Siyaset, Hızal gibi birini kaybetti

Yayın Tarihi: 02/02/22 12:44
okuma süresi: 4 dak.

Her çocuk büyüten bilir. Çocuk doktorları ebeveynler için Tanrı'dan sonra gelen kişidir. Çocukları önce Allah’a sonra da seçip güvendiğiniz çocuk doktoruna emanet edersiniz. Sorgulamaz, kayıtsız şartsız itaat edersiniz.

Dr. Halil Hızal ile birçok kişinin ilişkisi bu türdendir.

Ancak benimkisi öyle değil.

Benim çocuklarımı büyüten Dr. Remzi Gardiyanoğlu’dur ve bizim için Tanrı'dan sonra gelen kişi odur.

Dr. Halil Hızal ile benim ilişkim başka türlüdür.

Çok yakın ahbabım mı? Değil.

Ailece tatile mi çıktık? Öyle de olmadı.

Akşam meyhanede birkaç kadeh tokuşturup, sarhoş kafayla birbirimizle sırlarımızı mı paylaştık? Keşke olsa ama kısmet olmadı hiç.

Topu topu üç kez karşılıklı oturduk.

İkisi çektiğim Rasıh Reşat’ın Haberi programında uzman görüşü almak için, biri de geçtiğimiz haftalarda bir öğle yemeği için bir araya geldim Dr. Hızal ile.

Epey önce bir karar vermiştim.

Entelektüel birikimi, dünya görgüsü ile bilgisi benden fazla olan ve bunları pratik hayata geçirmek konusunda potansiyeli olan insanlarla daha fazla vakit geçirmek konusunda kendimi öğütlemiştim.

Canımı sıkan, gereksiz konuşan ya da şimdiki gençlerin ifadesiyle ‘boş yapan’ insanlarla mümkün olduğu kadar az zaman geçirecek, metaforik olarak elimde tuttuğum maşrapayı, ne kadar bilgi ile doldurabileceğime bakacaktım.

Dr. Halil Hızal ile tanışıp, sohbet etmeye başlayınca, daha büyük bir maşrapaya ihtiyacım olacağını düşünmeye başladım.

Misal, aşı konusunu konuştuğum hiç kimse bana, pandemi tarihi anlatmamıştı.

Siyasi sohbet yaptığım az insan kendi siyasi görüşünü empoze etmeye çalışmak yerine, kendi kimliğini net bir şekilde ifade ettikten sonra, siyasi yelpazenin her noktasındakileri dinlemek için büyük bir arzu içinde olduğunu hissettirmemişti.

Ya da farklı bir konudan bahsederken, aynı cümle içerisinde iki ya da üç tane kitabı referans vererek konuşan, bu ülkede az insana rastladığımı söyleyebilirim.

‘Bir kişiyi dinlemek için aynı fikirde olmanız şart değil’ lafını Halil Hızal’dan dinlemiş ve ne denli basit ama o denli de derin bir anlam taşıdığını o zaman idrak etmiştim. Bu sözü, TDP ile CTP’nin, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Mecliste yapacağı konuşmayı boykot etmesi üzerine söylemiş ve bunun ne kadar yanlış bir yaklaşım olduğunu ifade etmişti.

Dr. Halil Hızal’ın TDP Genel Sekreterliğinden istifa edeceğini biliyorduk. Zaten seçim başarısızlığının ardından, ülkemizde ne yazık ki ender bulunan Halil Hızal erdemindeki birinden başka bir şey beklenemezdi. Ama siyasetten tamamen çekilmesi bana göre ülke siyaseti için büyük kayıp oldu bence.

Ülkemizin ihtiyacı olduğunu düşündüğüm sosyal demokrasinin belki de Raif Denktaş sonrası meşalesini yakıp binlercesini arkasında sürükleyebilecek birisi iken bu alandan çekileceğini duyurması beni üzdü gerçekten.

TDP’nin barajın altında kalmasının elbette nedenleri var. Bunlara gireriz ve tartışırız ancak Dr. Halil Hızal’ın, Meclis kürsüsünden ders verme ihtimalini özleyeceğim.

Tesellim, dünya turuna çıksa da ne yapıp edip buralara döneceği ve bir dost olarak, karşılıklı bir iki kadeh parlatarak, elimdeki bilgi maşrapasını doldurmaya devam edebileceğimdir.


Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Kıbrıs Postası’nın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Rasıh REŞAT yazıları