Cihat Yaycı, Kıbrıs Postası’na konuştu: Ortadoğu’daki çatışmaların Kıbrıs’a etkisi kaçınılmaz
Kıbrıs Postası’na konuşan Müstafi Tümamiral Cihat Yaycı, Ortadoğu'daki çatışmaların ve bölgesel istikrarsızlıkların Kıbrıs’a etkisinin kaçınılmaz olduğunu, Batı ve İsrail’in asıl hedefinin; Kıbrıs’ı Doğu Akdeniz’de askeri ve siyasi bir kontrol merkezi haline getirmek olduğunu vurguladı.
Türk Deniz Kuvvetleri Komutanlığı eski kurmay başkanı Müstafi Tümamiral, Doç. Dr. Cihat Yaycı, Kıbrıs Postası’na yaptığı değerlendirmelerde, Kıbrıs'ın Doğu Akdeniz'in stratejik bir parçası olarak tarih boyunca çeşitli jeopolitik mücadelelerin merkezi olduğunu hatırlatarak, "Bugün, Ortadoğu'daki çatışmaların ve bölgesel istikrarsızlıkların Kıbrıs’a etkisi kaçınılmazdır” dedi.
"BATI VE İSRAİL, KIBRIS'I ASKERİ VE SİYASİ KONTROL MERKEZİ YAPMA HEDEFİNDE"
Özellikle 7 Ekim 2023’ten bu yana ABD, İngiltere, İsrail ve diğer Batı ülkelerinin, Kıbrıs’ın doğusundaki geniş doğalgaz rezervlerine tamamen hakim olma planı üzerinde yoğun bir şekilde çalıştığına dikkat çeken Cihat Yaycı, Batı ve İsrail’in asıl hedefinin; Kıbrıs’ı Doğu Akdeniz’de askeri ve siyasi bir kontrol merkezi haline getirerek, bölgedeki diğer ülkeleri özellikle Türkiye, Suriye, Lübnan ve hatta Mısır gibi ülkeleri hedefe oturttuğunu vurguladı.
"KÖRFEZ SAVAŞI'NDAN BU YANA, KIBRIS, ASKERİ ÜS VE GİZLİ OPERASYON MERKEZİ OLARAK KULLANILMAYA BAŞLANDI"
Güney Kıbrıs'ın da bu duruma izin vermesiyle birlikte özellikle Körfez Savaşı’ndan bu yana Kıbrıs'ın bir tür 'askeri üs' ve 'gizli operasyon merkezi' olarak kullanılmaya başlandığını işaret eden Yaycı, "Buradan yönetilen operasyonlarla, bölgedeki devletler istikrarsızlaştırılıyor, terör grupları destekleniyor ve Ortadoğu’daki ülkeler üzerinde baskı kuruluyor” dedi.
"KIBRIS'TAKİ TÜRK VARLIĞINI SONA ERDİRMEK İÇİN ÇEŞİTLİ DİPLOMATİK VE ASKERİ BASKI YÖNTEMLERİ DEVREYE SOKULUYOR"
Özellikle terör örgütü ele başı Duran Kalkan’ın “dananın kuyruğu Kıbrıs’ta kopacak” açıklamasıyla birlikte Kıbrıs'ın Türkiye’ye yönelik bir saldırı merkezi haline getirileceği ve bununla birlikte terör örgütünün uzun yıllardır Akdeniz’e ulaşma stratejisinin de Güney Kıbrıs eliyle bu keskin dönemde pratiğe döküleceğinin net bir şekilde görüldüğünün altını çizen Cihat Yaycı, Türkiye’nin 'Mavi Vatan' Doktrini kapsamında Doğu Akdeniz’deki deniz yetki alanları ve enerji kaynakları üzerindeki haklarının ise bu plana en büyük engel olarak görüldüğünden bahsetti.
Türkiye'nin, Kıbrıs üzerindeki tarihi bağlarını ve KKTC üzerindeki etkisini kullanarak bu planı bozmaya çalışsa da, küresel elitlerin Türkiye’yi bölgede zayıflatmak için çok daha kapsamlı bir ajandası olduğunun PKK’nın doğrudan Kıbrıs adasını hedef almasıyla gözler önüne serildiğine dikkat çeken Doç. Dr. Cihat Yaycı, Kıbrıs’taki Türk varlığını sona erdirmek ve Türkiye’yi bölgesel bir izolasyona sürüklemek için çeşitli diplomatik ve askeri baskı yöntemlerinin devreye sokulmasının net bir şekilde gündeme alındığını söyledi.
Ayrıca, bu plana göre Türkiye’nin iç politikası ve ekonomisinin de bu hedefe ulaşmak için istikrarsızlaştırılmakla birlikte Kıbrıs çevresinde artacak gerginliklerin ve bir dizi diplomatik krizin, Türkiye’nin bölgedeki etkisini azaltmak için özellikle tasarlandığının da Suriye-Lübnan hattındaki gerilimle net bir şekilde görüldüğünü işaret eden Yaycı, "Bu minvalde değerlendirildiğinde KKTC başta olmak üzere terör örgütü kullanılarak yoğun bir terör ve tedhiş döneminin meydana getirilme ihtimali ve Kıbrıs’ta olası bir çatışma senaryosunda Türkiye’nin müdahalesi kısıtlanarak Batı destekli bir “Kıbrıs Cumhuriyeti” ajandasının Doğu Akdeniz eksenindeki gelişmelerle tekrar devreye sokulduğunu görmek gerekmektedir” ifadelerini kullandı.
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.