Hristodulidis doğru yönde bir adım atmıştır…

Yayın Tarihi: 30/01/24 07:00
okuma süresi: 9 dak.

Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Nikos Hristodulidis’in uzun süredir gündemde olan ancak bir türlü açıklanmayan Kıbrıslı Türklerin gündelik yaşamını kolaylaştıracak önlem paketi en sonunda resmi olarak açıklandı.

Hafızam beni yanıltmıyorsa, ilk kez bir Rum lider Kıbrıslı Türklerle ilgili ortaya bir paket ortaya koyuyor.

Hemen kendi fikrimi yazayım: Elbette, paket bu haliyle yeterli değildir. Özellikle de karma evlilik meselesiyle ilgili maddesi beklentileri tam olarak karşılamamıştır. Ama bu atılan adımın doğru bir yönde olduğu gerçeğini değiştirmez.

Basitçe söylemem gerekirse 2007’de çıkarılan ama uygulanmayan yasanın engellediği vatandaşlık önerilerini “incelemeye başlıyoruz” denmesi bile başlı başına doğru yönde atılan bir adımdır. Hatta ve hatta bu başvuruların bazılarının sonuca bağlandığını kendi yakın çevremden de biliyorum. Ha yeterli mi? Tabii ki değildir. Ama ben bu adımın, bizim istediğimiz sonuca doğru bir adım olduğunu düşünüyorum.

Paket açıklandıktan hemen sonra attığım iletide de aynını söyledim ve paketin nasıl uygulanacağını gözlemlemek lazım diye de düşüncemi belirttim. Bu bağlamda açıklanan paketin bir anlamda samimiyet testi olacağını da düşünüyorum.

Öte yandan 14 maddeyi sadece kimlik üzerinden değerlendirmek bana göre doğru olmaz. Rum liderin bu noktada ‘kimlik’ üzerinden siyaset yapma niyeti varsa bunun da yanlış sonuçlar doğuracağını düşünüyorum.

Bu bağlamda 14 maddenin içinde bulunan Yeşil Hat Tüzüğüyle ilgili 6 kalemin daha ticarete eklenmesi ileri bir adımdır. Zaten patlamakta olan ve Kıbrıslı Türk üreticiye bir nefes borusu olan YHT’nin kapsamının gelişmesi bizim yıllardır uğraştığımız bir mesele değil mi? Eee? Bu yönde atılan bir adımın nesi boştur o zaman?

Yine mesela 18 yaşını doldurmuş Kıbrıslı Türk gençlerine “Genç Kültür Kartı” sağlamak kötü bir şey mi? Gençlerin güneydeki kültür aktivitelerinden yararlanması çok yerinde bir adım değil midir? Genç nesillerin birbirini tanıması, kaynaşması istediğimiz yönde bir adım değil midir? Bu arada bu kartın aylık 220 Euro katkı sağlayacağı ve gençlerin bu kaynakla her türlü aktiviteye katılma imkanı olacağı söyleniyor. Tam detayını henüz bilmiyoruz, herhalde ilerleyen günlerde açıklanacak.

Peki “Hastaların, Kıbrıs Nöroloji ve Genetik Enstitüsü’nün klinik hizmetlerine erişimini sağlamak” şeklindeki maddenin neresini “içi boş” olarak değerlendiriyoruz?

Bakınız, bizzat benim kendi annem, geçen hafta gittiği Genel Hastanenin dahiliye servisinde sıra numarası olarak “1534” numarayı aldı!

Kuzeyde sağlık sistemi çökerken, insanlar patlayan nüfus karşısında hastanede sıra bile bulamazken, hiç vergi vermediğiniz, hiçbir yatırım yapmadığınız bir sağlık sistemi size hizmet öneriyor ve bu ‘boş’ bir açılım oluyor, öyle mi?

Devam etmem gerekirse, kuzeyde son iki yıldır yaşanan ilaç sıkıntısını giderecek bir açılım neden kötü?  Hele de eczacılarımızın soruşturma adı altında sokulduğu zor duruma da bakıldığında böylesi bir adımın “boş” olduğunu söylemek bana göre mantıksız.

Hak sahiplerine dulluk maaşı? Sınır kapılarından geçişin kolaylaştırılması, Haspolat arıtması? Bunlar nedir?

Burada tek tek maddeleri sayıp sizi sıkmak istemem. Ama kim ne derse desin Rum liderin ortaya koyduğu bu inisiyatif olumsuz bir adım değildir.

Dediğim gibi yetersizdir, şu anda kalıcılaşmaya doğru giden bölünmeyi daha da normalleştirmek gibi bir takım potansiyel tehlikeler taşımaktadır. İşte esas hedef bu yakınlaşma adımını alıp ileriye taşımak ve çözüme ulaşmak olmalıdır. Dolayısıyla 14 maddeyi bu anlayışla değerlendirmek doğrusu olur.

Peki öyle mi yapılıyor?

Başbakan Ünal Üstel, kendi partisinin ve çözümsüzlük cephesi retoriğinden konuşarak açılımı “bir tuzak” olarak değerlendirdi.

İnanın bana paket açıklandığı dakikadan itibaren onlarca kişiden mesaj aldım ve soru da şuydu: “Abi biz de pasaport alacak mıyız?”

