacağı psikolojik travma da cabası. Geçtiğimiz haftalarda Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı konuğumdu, ona da söyledim yapacağız dedi. El-Sen Başkanı Ahmet Tuğcu benim canlı yayınımda açık çağrı yaptı Bakan Arıklı’ya “siz malzemeyi verin yeter ki bir uçtan bir uca tek bir kuruş talep etmeden biz aydınlatalım memleketi” dedi. Cevap var mı yok?

Peki sormak isterim size; kazayı yapan sürücü hapis gidecek peki devlet ya da hükümet hapis gidecek mi? Elbette ki hayır. Yol hatalı, yol karanlık, hiç mi suçlanmayacak buna sebebiyet verenler. Bakan sıcacık evinde uyurken kazayı yapan cezaevinde gün sayacak. Olacak iş mi bu? Değil elbette ki.

ACELECİLİK VE SÜRAT ÖLÜM GETİRİYOR

Evet son zamanlarda ölümlü kazalar çoğaldı. Bunları temelinde acelecilik, sürat ve dikkatsizlik yatıyor. Daha geçtiğimiz gün bir anne, küçük çocuğunu bastı ve çocuk öldü. Al sana ömür boyu hiç bitmeyecek bir dram ve bunalım, motorluya çarpan var, kendi başına kaza yapan var. Nedir bu acelecilik. Sürücü acele ederse sürat yapar, ya sizin dikkatsizliğiniz ya da başka bir sürücünün dikkatsizliği sonucunda kaza yaparsınız ve eğer süratliyseniz büyük olasılıkla ölümle biter bu kaza, sonra gelsin hapis cezası sonra gelsin vicdan azabı.

Daha dün eve giderken bir baktım aynadan iki BMW yarış yapıyorlar. Ben sağ şeritteyim başka bir araç önümde sol şeritte. İki spor araba bizleri geçerek süratli şekilde geçip gittiler. Ya bir yaya atılsa, ya karşılarına bir başka araç çıksa; al sana kaza işte. İşin içinde sürat da varsa ya yaralanma olacak ya da ölüm olacak. Neden bu insanlar hızlı sürüyor? Ne aceleleri var? Hemen hemen her gün kazalara şahit oluyoruz; haberlerde hemen hemen her gün okuyoruz ama kimse akıl koymuyor.

Eğer araç hızlıysa durmaz ve o hızla çarptığınız başka bir arabada mutlak ölüme neden olabilirsiniz, bir anlık süratli araç kullanmanın sonucu cezaevi. Artık cezaevine girdikten sonra nasıl bir insan olarak çıkarsınız o da ayrı bir konu. Allah kimseyi cezaevine düşürmesin.

ALKOLLÜ ARAÇ KULLANIYORUZ

Evet bir başka sorun da bu. Alkollü araç kullanıyoruz. Polisin yaptığı genel kontrollerde alkolle yakalanan çok. Bu da sürat gibi istenilerek işlenen bir suç. Kardeşim sen madem ki yarım şişe rakı içeceksin neden direksiyon başına geçiyorsun. Ya taksi al eve git ya da bir başkası sürsün arabayı. Gece gerçekleşen kazaların çoğunda sürücünün alkollü olduğunu polis rapor ediyor. Alkol varsa dikkat yok demektir. Dikkat yoksa da kaza yapmanız an meselesidir. Kaç kişi direksiyonda uyudu ve kaza yaparak öldü. Kolay unutuyoruz ama bunlar yaşanıyor.

Polis kontrolleri yapılmalı, bunda hiçbir sıkıntı yok ama gece kontrolleri daha çok yapılmalı. Polis devriye gezmeli, daha çok geceleri yollarda polis olmalı ve artık trafik dersinin okullarda okutulması gerekiyor. Belki bir nesli eğitebilirsek ölümden ve öldürmekten kurtarabiliriz.

******************

Günün Sözü

“Hiç kimseyi, rüyanda görecek kadar sevme. Çünkü o zaman uyusan da geçmez.”

Cemal Süreyya


Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Kıbrıs Postası’nın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları