Kutlay Erk: Mart ayındaki 5+1 gayriresmi görüşme Kıbrıs’ın kaderini belirleyebilir
![Kutlay Erk: Mart ayındaki 5+1 gayriresmi görüşme Kıbrıs’ın kaderini belirleyebilir](http://ww2.kibrispostasi.com/imagecache/headline_mobile/news/v/v2/v2kutlayerkprogram_1739276187.jpg)
CTP'nin önemli isimlerinden, Dışişleri Eski Bakanı Kutlay Erk, Mart ayında Cenevre'de yapılacağı öngörülen çok taraflı zirvenin, Kıbrıs adasının kaderini etkileyecek bir zirve olabileceğini söyledi. Erk, bu zirveden çıkacak sonuca bağlı olarak Türkiye'nin Cumhurbaşkanlığı seçiminde Ersin Tatar'ın aksine, Tufan Erhürman'a destek verebileceğini de söyledi.
![Kutlay Erk: Mart ayındaki 5+1 gayriresmi görüşme Kıbrıs’ın kaderini belirleyebilir](http://ww2.kibrispostasi.com/imagecache/newsimage/news/v/v2/v2kutlayerkprogram_1739276187.jpg)
Cumhuriyetçi Türk Partisi’nin (CTP) eski Genel Sekreteri, Dışişleri eski Bakanı Kutlay Erk, Ekim ayında yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili Mart ayındaki görüşme çok önemli olduğunu, buradan kesin sonuca dair görüşme sürecinin başlaması yönünde bir sonuç çıkması halinde Türkiye’nin görüşme masasında federasyon çözümü karşıtı bir lideri istemeyeceğini söyledi.
Böyle bir durumun yaşanması durumunda Türkiye’nin Ersin Tatar’a çekil diyebileceğini belirten Kutlay Erk, CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman’ın her halükarda kazanacak tek aday olacağını, Türkiye’nin de bu yönde bir çabası olacağını vurguladı.
"DENKTAŞ'IN PASİFİZE EDİLMESİNE BENZER BİR SÜREÇ YAŞANABİLİR"
Kıbrıs Postası TV’de yayınlanan, Ulaş Barış’ın hazırlayıp sunduğu “Gündem” programına konuk olan Cumhuriyetçi Türk Partisi’nin (CTP) eski Genel Sekreteri, eski Dışişleri Bakanı Kutlay Erk, kendisine yöneltilen soruları yanıtladı.
“Gelişmeler bu şekilde yaşanırsa ve Ersin Tatar yine de cumhurbaşkanı seçilirse, Türkiye yine de federasyonu sahiplenecek” diyen Erk, UBP’den de Tahsin Ertuğruloğlu dışında federal çözüme hayır demeyeceğini ifade etti.
“Türkiye, (Cenevre sonrası) KKTC’de erken seçime gidilmesini de isteyebilir, böylece Cumhurbaşkanı Ersin Tatar iken Başbakan Tufan Erhürman olabilir” şeklinde konuşan Erk, 2002 yılındaki çözüm sürecinde Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’ın pasifize edildiğini ve Başbakan Mehmet Ali Talat’ın çözüm süreci yürüttüğünü hatırlatarak, buna benzer bir olayın yaşanma ihtimalinin olduğunu dile getirdi.
“İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜM, DENKTAŞ’TAN KALAN TEZDİR”
İki devletli çözüm modelinin Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bir tezi gibi sunulduğunu ve halkın böyle sandığını dile getiren Kutlay Erk, iki devletli çözüm modelinin Rauf Raif Denktaş’tan kalan bir tez olduğunu söyledi.
İki devletli çözüm modelinin ortaya atılmasının Crans Montana’da masanın çökmesi nedeniyle Rum tarafının tavrına karşılık benimsendiğini belirten Erk, yine de bu çözüm modelinin altının bugüne kadar hiç doldurulamadığını vurguladı.
Erk, Mart ayında yapılması beklenen 5+1 gayriresmi görüşmenin de ileriye dönük bazı şeyleri gösterebileceğini ifade etti.