Şimdi bir sürü insan bu pasaportun hayalini kuruyorsa, binlerce insan hukuk davalarıyla bu hakkı arıyorsa, Başbakanın ve onun temsil ettiği felsefenin büyük sorunları var demektir.

Bu kadar insan bile isteye ‘tuzağa’ mı düşmek istemektedir yoksa bunu hak olarak mı görmektedir? Başbakanın en yüksek ita amiri olduğu düzenin veremediği uluslararası tanınmış pasaportu ve kimliği istemeyi doğal bir hak olarak gören binlerce insan vardır. Bunun tersini düşünmek, halktan kopuk siyaset yapma anlamına gelmekten başka nedir, biri bana bunu da anlatsın.

Ama esas mesele bu değildir. Başbakanın düşüncesi kendi dünya görüşüne uygundur, o anlamda sıkıntı yoktur.

Fakat CTP liderinin yaptığı evlere şenlik açıklamayı görünce acı şekilde gülümsediğimi söylemek isterim.

Koskoca paketin 13 maddesini hiç görmeyen ve sadece kimlik üzerinden konuşan Tufan Erhürman’ın yaptığı açıklamayla ilgili ne diyeceğimi de bilemiyorum. Efendim, kimlik bir hakmış, lütuf değilmiş, Maria Ceullar da bunu not etsinmiş.

Öyle mi?

Bu kadarını ben de söylerim, sokaktaki insan da söyler, herkes söyler. Siyasetçi ise bunu anlatır, geliştirir, karşı öneri yapar, süreci zorlar, yol gösterir. Ama yok. Varsa yoksa ‘ilahları kızdırmayalım’ da seçim var muhabbeti.

Bu konuda talihsiz konuşan bir başka önemli örgütümüz de maalesef KTÖS olmuştur. Yapılan açıklamada paket için “içi boş ve göstermelik” denilmiş.

Özellikle karma evlilikler konusunu gündeme getiren, ilk davayı açan KTÖS’ün bu konudaki hakkını yemek mümkün değildir. Ama bu açıklama nedir?

Aynını sevgili dostum Burak Maviş’e de sordum. Bana bu konuda beklentilerin büyük olduğunu ama aynı kriterlerin tekrardan önlerine konduğunu söyledi. İyi de daha önce bu kriterler de uygulanmıyordu, şimdi en azından bu adım atıldı, kötü mü? Bu konuda dava sürüyor, bunu da biliyoruz. Öyleyse Rum liderden devam eden davaya müdahale etmesini, karar alınmadan kendisinin karar vermesini mi bekliyorduk? Bence KTÖS bence bu beklentinin getirdiği biraz da öfkeyle yapmış olduğu bu açıklamayla doğru bir tutum ortaya koymamıştır. Hele de Rum liderin kendi seçim döneminde kaale alıp ziyaret ettiği yegâne örgüt olmuşken bu açıklama hiç olmamıştır.

Son günlerde yıldızı yeniden parlamaya başlayan Kudret Özersay’ın açılımları “bir parmak bal çalma” olarak nitelemesi de bana göre pek tutarlı değildir.

E kusura bakmayın ama, bir yandan KKTC’cilik yapacaksınız, ayrı devletiz diyeceksiniz, öte yandan da kalkıp 1960’tan kalan ortaklık haklarımız diyeceksiniz, sonra da atılan iyi niyet adımını ‘ağzımıza bir parmak bal çalma’ diye niteleyeceksiniz?

Bir yandan bir sürü karma evlilik mağduru var diye, ona göre siyaset geliştirmeye çalışıp, güya hak savunacaksınız, popülizm yapacaksınız, sonra diğer maddeleri görmezden gelip ‘tu kaka’ diyeceksiniz, en sonunda da Hristodulidis’e sallayıp ‘samimiyetsiz’ diyeceksiniz.

Yahu adam bu açılımı yaptı diye Elam ve Diko başta olmak üzere, güneydeki tüm çözümsüzlük cephesi ona sallıyor.

Gelgelelim bizim çözüm cephesi dediğim örgütler de ona sallıyor!

Burada bir gariplik yok mu sizce? Bu nasıl olabilir?

Uzun lafın kısası, Nikos Hristodulidis’le pek iyi anıları olan birisi değilim. Özellikle de Crans Montana’daki durum yüzünden. Ama iyi bir adım atmaya çalışırsa bunu desteklerim. Yaptığı bu açılım doğru yöndedir ama yeterli değildir.

Umarım Rum lider attığı bu adımlarda samimidir. Esas bakmamız gereken şey budur. Esas yoğunlaşmamız gereken şey bu ve bunun gibi adımlarla iki toplumu yakınlaştırmak, çözüme ulaşmaktır.

Çünkü artık ayan beyan biliyoruz ki Kıbrıs sorununun çözümü, sorunlarımızın toptan çözümüdür, en azından çözümlerin başlangıç noktasıdır…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Asim Mentes30/01/24 15:19
Soru: Kıbrıs Türklerinin kisilik hakları için hangi davaları açtık. Bu konuda tek somut eylem Niyazi bey den geldi. Utanmaliyiz, sadece şikayet ediyoruz.

Diğer Ulaş BARIŞ yazıları