İÇ HABERLER
okuma süresi: 8 dak.

Doğanın Genç Savunucuları: Ülkemiz için elimizden geleni yapmaya hazırız, aynı gayreti yetkililerden de bekliyoruz

Doğanın Genç Savunucuları: Ülkemiz için elimizden geleni yapmaya hazırız, aynı gayreti yetkililerden de bekliyoruz

Hala Sultan İlahiyat Koleji öğretmen ve öğrencilerinden, ‘Doğanın Genç Savunucuları’ kuraklıkla ilgili yaptıkları çalışmaları açıkladı. Savunucular, alanda yetkili kişilerin önlem almasını talep etti.

Yayın Tarihi: 10/05/24 15:13
okuma süresi: 8 dak.
Doğanın Genç Savunucuları: Ülkemiz için elimizden geleni yapmaya hazırız, aynı gayreti yetkililerden de bekliyoruz

Hala Sultan İlahiyat Koleji öğretmen ve öğrencileri 21. yüzyılın en önemli sorunlarından biri olan kuraklıkla ilgili çözüm önerileri sundu, yetkilileri önlem almaya çağırdı.

Doğanın savunucuları konuyla ilgili yaptıkları açıklamada, “Biz gençler olarak ülkemiz için elimizden geleni yapmaya hazırız, aynı gayreti yetkililerden de bekliyoruz” ifadelerini kullandı.

Öğretmen ve öğrencilerin açıklaması şöyle:

“Akdeniz’in Kuruyan İncisi

‘Bardağın dibindeki son damlalarımızı yeryüzüne çıkararak tarım yapmaya çalışmış oluyoruz.’

21. yüzyılın en temel sorunlarından biri kuraklıktır. Bizler de ülkemizdeki kötü yönetim şartları, halkın bilinçsizliği gibi pek çok etmenden dolayı kuraklığın pençesindeyiz.

Endüstriyel faaliyetler, fosil yakıt kullanımı, altyapıya gerekli önemin gösterilmemesi, kontrolsüz nüfus artışı ve ormanların yok edilmesi atmosferdeki sera gazlarının normal değerlerinden fazla olmasına neden olarak küresel ısınma sorununu gündeme getirmektedir.

Yer Bilimi Mühendisleri Odası Başkanı Mehmet Necdet ile yaptığımız röportajdan elde ettiğimiz bilgilere göre, Kıbrıs’ta su kaynaklarının %70’i tarım alanında, %30’u evlerimizde ve sanayide kullanılmaktadır.

Kıbrıs’ta yeraltı suları adanın jeolojik yapısı ve hidrolojik özellikleri sebebiyle belirli bölgelerde bulunmaktadır. Masa Dağı bölgesi (Lefkoşa ve Girne arasında), Mesarya Bölgesi ve Lefkoşa çevresinde yeraltı su kaynakları yoğunlaşmaktadır. KKTC’de yeraltından çıkarılan sular evlerimizde ve tarım alanlarında kullanılmaktadır. Ülkemizde yeraltı sularının çıkarılması ve kullanılması 19. yüzyılın sonlarına doğru başlamıştır. 20. yüzyılın ortalarına doğru yeraltı sularının kullanılması daha da yaygın hale gelmiştir. Ancak yeraltı sularının halkımız tarafından bilinçsiz bir şekilde kullanılması sonucu yeraltı kaynaklarımız tükenme noktasına gelmiştir. Fakat tek sorun bilinçsizlik değil, gerekli yasaların bulunmaması ve denetimsizliktir. Kaynakların azalmasına ek olarak boşalan yer altı havuzları maalesef tuzlu su ile dolmaktadır. Tuzlu su ile karışan sular suyun kalitesini bozmaktadır. Aynı zamanda adamızdaki yer altı sularını besleyen tek kaynağın yağışlar olduğunu ve yıllık yağış oranımızın yaklaşık 500 mm olduğunu düşündüğümüzde yer altı sularının bilinçli kullanımı ayrı bir önem taşımaktadır. Yaptığımız röportajda Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Erkut Uluçam’ında dediği gibi ‘‘Bardağın dibindeki son damlalarımızı yeryüzüne çıkararak tarım yapmaya çalışmış oluyoruz.’’

Günümüzde gittikçe sayısı azalan göletlerimiz su kaynaklarının korunumu konusunda çok önemli bir yere sahiptir. Devlet Su İşleri Dairesinin 2019-2023 verilerinde mevcut olan on yedi göletimizin iki tanesinin kuruduğu rapor edilirken, 2024 Ocak verilerinde bu sayı altıya (Gönyeli, Kanlıköy vb.)  yükselmiştir. Aynı zamanda dokuz göletimizin (Geçitköy, Güzelyurt vb.) doluluk oranının %50’nin altında olduğu görülmektedir.

