Altılar mahkemesi

Yayın Tarihi: 31/08/22 10:00
okuma süresi: 6 dak.

Her 30 Ağustos geldiğinde, benim de aklıma bu mesele düşer! Malûm, tarih çapraz okunmazsa anlaşılamıyor!

28 Kasım 1922’de, Atina’da Averof Zindanı’nda, Helen Tarihi’ne “Altılar” diye geçen bakanlar Gunaris, Stratigos, Baltacis, Teotokis, Gudas, Stratos; Başbakan Protopapadakis ve “Küçük Asya” ordusunun baş komutanı Hacı Anestis, kurşuna dizilerek, idam edildiler! Vatana ihanet etmişlermiş! “Küçük Asya Felâketi” dedikleri katastrofinin bedelini, yedi politikacı ile bir general canlarıyla ödedi…

Oysa, Anadolu’yu fethetmeye kalkışan, Elefteros Venizelos idi… Bir süre önce yapılan seçimde, kralcı parti, “Küçük ama şerefli Yunanistan” sloganı ile Venizelosçular’ın maceracılığından bıkmış Yunan halkının oylarını alarak, hükümete gelmişti. Venizelos devrilince, başbakanlığa Gunaris, maliyeye de Protopapadakis gelmişti… Bir süre sonra çıkan bir hükümet krizi sonrasında, ikisi yer değiştirdiler! Protopapadakis başbakan, Gunaris Maliye Bakanı oldular… Gunaris, başbakan olunca, ne olduysa oldu, fikirleri değişti! Anadolu’dan çekilecek diye oy alıp başbakan olan adam, Ankara’ya yürüdü…

Bunda, ordu içindeki Venizelosçu subayların, özellikle de Albay Sarıyannis’in büyük rolü vardır…

Albay, öyle romantik bir söylemle Ankara’nın bir tokatta düşeceğini ve buna cesaret edemeyenlerin tarihin önünde korkak olarak tescil edileceğini söylemekteydi ki ordu komutanı Papulas bile karşı olduğu bu sefere çıkmaktan, kendini alıkoyamadı.  “Küçük ama şerefli Yunanistan” diyen Başbakan’a da Ankara Fatihi olmak, herhalde cazip geldi… Sonuçta, Sakarya’da bilinen silleyi yiyip, Polatlı’dan Afyon’a kadar geri çekildiler… Başkomutan Papulas azledilip, yerine Hacı Anesti yollandı… Sakarya’da yenilmiş olmak, generalin hayatını kurtardı.

Ertesi yıl da Afyon önlerinde Mustafa Kemal’in büyük stratejisine kurban olup, kendilerinden daha küçük, kötü silahlandırılmış, teçhizat fukarası bir ordu karşısında, altı ayda düşmez zannetikleri savunma hatlarını 24 saatte teslim edip, dağıldılar!

27 Ağustos günü bunların orduları üçe bölündü, emir komuta zinciri ortadan kalktı, İzmir ile bütün irtibatları kesildi… Yalnız Yunanistan’a değil, Anadolu Rumluğu’na da tarihin en acı felâketini yaşattılar… Çünkü bu rüyalar aleminde yaşayan şaşkınlar, mecburi askerlik çıkarıp, Anadolu Rumları’nı da askere almış, Ege bölgesinde, başkenti İzmir olan bir Bağımsız İyonya Cumhuriyeti ilan etmeye hazırlanmaktaydılar. İzmir’de İyonya Üniversitesi bile hazırdı! Oysa adamlar, henüz Osmanlı vatandaşı! Yenilinceler, Yunan askeri “esir” ama onlar “asi” konumuna düştü… Onun için yel yepelek Yunanistan’a kaçtılar… Nasıl dursunlar?

O zaman ne oldu biliyor musunuz?

Suç, “ Yürüyelim korkaklar” diyen Albay Sarıyannis ve kafadarlarına yüklenmedi…

Bunlar Yunanistan’a dönüp, 22 Eylül’de Albay Pilatiras yönetiminde, bir darbe yaptılar. Kralı değiştirip, yönetimi ele aldılar.  Üstelik, bu Pilatiras denilen adamın marifetleri, unutturulmaması gerekecek kadar büyük: Hazret Anadolu’daki aşırı Helen milliyetçilerinin gizli örgütü, Milli Teşkilat’ın başkanı! Say ki Büyük İskender’in bir prototipi! Veya kendi öyle sanıyor!

 27 Ağustos gecesi, General Trikupis, buna bir emir veriyor: “ Acele alayınla git, Dumlupınar mevzilerini işgal et… Türkler bizden önce oraya varırsa, biz artık İzmir’de bile duramayız!” Herif, “derin” ya? Albay başına, generale cevap veriyor: “ Gece vakti, oraya kadar yürüyemem! Sabah olsun, bakarız! “ Sabahtan da görüyor anasının iplik eğirme aletini… Türk Süvari Kolordusu, tozlarını atıyor, Dumlupınar mevzileri, Türk ordusunun eline geçiyor…  Savaşı kaybetmelerinin, önemli sebeplerinden biridir bu herif…

Sonra da olanca “milliyetçiliği” ile Çeşme’ye çekilip, topukları yağlayarak, Atina’ya geliyor…

Sarıyannis ile bir olup, suçu  “Yapmayın, etmeyin başımıza bir belâ getireceksiniz!” diyen ama direnemeyip, göz göre göre rezil olan, başbakan Protopapadakis ve altı bakanına atıyorlar… Bir de General Hacı Anesti ile emrini dinlemeyip, yenildikleri Trikupis! 

İki ayda yargılayıp, “ihanetleri”ni ortaya çıkardılar ve Kasım sonu, hepsini öldürdüler… Trikupis, Ankara’da esirdi, kurtuldu…

Kendileri edip, sıvadılar; Gunaris ile Protopapadakis’i idam ettiler… O esnada Tifo’dan muzdarip ayakta duramayan başbakanı, bir iskemleye ters oturtup, arkasından kafasına bir kurşun sıkıp, infaz ettiler. ”Adam olup, fikirlerine sahip çıksaydılar!” diyebilirsiniz!

Plânları yapıp, emirleri dinlemeyip rezilane yenilenler “kahraman”, Atina’da oturan Başbakan’la Maliye Bakanı “hain” oldu… Seksen sene sonra, Protopapadakis’in torunu, mahkemeye başvurup, Altılar Mahkemesi’nin adil olmadığını karara bağlattı… Adamcağız tam olmuş size bir Niyazi!

Pilatiras halâ “kahraman” ama… Sarıyanis de…


Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Kıbrıs Postası’nın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Doç. Dr. N. BERATLI yazıları