Yeşil Barış Hareketi'nden Ataser'e yanıt: Bilgiden yoksun, asılsız açıklamalar bizi yıpratamaz

Yeşil Barış Hareketi, Lapta Marina-Otel ihalesi ile ilgili olarak belediye başkanı Fırat Ataser tarafından yapılan açıklamalara bir cevap verdi. Hareket, çevreye ve kamusal haklara yönelik yapılan yanlışlara karşı durmaya devam ettiğini belirterek, Ataser'in yanıltıcı açıklamalarına ve yanlış bilgilendirmelere karşı kamuoyunu aydınlatma gereği duyduğunu ifade etti.

Açıklamada, hem mahkeme sürecine dair detaylar verildi hem de Yeşil Barış Hareketi'nin ne denli sağlam bir duruş sergilediği vurgulandı.

İşte Yeşil Barış Hareketi'nin açıklamasının tamamı:

"Yeşil Barış Hareketi, kurulduğu günden beridir hiçbir zaman kişilerle bir kavgaya girmemiş, her zaman çevreye, doğaya ve kamusal haklara karşı yapılan yanlışları önlemeye yönelik bir duruş sergilemiştir ve bu duruşunu, karşısında kimler ve hangi makamlar olursa olsun devam ettirme kararlılığındadır. Ne var ki, zaman zaman kişisel rant ve/veya siyasi çıkarları öne çıkan bazı kişiler, mevkilerini ve/veya makamlarını kötüye kullanarak derneğimize haksız suçlamalarda ve/veya saldırılarda bulunmuşlardır. Ancak her seferinde utanç duyarak geri adım atmak zorunda kalmışlardır. Doğa ve yurt sevgisiyle kök salmış, 40 yıla yakın faaliyetleri ile ülkemizin en eski çevre örgütü “Yeşil Barış Hareketi” karalamalarla asla yıpratılamaz.

Yeşil Barış Hareketi, farklı siyasi görüşlere sahip, hiçbir çıkar kaygısı olmayan, gönüllü, çevreye duyarlı, çeşitli mesleklere sahip üyelerden oluşmaktadır ve hiçbir siyasi örgütle bir bağı yoktur. Dahası, yaptıkları yanlışlardan dolayı çeşitli zamanlarda değişik siyasi görüşlerdeki bütün hükümetlere karşı davalar yürüttüğü arşiv kayıtlarından rahatlıkla herkes tarafından görülebilir.

Son günlerde Yeşil Barış Hareketi yine, bilgisizce, asılsız ve mahkemeye de saygısızca, basın da yanıltılıp, giderek yoğunlaşarak artan böyle bir karalama kampanyasına hedef yapılmıştır. Bu nedenle, kamuoyu ve basınımızın daha çok istismar edilmesini önlemek doğrultusunda, konu ile ilgili aydınlatma gereği duyduk.

Kamuoyunda “Lapta Marina-Otel İhalesi” olarak bilinen usulsüz ve yasaya aykırı ihale kararı Yüksek İdare Mahkemesi nezdinde tarafımızca açılmış olan dava uzun zamandır görüşülmeye devam etmektedir. Somut bir açıklaması ve projesi dahi olmayan konu dava tahtında ara emri, mahkeme tarafından ilk nazarda haklı olduğumuz kanaati ile duruşması dava sonuna kadar kesinleştirilmiştir. Şunun altını çizerek daha belirgin anlatmak gerekirse; “Lapta Marina-Otel İhalesi” konusunu mahkemeye taşımamızın sebebi, yasalarımıza aykırı şekilde, bölgeyi kontrolsüz baskı altına sokacak biçimde “projesiz olarak ihaleye çıkılmasıdır”.

Çevre ve kamu haklarını korumak, projelerin yasaya bağlı kalarak hayata geçmesini sağlamak, toplumsal faydayı gözetmek uğraşında olduğumuzu, daha önce süreci bilmeyen, takip etmeyenler için vurgulamak isteriz. Kendisi bizleri marinaya karşı, halkın yararına yapılacak işlerin karşısına bir noktaya koymaya çalışmaktadır. Bölge halkının menfaati, uzunca süredir YBH’nın savunduğunu bu alanın, kamu yararına gerekli bir şeyler yapılacaksa, hazırlanacak sağlıklı ve yasalara uygun bir proje ile ihale edilmesidir. Bölge halkına ve ülkemize yarar sağlamasını istediğimizi ve bu yönde mücadele ettiğimizi bilinmelidir.

Asıl sorgulanması gereken; öncesi bir yana, mahkemenin de uyarılarına rağmen, geçen yıllar içinde böyle bir projenin hazırlanması için ilgili belediyenin, yeterinden fazla süresi olmasına rağmen bu yönde hala neden hiçbir çaba harcamaması olmalıdır.

