Şimdi “ne zamanı?”

Her zaman diliminde yaşananlar kendine özgüdür… O dönemi yaşamayan, zemini iyi bilmeyen kolay kolay da anlayamaz… Ne? neden? yaşandı diye…O dönemi yaşayanlar bilir. Dahası aynı dönemi yaşayanların bile dönemden anladığı aynı sayılmaz… Birçok faktör devreye girer… Sonrasında olanları yazan çıkarsa eğer… yıllar sonra yazarın bakış açısına göre durumu izah etmeye çalışırız… Yaşarken bile anlamakta zorlandıklarımızı… geçmişe dönük okumalarda iyi bile analiz etmeye çalışıyoruz…

İnsan… her şeyin odak noktasına hissediyor kendini… İnsan onu yaptı, bunu yaptı… iyi şeyler de yaptı… yanlış şeyler de…Doğruyla yanlışı, güzel ile çirkini ayırmakta hala zorlanıyoruz… Ama hep bir şeyler oldu… ve hepsi nedenliydi… Anlatana göre… Nedenleri hep tartışıldı ama bir yerde de durmadı…

Kentler kuruldu… imparatorluklar, devletler kurduk… Uluslararası örgütler kurduk… çok uluslu şirketler kurduk… Zaman oldu sınırları sıkı sıkı kapadık… güvenlik dedik… Zaman oldu birlikler kurduk sınırları yok saydık… ticaret yaptık… geçiş izni verdik…oturma, çalışma izni verdik… Zaman geldi devletin sorumluluğu bunlardır dedik… tüm sorumluluğu devlete yükledik… zaman geldi kamu küçülsün kamu özel iş birlikleri güçlensin dedik… Dünya savaşları gördük… salgın hastalıklar… ekonomik buhranlar… Zengin devletler gördük… yaşamak için varlığını devam ettirmek için mücadele edenleri gördük… Savaşları, barışları…ekonomik savaşları… anlaşmaları… diplomasinin bin bir uygulamasını… iki kutuplu dünyayı gördük… tek kutuplu hakimiyeti tartıştık…

Dengi denge diye her alanın ihtiyaçlarını konuştuk. Yöneticinin atandığı sistemler de gördü bu dünya… demokrasiyle seçildiği çağları da… Bürokratların liyakat tartışmasına kadar tartıştı sistemler… Farklı farklı sistemler kurgulandı devlet yönetmek için… Zamanın ihtiyaçları doğrultusunda dedik… Zaman teknoloji zamanı dedik ayak uyduralım… Zaman mücadele zamanı dedik mücadele edelim… ekonomik sorunlar var, dünyada kıtlık var dedik zaman idare zamanıdır dedik… Dedik de dedik…

Yaptık yapacağımızı buraya kadar da demeye niyetimiz yok gibi… dünya karışık… artık kitaplarla uygulamalar birbiri ile paralel gitmekte zorlanıyor…bu süreç iyice ilginç bir hal aldı… Daha da olmaz dediklerimiz bir bir gerçekleşiyor…  

Uluslararası alan karışık… hatta her adımda daha da karışıyor… Kentler, imparatorluklar, devletler, uluslararası örgütler, çok uluslu şirketler, prensler, prensesler… zamanı derken annem dün sordu…uzun uzun anlatıyorsun da dedi… şimdi söyle bakalım “şimdi bu ne zamanı” diye…