Mutlu yıllar…

Yayın Tarihi: 31/12/22 08:00
okuma süresi: 6 dak.

 Acısıyla tatlısıyla bir yılı daha geride bırakıyoruz.

Özetle seçimler, kayıplar, cinayetler, el çektirilen hükümetler ve korkunç bir enflasyon altında bir yıl geçirdik demek sanırım yanlış olmaz.

Gerçekten de paranın çöp olduğu, emeğin sömürüldüğü, zenginin daha zengin, fakirin daha fakir olduğu bir yıl daha geride kaldı.

Ve tabii ki Kıbrıs adası adına çözümsüz bir yıl daha geçti.

Belki en önemlisi bu son yazdığımdır çünkü yıllardır yazdığım ve konuştuğum üzere, Kıbrıs sorunu yaşadığımız bütün sorunların temel sebebi, kaynağıdır.

2022 ile ilgili yazacak, irdelenecek çok şey var elbette ama bir takım olaylar özellikle üst sıralarda yer alıyor.

Bu bağlamda Şubat ayında meydana gelen Halil Falyalı cinayetini sanırım en üst sıraya koymak gerekmektedir. Cinayet ve sonrasında yaşananlar, zanlıların ellerini kollarını sallayarak kaçak yoldan adaya girmesi, kamera görüntülerinin cinayetten dakikalar sonra servis edilmesi gibi konular kuşku yok ki 2022’nin en çok konuşulanları arasındaydı.

Şimdilerde davası hem Kıbrıs hem de İstanbul’da görülüyor ama ben eminim bu olay yıllar geçse de konuşulmaya devam edilecek.

2022’nin bir diğer çarpıcı olayı ise Faiz Sucuoğlu’nun başına gelenlerdir diye düşünüyorum. Çok değil, daha 14 ay önce yüzde 62 ile UBP başkanı seçilen, 22 Ocak seçimlerinde yüzde 40 ile birinci gelen Sucuoğlu’nun başbakanlıktan gönderilmesi, KKTC siyasetinin yüz karası olayları arasında yerini almış bulunmaktadır. KKTC siyasetinin 2020 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aldığı müdahale yarasının devamı niteliğinde gelişen olaylar, halkın zaten az olan siyasete güven seviyesini iyice aşağılara çekmesine sebep oldu. Sucuoğlu’nun kendisini deviren Ünal Üstel hükümetine güvenoyu vermesi ise dünya siyasi tarihine geçecek kadar garabet oldu diye düşünüyorum.

Yine bu bağlamda KKTC siyasetine bomba gibi düşen ve büyük tartışmalara yol açan ‘külliye’ inşaatı da yılın önemli gelişmeleri arasındadır. Gelen büyük tepkilere aldırış edilmeden son hız yapımı devam eden inşaatla ilgili tartışmalar ve tepkiler bir takım odakların ‘eylem’ adı altında facialara imza atması nedeniyle kaybolup gitmiştir belki ama yine de yaşananların bir başka müdahale anlamına geldiği şüphesizdir.

Kıbrıs Türk halkının yaşam biçimine, felsefesine, dünya görüşüne ve hoşgörüsüne yapılan saldırılar 2022’de de son yıllarda olduğu gibi devam etmiş, had safhaya çıkmıştır. 2023’ün bu bakımdan hayırlara vesile olmasını ve daha rahat siyaset yapılabilecek ortamların oluşturulmasını dilerim. 

Aklımda kalan bir diğer olay ise Mersinlik Bölgesinde çıkan yangın ile birlikte tam 4 gün boyunca devletin aciz bakışları arasında yanan ormanlarımız oldu. KKTC devletinin içi boş konuşma yapmaktan ileri gidemeyen bir mekanizma olduğuna yeni bir ispat olan yangın en sonunda mucize bir şekilde yağan yağmur sayesinde bitmese, belki de Kantara’nın tüm ormanları yanıp kül olacaktı, kim bilir.

Öte yandan basın dünyamız için de pek olumlu bir yıl olduğunu söylemek mümkün değildir. Gazetecilere gelen baskılar, tehditler, işten çıkarmalar, davalar derken zaten yerlerde sürünen mesleğimiz artık iyice kahırlı bir hale gelmiştir diye düşünüyorum. Ekonomik sıkıntılar altında ezilen basın sektörü bu bağlamda hayatta kalmak için bir takım tehlikeli yatak arkadaşlıklarına girip, kirlilikler de yarattı ki bence en büyük sorun da bu oldu. Çünkü halkı tarafından güvenilmeyen bir basın yalancı çoban hikayesinden farksızıdır. Bu yönde tüm camia için daha iyi bir yıl dilemekten başka çarem yok.

Ekonomik olarak yüzde 120’leri aşan enflasyon altında büyük mücadelelerle geçirdiğimiz yıl dediğim gibi çok zor oldu. Devlet baba denen mevhumun vatandaşını korumayı düşünen adımları bir kenara bırakın, daha da beter şeylere yol açması, bir takım güç odaklarının suyoluna iş yapması ve denetim denen şeyi unutması yine olağan işlerdir. Kıbrıslı Türkler kurtuluşu güneyde aramaktadır ve yeni yılda da bu durum değişecek değildir. Devlet sevicilerin bu noktada gaileli olduklarını sanmıyorum.

Dolayısıyla tüm dünyaya ‘2 devletli çözüm’ diye ‘güya’ bağıranların ilk başta yapması gereken şey, o devleti kendi vatandaşına sevdirmek, sahip çıkartmaktır diyeceğim ama boşuna diyeceğim. Çünkü bu devlet sevici arkadaşların tek derdi kendi cep ve çıkar gruplarıdır, başka da bir şey değildir.

Nihayetinde, en başta yazdığıma gelecek olursam, 2022’nin en üzücü tarafı yine adaya çözüm getirmemesi oldu. Sorunlarımızın anasından kurtulmadığımız sürece bizde hiçbir şey olmaz.

Uluslararası hukuktan kopuk olmak çoktan beri sürdürülemez bir noktadadır ve özellikle de pandemi ile post pandemi yaşadığımız şu günlerde geldiğimiz hal tam da bunu söylemektedir.

Ama dediğim gibi bu adada kurulan statüko çözümsüzlükten beslenmekte ve hayat bulmaktadır.

Kendi adıma da ilginç iniş ve çıkışların olduğu, büyük üzüntülerin yanı sıra sevinçlerimin yaşandığı bir yıl geçirdiğim diyebilirim.

Çocuklarımın ikisinin de üniversiteye başlaması benim için bir level daha atlamak demekti.

Artık 50’ye giriyorum ne de olsa ve kararım her ne olursa olsun hayatın tadını daha çok çıkarmak yönünde olacak.

Bunun dışında tüm okuyucularımın yeni yılını kutlar, sağlık, esenlik, mutluluk ve barış diliyorum.


Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Kıbrıs Postası’nın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.