Halen konu davanın esasını değerlendirmek üzere duruşmasına başlanmış, “tanıkların dinlenmesi” aşamasındayken ve aslında davanın bizim yani kamuoyunun lehine sonuçlanması kuvvetle muhtemel iken bir karşı kampanya başlatılmıştır. LAÇ Belediyesi Belediye Başkanı Fırat Ataser, Lapta Marina-Otel meselesi hakkında yanlıştan öte, asılsız açıklamalar yapmakta ve marina-otel meselesiyle ilgili süreci çarpıtarak, adeta kanal kanal gezerek kamuoyunu yanıltmaya ve mahkemeyi etkilemeye yönelik çırpınışlar içine girmiştir.

Fırat Ataser TV programlarında talihsiz, yakışıksız, asılsız ve bilinçsiz açıklamalar yaparak, ne olursa olsun bu projeyi yapacağım diyerek aslında mahkeme kararlarına saygısının olmadığını, mahkemede olan bir konuyla ilgili mahkemeye karşı saygısızlık yaptığını talihsiz biçimde açıkça deklere etmektedir.

Fırat Ataser bununla da yetinmeyip Hareketimiz tarafından açılmış olup ara emri alınan ve sonrasında Yüksek İdare Mahkemesi tarafından davanın esasının duruşması neticesinde maalesef mahkeme kararıyla kaybettiğimiz Karşıyaka köyündeki kamu yolu meselesini ve yine Kayalar köyünde bilinip aslında Karşıyaka toprağı olan ve 20 yılı aşkındır var olan restoran ile ilgili gelişen yeni süreci çarpıtarak "ara emri aldılar sonra bir iki haftada kaldırdılar", "karanlık hesaplar içindedirler", “siyasi çıkar peşindeler”, “Fırat Ataser’i yıpratmaya çalışıyorlar” gibi tamamen uydurma ve zemmedici (hakaret) içeren açıklamalar yapmaktadır.

Bilinmesi elzem olmuştur ki Karşıyaka köyündeki kamu yolu davasında mahkemede yıllarca süren dava süreci sonunda duruşması yapılmış, tanıklar dinlenmiş, avukatımız tarafından ilgili şahıs çapraz sorgulamaya alınmıştır. Nihayetinde Yüksek İdare Mahkemesi davayı idarenin almış olduğu kararın içeriğinden, yani “doğruluğundan bağımsız” reddetmiştir. Yani davanın kazanılması için gereken her şey yapılmış olup mahkeme tarafından görüşülüp reddedilmiş bir dava hakkında nasıl oluyor da bir Belediye Başkanı kendini kaybedip açıkça asılsız konuşup iftira atabiliyor anlamakta zorlanıyoruz.

“Lapta Marina-Otel” ihalesinin ısrarla projesiz olarak, birilerinin insafına bırakılacak biçimde verilmesinin neden kendisi için bu kadar önemli olduğunu düşününce ister istemez, akıla hoş olmayan olasılıklar gelmektedir.

Tüm yukarıdaki bilgiler belgeli, ispatlı hususlardır. Dileyen herkes tarafından “Mahkemeler.net” adresi üzerinden duruşma kararlarına ulaşılabilir.

Yani hal böyle iken ve derneğimiz yöneticilerinin, avukatlarının defalarca konu hakkında görüşmesi ve Fırat Ataser'in de derneğimizin duruşunu anladığını ve konunun çözümü için uzlaştığımızı beyan etmesi sonrası, birçok yapıcı önerimizi dikkate dahi almayarak, bu hal ve tavırlara girmesini hayretle karşılıyor ve sorguluyoruz. Asılsız iddialar öne sürerek, kamuoyunu yanıltarak, çalışanlarını ve yöre halkını, ortaya attığı asılsızlarının peşine takılarak, kendi hesapları adına yandaşı olarak kamu haklarını savunan Yeşil Barış Hareketi’ne karşı eyleme geçmeye zorlaması da vicdanlara sığmayacak başka bir suç niteliğindedir.

Ataser hem doğruları söylemiyor, hem bilgisiz ve hem de saygısız, giderek agresifleşen olumsuz tavırlar içindedir. Bundan dolayı bilinsin ki, bu tür zemmedici yayınları ve söylemleri sebebiyle gereken hukuki süreç başlatılacak ve aleyhinde tazminat davası ikame edilecektir. Fırat Ataser’in ulu ota söylediklerini mahkemede ispat etmesi için verdiğimiz şansı kullanmasını bekleyeceğiz.

Çevre hakkı herkesindir. Çevre, doğa ve ülkemizin geleceği için halkımız adına mücadelelerimizi aynı kararlılık ve duruşla yürütme kararlılığımızı sürdüreceğimizi kamuoyuna bir kez daha duyururuz"