Türkiye-Suriye deniz yetki anlaşması, KKTC’nin de elini güçlendirecek
Kıbrıs Postası’nın edindiği bilgilere göre, Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın geçtiğimiz günlerde KKTC’ye gerçekleştirdiği ziyaret sırasında, Türkiye ile Suriye arasında planlanan deniz yetki anlaşmasının KKTC üzerindeki olası etkileri de değerlendirildi...
Suriye’de ‘Esad rejiminin’ fiilen yıkılması ve 2011’den itibaren bu süreçte Türkiye Cumhuriyeti’nin aldığı insiyatifler sonrası Şam’da kurulmaya devam eden “yeni düzen” için çalışmalar devam ediyor.
Türkiye Cumhuriyeti’nin 2019’da Libya ile imzaladığı Doğu Akdeniz’deki dengeleri değiştiren deniz yetki anlaşmasının bir benzerinin, Suriye ile imzalanması için hazırlıkların sürdüğü belirtiliyor.
Öte yandan Kıbrıs Postası’nın edindiği bilgiye göre Türkiye Cumhuriyeti ile geçtiğimiz yıllarda Libya ile yapılan ve Doğu Akdeniz’de Yunanistan-İsrail-Güney Kıbrıs denklemini bozan Deniz Yetki anlaşmasının bir benzerinin "yakın zamanda Suriye ile de yapılacak olması" Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın KKTC ziyaretinde de gündeme geldi ve bu durumun KKTC'yi nasıl etkileyeceği de görüşüldü.
Suriye’de yeni bir Anayasa’nın oluşturulma süreci devam ederken uzmanlar, Suriye ile yapılacak deniz yetki anlaşmasının KKTC için de çeşitli fırsatlar yaratacağını belirtiyor.
DENİZ YETKİ ANLAŞMALARININ STRATEJİK ÖNEMİ
Türkiye deniz anlaşması Türkiye ve Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti, Akdeniz'de münhasır bir ekonomik bölge kurmak amacıyla Kasım 2019'da bir deniz sınırı anlaşması imzalamış; bu, deniz tabanı kaynakları üzerinde hak iddia edebilecekleri anlamına geliyordu…
Öte yandan Türkiye-Mısır ilişkilerinin normalleşmesi ve kısa zaman önce Suriye’de 61 yıllık Baas rejiminin çökmesiyle Türkiye’nin lehine gelişmelerin yaşanması, Atina'da ve Güney Kıbrıs’ta ciddi rahatsızlığa yol açtı…
27 Kasım 2019'dan itibaren Libya-Türkiye mutabakatı sonrası Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin (GKRY) en büyük endişesi, Türk hükümetinin buna benzer bir anlaşmayı Mısır ve ardından Suriye ile imzalamasıydı…
Türkiye, Doğu Akdeniz’de tek taraflı bir düzen kurmaya çalışan Güney Kıbrıs’ın, Kıbrıs meselesi çözülmeden tüm adayı temsilen anlaşmalar yapmasını gayrimeşru kabul ediyor ve yalnızca Rum tarafının çıkarlarını gözeten bu tür anlaşmaların uluslararası hukuk açısından geçersiz olduğunu savunuyor.
MAKSİMALİST HARİTALARA KARŞI YENİ ANLAŞMA
Türkiye Cumhuriyeti Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’nun, geçtiğimiz hafta Türkiye ile Suriye arasında deniz yetki anlaşmasının imzalanacağını açıklaması, bölgesel güç dengesi ve deniz yetki alanlarının sınırlandırılması bakımından önemli bir gelişme olarak değerlendirilirken, Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın geçtiğimiz gün KKTC’ye ziyaretinin de bu anlamda önemi vurgulanıyor.
Yine geçtiğimiz hafta Anadolu Ajansı’na da yansıyan Prof. Dr. İsmail Şahin imzalı biz analiz yer aldı. Analize göre, bu tarz bir gelişme, Kıbrıs Türk halkının egemenliğini ve haklarını güçlendirebilir.
Analizde “Bu anlaşma Türkiye ve KKTC için de pek çok fayda sağlayacaktır. Öncelikle, Suriye ile yapılacak bir deniz yetki sınırlandırma anlaşması, GKRY ve Yunanistan’ın maksimalist haritalarını geçersiz kılarak Türkiye ve KKTC’nin uluslararası deniz hukukuna dayalı haklarını daha güçlü bir şekilde savunmalarını mümkün kılacaktır. Bu da Ankara’nın Doğu Akdeniz’deki siyasi, hukuki ve diplomatik üstünlüğünü pekiştirecek ve Türkiye’nin bölgesel denizcilik ve enerji projelerinde daha fazla etki sahibi olma kapasitesini artıracaktır.
Kıbrıs Türkleri açısından bakıldığında, bu tarz bir gelişme iki devletli çözüm modeline verilen dolaylı desteği artıracak ve bölgedeki siyasi denklemlerde KKTC’nin statüsünü destekleyen bir anlayışın oluşmasına katkı sağlayacaktır. Bu durum, Kıbrıs Türklerinin haklarını ve egemenliğini güçlendirerek Kıbrıs sorununda daha güçlü bir duruş sergilemelerine olanak tanıyacaktır.” ifadelerine yer veriliyor.
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.