Ahmet Bozkurt'un avukatından tahliye talebi
Adıyaman 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüşülen İsias Otel davasının altıncı duruşmasında sanık avukatları dinlendi. Ahmet Bozkurt'un avukatı, müvekkilinin kanser hastası olduğunu öne sürerek, tahliye talep etti.
Adıyaman 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüşülen İsias Otel davasının altıncı duruşmasında sanıkların savunmalarının ardından sanık avukatları dinlendi.
BOZKURT’UN AVUKATI
Ahmet Bozkurt’un karısı ve kızlarının avukatı, ev hanımı Ulviye Bozkurt ve Adıyaman dışında yaşayan Şule Özbek ile Seda Zeren’in binanın yapımı ve yıkılmasından sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını söyledi.
12 tanık dinlendiğini, sanık Ahmet Bozkurt ve eşinin otele ara sıra çay-kahve içmeye geldiklerini söylediğini anımsatan avukat, “Dahli olmayan bir eylemden dolayı cezalandırılmaları düşünülemez. Müvekkillerimin bir kusuru olmadığını düşünüyorum.” dedi.
Avukat, müvekkilinin beraatını ve tutuksuz olanların da adli kontrol şartının kaldırılmasını istedi.
ZEREN’İN AVUKATI
Ahmet Bozkurt’un kızı Seda Zeren’in avukatı da, Zeren’in, ilkokulu bitirdikten sonra Adana’ya giderek, eğitimine orada devam ettiğini ve sonra orada evlendiğini söyledi.
Müvekkilinin hiçbir şekilde şirket yönetiminde yetkisi ve söz hakkı olmadığını, otele sadece arada çay kahve içmeye gittiğini anlatan Avukat, müvekkilinin beraatını istedi.
EFE BOZKURT’UN AVUKATI
Efe Bozkurt’un Avukatı da, Bozkurt’un, binanın yapım tarihi ile yaşına bakıldığında hiçbir sorumluluğu olamayacağının ortada olduğunu kaydetti.
“Yönetim Kurulu Üyesi olması dışında bir bağlantısı yok otelle…” diyen avukat, Bozkurt’un, 2016’da üniversiteden mezun alarak, yüksek lisansına devam ettiğini, 2021 yılında yönetim kurulunda olduğunu anlattı. Son bilirkişi raporunu kabul etmediklerini belirten avukat, müvekkilinin beraatını istedi.
ÖZBEK VE ZEREN’İN AVUKATLARI
Şule Özbek ve Seda Zeren’in avukatları da, sadece yüzde beşlik hisseyle şirkete ortak olunmasının, “yönetimde söz hakkı olunduğu” anlamına gelmediğini, müvekkillerine herhangi bir sorumluluk yüklenemeyeceğini belirttiler. Avukatlar, müvekkillerinin, adli kontrol hükümlerimin kaldırılmasını talep ettiler.
BAĞCI’NIN AVUKATI
Halil Bağcı’nın avukatı da, müvekkilinin fenni mesul olduğuna dair bir iddia ortaya konulamadığını söyledi. Son bilirkişi raporunda teknik bir değerlendirme olmadığını savunan Avukat, müvekkilinin, projede imza ve kaşesi olmadığını, bilirkişi raporunda da yer almadığını belirtti.
Avukat, binanın, 184 sayfalık statik raporunun, müvekkili tarafından hazırlanmadığını, müvekkiliyle bağlantısı olmadığını söyledi.
YILDIZ’IN AVUKATI
Erdem Yıldız’ın Avukatı da, son verilen bilirkişi raporunda aleyhlerinde yapılan suçlamaları kabul etmediklerini söyledi.
Kamu görevlileri ile ilgili dosyanın birleştirilmesini ve kamu görevlilerinin şahit olarak dinlenmesini isteyen avukat, savcının, bilinçli taksir mütalaasına da katılmadıklarını belirtti.
Taşıyıcı sistemi yapıldığı dönemde müvekkilinin binanın yapımıyla uzaktan yakından alakası olmadığını kaydeden Yıldız’ın avukatı, müvekkilinin mimari kısımla ilgili fenni mesul olduğunu belirtti.
Oda sayısının artışının binanın genel statiğine etkisi olduğunu söyleyen Avukat, “Ama müvekkilimin bunlarda bir sorumluluğu yok.” dedi.
Müvekkilinin bir kusuru olmadığını yineleyen avukat, alınan bütün uzman görüşlerinde müvekkilinin suçsuz olduğunun ortada olduğunu kaydetti ve tahliyesini talep etti.
YILDIZ’IN AVUKATI
Davada Erdem Yıldız’ın avukatlarından biri müvekkilinin imzaları kabul etmediğini ve binanın yapımında sorumluluğu bulunmadığını kaydetti. Müvekkilinin binada mimari açıdan sorumlu olabileceğini kaydeden avukat, beraat istedi.
BOZKURT’LARIN AVUKATLARI
Mehmet Fatih Bozkurt’un avukatı, İsias Otel’de ve Adıyaman’da yakınlarını kaybedenlere başsağlığı diledi.
Son iki celsede olası kast ile taleplerin yoğunlaştığını kaydeden avukat, “Bizim için olası kast tartışmaları bitmiştir.” dedi. Bozkurt’un binanın yapımına katkısı olmadığını ve varlıklı ailelerin aile fertlerine hisse dağıtmasının normal olduğunu belirten avukat, “Olsa olsa hukuki sorumluluğu olabilir demiştik. Bırakın olası kast veya bilinçli taksiri, taksirle dahi yargılanmasının mümkün olmadığını düşünüyoruz.” dedi ve müvekkilinin tutuklu kaldığı süre de göz önünde bulundurularak beraatını ve tahliyesini istedi.
Mehmet Fatih Bozkurt’un bir diğer avukatı ise kimsenin depremin gücünü tartışmadığını söyledi, depremin kuvveti hakkında bilgiler verdi. Otelin yapıldığı tarihte Mehmet Fatih Bozkurt’un reşit olmadığını belirten avukat, “kaçak kat” diye bir şey olmadığını da ifade etti.
Devletin tüm kurumları hatta AB tarafından denetlenen bir yapı olduğunu kaydeden avukat, binanın yükseltilmediği, teknik anlamda bir kat yüksekliği olmadığını söyledi.
Ailenin tüm özel günlerini otelde yaptığını da belirten avukat, ticaret insanı olan müvekkilinin hapiste olduğunu ve işlerini yürütemediğini anlattı, tahliyesini veya alt sınırda taksir seviyesinde ceza almasını talep etti.
Ahmet Bozkurt ve Mehmet Fatih Bozkurt’un avukatı da, müvekkilinin kaçtığı yönündeki söylentilere anlam veremediğini söyledi. Üst kat meselesinin çözülmesi gerektiğini kaydeden avukat, asansör kulesinin kapatılmasıyla oluşan bir fazla alan olduğunu aktardı.. “Her bir binanın bulunduğu yerdeki şiddet farklı oluyormuş.” diyen avukat, depremin şiddetinin İsias Otel’in olduğu bölgeye iki buçuk kat fazla ivmede isabet ettiğini kaydetti. Avukat, savunmasında şirket hisselerinin dağılımına da dikkat çekti ve müvekkillerinin beraatını istedi.
Ahmet Bozkurt’un avukatı ise bilirkişi raporuna ve savcının mütalaasına itirazlarını yineledi. Addedilen suçların müvekkilinin sorumluluğunda olmadığını ifade eden avukat, sonucu öngörmediğinin her gün otele gitmesinden belli olduğunu kaydetti. Avukat, müvekkilinin bir kusuru olamadığını da belirterek beraatini ve iki yıla yakın zamandır tutuklu olduğu göz önünde bulundurularak tahliyesini talep etti.
Ahmet Bozkurt ve Mehmet Fatih Bozkurt’un avukatlarından bir diğeri söz alarak, kasa konusunda bilgiler verdi. Kasada bazı evraklar, çekler bulunduğunu anlatan avukat, müvekkillerinin kaçma gibi bir durumları olmadığını, kendilerinin gidip teslim olduklarını kaydetti. Teknik konulardan dolayı müvekkillerine bir kusur addedilmesinin mümkün olmadığını söyleyen avukat, Erdem Yıldız’ın beyanlarını da kabul etmediklerini söyledi. Avukat, “Müvekkillerimin suçu işlemedikleri sabittir” dedi. Ahmet Bozkurt’un kanser hastası olduğu, tedavisinin yapılamadığı kaydeden avukat, tutuklu olduğu süre ve yaşı göz önünde bulunarak müvekkilinin tahliyesini ve beraatına karar verilmesini istedi.