“11 YIL ÖNCE, ÇÖZÜM İÇİN BÜYÜK UMUT DOĞMUŞTU”
Bundan 11 yıl önce (11 Şubat 2014) Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ile Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Nikos Anastasiadis’in üzerinde mutabık kaldığı ortak açıklama metnine değinerek, “UBP haricinde her partinin onayladı, daha sonra UBP’nin de onaylamasıyla Eroğlu imzayı attı” dedi.
11 Şubat 2014 yılında CTP genel sekreteri olarak görev aldığını belirten Erk, zamanın Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun da belgenin imzalanması için KKTC’de olduğunu söyledi.
Partilerin kendi arasında konuştuğunu ve ardından her partinin kendi kararını verdiğini kaydeden Kutlay Erk, UBP’de Tahsin Ertuğruloğlu’nun belgede sürekli değişiklikler yapmak istediğini fakat daha sonra ikna olup imzaya onay verdiklerini vurguladı.
İki liderin imzaladığı belge sayesinde yeni bir açılım olacağın umudunun doğduğunu belirten Ertuğruloğlu, Crans Montana’ya gidildiğini fakat başarının elde edilemediğini hatırlattı.
“BM Genel Sekreteri imzaya kalmıştı dedi, Yunanistan Başbakanı’na da imzalanacak haberi verildiği için Crans Montana’ya gidiyordu ama maalesef sonrası gelmedi” diyen Erk, imzaların atılmamasının çok büyük hayal kırıklığı yarattığına dikkat çekti.
“Mustafa Akıncı, KESKİN DİL KULLANMASAYDI TATAR SEÇİMİ KAZANAMAZDI”
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın Crans Montana’daki sonuç sonrasında “Bu neslin son denemesiydi, bundan sonraki neslin başka yollar ve çözüm bulması gerekecek” dediğini hatırlatan Erk, daha sonra yeniden federasyon çözümünü benimseyip yeniden Cumhurbaşkanı adayı olan Akıncı’nın tutarsızlığı ve keskin dili nedeniyle seçimi kaybettiğini söyledi.
“Hem artık genç nesle bu işi bırakıyorsun, sonra çıkıp ben federasyon çözümünü istiyorum deyip tekrar aday oluyorsun” diyen Erk, Akıncı’nın seçimi bu nedenle Ersin Tatar’a kaybettiğini
SINIR KAPILARI KONUSU
Kıbrıs’ta daha çok sınır kapısının açılabilmesi için iki liderin ara bölgede bir araya gelip görüşmesine değinen Kutlay Erk, Nikos Hritodulidis’in 8 maddelik önerisinin diplomaside ender görülen bir şey olduğunu, teklifin “Al ya da bırak” manasına geldiğini söyledi.
Hristodulidis’in bu yöntemi kullanmasının bir şeyleri zorlamaya çalışmasının göstergesi olduğunu belirten Erk, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in “Liderler olarak sık sık görüşün, kapıların açılması için konuşun” dediğini hatırlattı.
Erk, “Nikos Hristodulidis, kabul edilmeyeceğini bildiği bir şeyler istedi” ifadelerini kullandı.
Kıbrıs Kişisel Temsilcisi Maria Angela Holguin Cuellar’ın iki toplumun da sivil toplum örgütleriyle görüşüp çözüme dair düşüncelerini dinlediğini belirten Erk, Cuellar’ın BM Genel Sekreter Yardımcısı Rosemary DiCarlo’ya “İki toplumun sivil örgütleriyle görüş ve düşüncelerini dinle” önerisini sunduğunu, DiCarlo’nun bu öneriyi olumlu karşıladığını vurguladı.
“İki toplumun da siyasileri çözüm süreciyle ilgili farklı düşünebilir, iki toplumun halkı da çözüm süreciyle ilgili farklı şeyler düşünebilir” diyen Kutlay Erk, bu nedenle gerek Cuellar gerekse de DiCarlo’nun siyasiler dışında halkın görüşlerini almasının çok önemli olduğunun altını çizdi.
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.