Güzel bir haber üzerine güzel bir haber...

Telefondaki Cumhurbaşkanlığı Müsteşarı dostum Gürdal Hüdaoğlu idi.

İçimden bir ses, "iyi haber verecek" dedi ve telefonu açtım.

"Gözün aydın. Cumhurbaşkanı ile Anastasiades'in görüşmesinde Limasol'daki vatandaşların evlerden atılma sorunu çözüldü" dedi.

İçimi çok hoş bir duygu kapladı.

8 ailenin oturdukları evlerden atılması önlenmiş ve Ulaş Barış ile beraber, Kıbrıs Postası olarak buna biz vesile olmuşuz.

Başka bir toplantıdan çıkmış gazeteye doğru gitmek üzere arabaya biniyordum Gürdal'dan telefon geldiği anda.

Ne yapacağımı şaşırdım. Cumhurbaşkanı açıklama yapacaktı elbet ama haber Limasol'daki ailelere ulaşana kadar zaman geçerdi. Bu insanlar son birkaç haftadır istim üzerinde oturuyorlardı. Çocuklar geceleri uyuyamıyordu. Bu haberi kamuoyundan önce o insanları bilmesi gerektiğine kanaat getirdim ve gazeteyi aramazdan önce onları aradım.

Doğan Davulcular telefonu açtı, adımı telaffuz edemediği için benden yaşça büyük olmasına karşın abi diye hitap ediyor.

"Gözünüz aydın" diye girdim konuya.

"Ne oldu abi. Bir gelişme mi var?"

"Var ya. Cumhurbaşkanı Akıncı'nın sizin konuyu Anastasiades ile konuşacağını söylemiştim ya. Konuşmuşlar ve Anastasiades Cumhurbaşkanı Akıncı'ya sizi evlerinden çıkarma kararını geri aldığını söylemiş." diye kısaca anlattım ve bilgiyi bana Cumhurbaşkanlığı Müsteşarının verdiğini söyledim.

"Allah senden de ondan da razı olsun" dedi titreyen bir ses, "Yani biz evlerimizde oturmaya devam mı edeceğiz?" diye sordu teyit etmek istercesine. Onayladım. "Aynen öyle"

Kıbrıslı her yerde Kıbrıslıdır ya, "Mahalleyi biliyorsunuz. Lütfen gelin, sizin için burada mangalları yakalım" dedi ve bin kez hem bana, hem de "o uzun saçlı arkadaş" diye nitelendirdiği Ulaş Barış'a ve Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'ya teşekkür ederek telefonu kapattı.

Telefonu kapatır kapatmaz, Periskop'tan Cumhurbaşkanı'nın canlı olarak açıklama yaptığı ile ilgili uyarı geldi.

Sola çekip izledim.

Cumhurbaşkanı gerekenleri söylemiş ve sonuç almıştı.

Yani konuyla ilgili ikinci manşetimizde, Akıncı olaya el koydu" boşuna dememişiz.

Ona Limasol'daki insanlar adına hassasiyeti için teşekkür etmek isterim.

Gazetecilik böyle bir şey.

Bir haber yaparsınız, bütün dünya size sosyal medya üzerinden saldırır.

Bir başka haber yaparsınız, habere konu olan siyasi kişi ya da çevreler sizi, "o zaten..." diye başlayan cümlelerle karakter cinayetlerine kurban etmeye çalışırlar.

Ancak bir haber yaparsınız, bir sürü insanın bir felaketten kurtulmasına vesile olursunuz ve onların hayır duasını alırsınız.

İşte o anlar ve dualar bizi meslekte tutan ve bu zor mesleği icra etmemizi sağlayan anlar ve dualardır.

Limasol'daki arkadaşlara geçmiş olsun derken, özellikle Sayın Akıncı olmak üzere, iki lidere de hassasiyetlerinden dolayı teşekkür ediyorum.

Güzel bir haber yapıp üzerine güzel bir haber aldık.