KKTC’deki yeraltı kaynaklarının ve göletlerinin yetersiz kalmasından dolayı içme suyu ihtiyacını karşılamak ve tarımsal sulamalardaki eksikleri gidermek amacıyla Türkiye ile aramızda KKTC Su Temin Projesi faaliyete geçirilmiştir. Bu proje kapsamında Geçitköy Barajı’na aktarılan ve 2050 yılına kadar yeterli olması beklenen 38 milyon metreküp suyun ilk dört yıl içinde tüketildiği yerbilim mühendisleri tarafından saptanmıştır. Eski Yer Bilimi Mühendisleri Odası Başkanı Oğuz Vadilili bu çarpıcı durumu ‘‘Ya nüfus 1.5 milyon ya da her birey 4 kişilik su tüketiyor !’’ diyerek eleştirmiştir.

Ülkemizin bağımsızlık yolunda gelişimini ele aldığımızda tamamen dışa bağlı olan su sistemine dair çözüm yöntemleri devam ederse gelecekte ekonomik zorluklar ve dış yönetimlere bağımlılık gibi ciddi sorunlara yol açabileceği düşüncesindeyiz.

Adanın Güney kısmı da bizim gibi kuraklığın pençesinde… Güney Kıbrıs’ın bu konudaki politikasını incelediğimizde, deniz suyunu arıttıklarını görebiliyoruz. Bu projenin adanın Kuzey kısmında da gerçekleştirilmesi gerektiğine inanıyoruz. Bu amaçla geliştirilecek projeler tıpkı Haspolat Atık Su Arıtma Tesisinde de yapıldığı gibi AB’ye sunularak finanse edilebilir.

Adamızda özellikle Lefkoşa ve çevresinde biriken atık suların arıtımı ve çevrenin korunması amacıyla 1960’lı yıllarda Haspolat Atık Su Arıtma Tesisi AB desteği ile kurulmuştur. Lefkoşa Türk Belediyesi Kanalizasyon Şubesi ile yaptığımız röportajdan elde ettiğimiz bilgilere göre, şu an bu tesis günde 30,000 metreküplük suyun arıtımını sağlamaktadır. Ancak her geçen gün kalabalıklaşan başkentimizin evsel atığının artmasıyla, tesisin kapasitesinin 45,000 metreküpe çıkarılması bir zorunluluk haline gelmiştir. Bu tesisin enerji ihtiyacının %20’si güneş enerjisi ile sağlanıyor. Çıkan katı atıklarda gübreye dönüştürülerek toprağı zenginleştirmede kullanılıyor. Bahsettiğimiz bu noktalar tesisi, örnek gösterilecek bir geri dönüşüm projesine dönüştürüyor. Fakat büyük maliyetler ve emeklerle geri dönüştürülen bu su boru hattının olmamasından kaynaklı olarak Kanlıdere’ye dökülüyor. O bölgedeki çiftçiler dereden dizel pompalarla su çekiyor ve bu suyu arazilerinde sulama yapmak için kullanılıyor. Bu durum kimyasalların suya karışmasına sebep olmakta ve arıtılan suyun bölgeye dağıtımında orantısızlık yaratmaktadır. Şu ana kadar bir boru sisteminin kurulmamış olması burada elde edilen içme suyu kalitesindeki suyun ziyan olmasına ve bütün emeklerin boşa gitmesine sebep olmaktadır.

Uygulanacak olan tüm politikaların ilk ve temel hedefi sistemli bir boru hattı oluşturmak üzerine şekillenmelidir. Şu an bir boru sisteminin kurulmaması ileride daha da azalan su kaynaklarımızla beraber büyük sorunlara yol açacaktır.

Borulama sistemi projesinin tasarlanması ve acilen yürürlüğe koyulması gerekmektedir.

Arıtma tesislerinin ülkemizin çeşitli bölgelerine de kurulması ihtiyaç haline gelmiştir. Özellikle İskele bölgesindeki ani nüfus artışı ve kentsel yapılaşma sonucunda ortaya çıkan kirliliğin ve su sorunun giderilmesi için Haspolat’taki gibi bir arıtma tesisi kurulmalıdır.

Halkımızın bu konuda bilinçlendirilmesini sağlamak ve bahsetmiş olduğumuz çözüm yöntemlerini en kısa sürede hayata geçirmek yetkililerin biz gençlere daha sonra da doğaya karşıen önemli borcudur. Eğer tüm bunlar yapılmazsa, hali hazırda sıkıntıları ile karşılaştığımız ve geri dönüşü bulunmayan bu yol tüm kaynaklarımızı yitirmemize ve buna bağlı yok olmamıza neden olacaktır…

Biz gençler olarak ülkemiz için elimizden geleni yapmaya hazırız, aynı gayreti yetkililerden de bekliyoruz.

Hala Sultan İlahiyat Koleji; Doğanın Genç Savunucuları

Öğretmenler: Sevinç Karşılı ve Özlem Akkuş

Öğrenciler: Aliye Altunçay, Hafsa Cennet Altunbaş,Sabahat Özkan,Zekiye Esra İri, Zehra Gül Ulaş ve Zeynep Türkkal”

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.