Ustaların işiyse, ‘Tatar bunlarla nereye koşuyor’

Cumhurbaşkanlığına bir ton ‘usta’ gazeteci alırsanız böyle olur ne diyeyim.

Bir basın açıklaması okudum dün. İçler acısı. Rezil. Ne devlet adabına sığdı ne de bildiğimiz siyasal iletişim tekniklerine.

Daha önce II. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ın sonrasında ise IV. Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın müzakerecisi koltuğuna oturan Milletvekili Özdil Nami bir Rum Gazetesi’ne demeç vermiş. Demecin içeriğini Cumhurbaşkanlığı’na birileri beğenmemiş olsa gerek ki buna bir basın açıklaması ile tepki gösterme ihtiyacı duymuşlar.

Buraya kadar her şey tamam.

Nami söyleyecek, Cumhurbaşkanlığı’nın kurumsal sesi de farklı bir görüş orataya koyan Nami’ye tepki verecek.

Hiç itirazım olmaz.

Nami’nin söyleşisini okumaya bile ihtiyaç duymadım bu okumakta olduğunuz yazıyı kaleme alırken. Çünkü konu Özdil Nami’nin söyledikleri değil.

Cumhurbaşkanlığı’nın kurumsal sesinin, devlet manevi kişiliğinin büründüğü yapının buna tepki verme biçimidir.

Kim yazmış ve yayınlanmasına izin vermiş bilemem.

Ama ‘Özdil Nami Nereye Koşuyor’ diye bir başlık bile atılmış.

Basın bildirisi, hele hele Cumhurbaşkanlığı’ndan basın bildirisi yazmak çocuk oyuncağı değil.

Öyle sosyal medyadan sahte hesaplarla ona buna çemkirmeye de benzemez.

Sadece ön sayfadan ibaret çakma gazeteler yaratıp sağa sola saldırmak ise hiç değil.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyet devletinin bu kadar ayaklar altına almaya ya da alınmasına izin vermeye kimsenin hakkı yoktur.

Özdil Nami’ye yanıt mı vereceksiniz? Verin elbette.

Ancak bunun bir adabı var. Usulü var.

Devlet dediğimiz şeyin bir konuşma dili ve üslubu var.

Nami’nin görüşlerine katılmadığınızı ifade ederken, Nami’nin görüşleri ile zamanlamasının dikkat çekici olmasını ifade etmenin ne gereği vardı?

Özdil Nami’nin bu demeci, bu zaman aralığında vermesinin sizin deyiminizle Rum Yunan ikilisine hizmet etme maksatlı olduğunu mu iddia ediyorsunuz? Zaten rezil açıklamanın bir yerinde kime hizmet ettiğini açık açık soruyorsunuz.

Özdil Nami ile görüşlerim pek örtüşmez ama o da bu devletin Dışişleri Bakanlığı ve Ekonomi Bakanlığı görevlerinde bulunmuş, iki Cumhurbaşkanı’nın yanında müzakere masasında dirsek çürütmüş ve birkaç dönemdir de KKTC milletvekilidir. Onu alıştığınız sistemde sizden farklı düşündüğü için Rumlarla iş birliği içinde onlara hizmet eden vatan haini suçlaması yaparsanız bunun sonu yok.

Unutmayın Tatar’a oy vermeyen ve Tatar’ın onların da Cumhurbaşkanı olacağına dair söz verdiği büyük bir kitle var. Hepsini de vatan haini, Rum Yunan ikilisinin kuzeydeki temsilcileri ya da Rum sevicisi ilan edip onlardan kurtulmaya mı çalışacaksınız.

'Özdil Nami Nereye Koşuyor' başlığını medyaya zorlayan açıklamanın bir aceminin elinden çıktığına inanmak istiyorum.

Yok eğer o ‘usta’ geçinenlerden biri ise ve Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın bilgisi dahilinde ise, 'Tatar bunlarla nereye koşuyor’ demekten başka çare kalmaz.