Ahmet Bozkut ve Mehmet Fatih Bozkurt’un bir diğer avukatı ise söz alarak, müvekkili Ahmet Bozkurt’un mütahit olmadığını anlatmaya çalıştığını söyledi. Müteahhite verdiğinde yanıltılabileceğini düşünerek müvekkilinin yanına bir fenni mesul alarak yapıya başladığını söyleyen avukat, Hasan Aslan’ın fenni mesul olduğunu anlattı. Müvekkilinin 1975 yönetmeliğinde müteahhitle anlaşma zorunluluğu olmadığı için Hasan Aslan’la anlaştığını ifade eden avukat, bilirkişi raporunda yer alan unsurları eleştirdi, müvekkilinin Erdem Yıldız’la anlaştığını söyledi. Taahhütnamedeki imzayla rapordaki imzanın aynı olduğunu kaydeden avukat, “Kaybolan projenin sorumlusu biz olamayız.” dedi. Halil Bağcı’nın ifadesinde “Ahmet Bozkurt’u tanımıyorum bile” dediğini anımsatan avukat, bilirkişi raporuna da değinerek eleştirilerde bulundu, kesin ve net ifadeler bulunmadığını söyledi. Raporun muallak ifadeler içerdiğini kaydeden avukat, Mehmet Fatih Bozkurt’un neden tutuklu olduğunu sordu. Avukat, “Benim müvekkilimin teslim tutanakları var. İddia edildiği gibi kaçmadı, yeşil pasaportları vardı kaçma imkanları varken kaçmadılar.” dedi.
Müvekkilinin küçük düşürülmeye çalışıldığını da ifade eden avukat, kolonların kesildiği iddiasının çürütüldüğünü söyledi. Avukat, “Bu davayı bilimin çözmesi gerekirken, biz hala binanın hangi yöne yıkıldığını tartışıyoruz” dedi. Savcının bilinçli taksir üzerinden yaptığı mütalaayı kabul etmediklerini ifade eden avukat, yönetmelikte olmayan bir nervürlü demiri inşaatta kullanmasının en büyük delilleri olduğunu, bunun müvekkilimin ne kadar titiz olduğunu gösterdiğini kaydetti. Avukat, Ahmet Bozkurt’un ve Mehmet Fatih Bozkurt’un tahliyesini istedi.
Efe Bozkurt’un avukatı da dosyadaki tüm belgelerin müvekkilinin yönetim kurulu üyesi olduğunu gösterdiğini belirtti. İnşaatla ilgisi olmayan Efe Bozkurt’un binada kaçak kat olduğu söylenen katı anlayıp engellemesinin mümkün olmadığına dikkat çeken avukat, Efe Bozkurt’un ithaf edilen fiillerin hiç birinde olmadığını kaydetti. Avukat, depremin ivmesine de dikkat çekti ve Devletin öngördüğü ivmenin üzerinde bir deprem meydana geldiğini kaydetti. Son bilirkişi raporunda jeoloji mühendisi olmadığını ve raporda deprem ivmesinin yok sayıldığını söyleyen avukat, “Bu yanlışlıkla karar vermemiz mümkün değil.” dedi. Avukat, müvekkilinin ve diğer sanıkların beraatine karar verilmesini talep etti.
Öte yandan mahkeme, kamu görevlileri dosyasının birleştirilmesi talebini reddetti.
SANIKLAR
Ahmet Bozkurt, otelinin 81 oda olarak çizildiğini ve 69 odaya düşürüldüğünü belirterek, suçlu olmadığını, kendisine iftira atıldığını söyledi.
Fatih Bozkurt, suçlamaları reddederken, Halil Bağcı mahkemenin en doğru kararı vereceğine inandığını söyledi, Mehmet Göncüoğlu ise tahliyesini istedi.
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.