Kıbrıs Postası’na konuşan Oğuzhan Hasipoğlu: Federasyon ısrarı, masada statükoyu sürdürür
![Kıbrıs Postası’na konuşan Oğuzhan Hasipoğlu: Federasyon ısrarı, masada statükoyu sürdürür](http://ww2.kibrispostasi.com/imagecache/headline_mobile/news/v/v2/v2temp-67a68924c24ad-67a6890938f67_1739742383.jpg)
Tufan Erhürman ve Asım Akansoy'un son Kıbrıs açıklamaları üzerine sorduğumuz Oğuzhan Hasipoğlu, CTP Genel Başkanı ve Genel Sekreteri’nin açıklamalarını okuduğunda şaşırdığını belirterek, federasyon tezini savunan siyasilerin Rum tarafının keyfini daha ne kadar bekleyeceklerini sorguladı.
![Kıbrıs Postası’na konuşan Oğuzhan Hasipoğlu: Federasyon ısrarı, masada statükoyu sürdürür](http://ww2.kibrispostasi.com/imagecache/newsimage/news/v/v2/v2temp-67a68924c24ad-67a6890938f67_1739742383.jpg)
Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Sekreteri Oğuzhan Hasipoğlu, Kıbrıs Postası’na yaptığı açıklamalarda, Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) liderlerinin Kıbrıs sorununa ilişkin tutumlarını eleştirdi.
Hasipoğlu, CTP Genel Başkanı ve Genel Sekreteri’nin açıklamalarını okuduğunda şaşırdığını belirterek, federasyon tezini savunan siyasilerin Rum tarafının keyfini daha ne kadar bekleyeceklerini sorguladı.
“FEDERASYON TEZİNİ SAVUNANLAR RUM TARAFININ KEYFİNİ DAHA NE KADAR BEKLEYECEK?”
Hasipoğlu, CTP liderlerinin federasyon çözümü konusundaki ısrarını eleştirerek, Rum tarafının adanın yönetimi ve zenginliklerini paylaşma konusunda istekli olmadığını vurguladı.
Bu durumun hem UBP hem de CTP tarafından tecrübe edildiğini ifade eden Hasipoğlu, federasyon modelinin artık çağ dışı kaldığını savundu.
“EGEMEN EŞİTLİK VE İŞBİRLİĞİ VURGUSU”
Hasipoğlu, iki taraf arasında samimi bir işbirliğinin başlamasının önemine dikkat çekerek, egemen eşitlik kavramının altını çizdi.
Rum tarafının adanın zenginliklerini tek başına kullanma isteğinin kabul edilemez olduğunu belirten Hasipoğlu, Kıbrıs Türk halkının adadaki egemenliğinden asla ödün vermeyeceğini ifade etti.
“İŞBİRLİĞİ OLMADAN ORTAKLIK MÜMKÜN DEĞİL”
Hasipoğlu, Rum tarafının işbirliğinden kaçınmaya devam etmesi halinde sürecin başarısızlığa mahkum olacağını ve adadaki zenginliklerden yararlanma imkanının ortadan kalkacağını belirtti.
İktidar ve muhalefetin, federasyon hayali yerine adadaki gerçekler üzerinden ortak bir yol haritası belirlemesi gerektiğini vurgulayan Hasipoğlu, işbirliği yapamayan halkların ileride ortaklık yapabilmesinin mümkün olmadığını söyledi.
“AKANSOY DA BENZER ŞEKİLDE…”
Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Sekreteri Oğuzhan Hasipoğlu, Kıbrıs Postası’na şöyle konuştu;
“Birer saat arayla CTP Genel Başkanı ve Genel Sekreterinin Kıbrıs konusu ile ilgili açıklamalarına okuduğumda şaşırdım. Sayın Erhürman; Siyasal Eşitlik olmadan, dönüşümlü başkanlık olmadan federasyon çözümünün olamayacağından bahsederken, Sayın Akansoy da benzer şekilde iki toplum arasındaki güven ve birlik eksikliğinden bahsetmektedir.”
“TALAT VE AKINCI DA BENZER ŞEKİLDE…”
“Eski Cumhurbaşkanlarımız Sayın Talat ve Sayın Akıncı da benzer şekilde masayı devirenin hep Rum tarafı olduğunu defalarca dile getirdiler, şimdilerde daha da net bir şekilde dile getiriyorlar.
Federasyon tezini savunan tüm siyasilerin federasyon bağlamında doğru bir tespit yaptığını söyleyebilmekle birlikte, Rum tarafının keyfini daha ne kadar beklemeyi düşünüyorsunuz sorusunu sormaktan da kendimi alamıyorum. Zira daha önceki tüm çözüm planlarına ve önerilerine halkını hayır dedirten Rum yönetimlerini samimi bulmamız mümkün değildir. Bizleri hiçbir zaman bu adanın eşit ortağı ve onlar kadar egemeni görmediler, görmek de istemeyeceklerdir.
Örneğin; Egemen eşitliğimiz, dönüşümlü başkanlık, Türkiye”nin garantisi gibi konular kabul edildi de bizim mi haberimiz yok?
Garantiler – güvenlik konularında ise aramızda uçurum olduğunu zaten UBP olarak bizler hep dile getiriyoruz. Diğer bir ifadeyle sıkıntı sadece egemenlik ve yönetim paylaşımı veya mülkiyet konusu değil, Türkiye”nin etkin ve fiili garantisi de bizim kırmızı çizgimizdir.
Sizler mevcut BM parametreleri zemininde federasyonu görüşmeye devam edelim ısrarını sürdürürken, aslında statükonun devamını, çözümsüzlüğün devam etmesini istiyorsunuz. Aynı konuları mevcut BM parametrelerinde görüşmeye devam edersek, farklı sonuçlar elde etmemiz mümkün olmayacaktır. Zira Rum tarafının mevcut BM parametlerinden anladığı ile bizim anlayış çok farklıdır ve bu konuda dahi ortak bir zeminde buluşmamız görünebilir gelecekte mümkün gözükmemektedir. Bu tespiti sadece ben değil, BM de yapmaktadır. O halde çöken modelleri yeniden canlandırmaya çalışmak ne sizlerin ne de BM”nin görevi olmalıdır.”
“SÜREÇ YİNE BAŞARISIZLIĞA MAHKUM OLMASI BİR YANA, ADA ETRAFINDAKİ ZENGİNLİKLERİN SEMERESİNDEN DE YARARLANMA İMKANI OLMAYACAK”
“İki taraf arasında samimi bir şekilde işbirliğinin başlaması önemlidir. Mart ayındaki toplantı öncesinde kapıların açılması diye bir mesele kalmamalıdır. Daha sonra ticaretin geliştirilmesi, ortak sosyal ve çevre projeleri, enerji işbirlikleri yapılmalıdır. Daha bugün Mısır ile imzalayacağı doğal gaz anlaşmasını Kıbrıs Cumhuriyeti için tarihi bir anlaşma olarak nitelendirmektedir Rum lideri. Oysa federasyonu görüşürken, ada etrafındaki doğal kaynakların federal devletin yetkisinde olacağı, bu konuda karar alırken uzlaşı ile karar alınacağı noktasında anlaşmıştık. Bizler için Federasyon artık zemin olabilecek bir model olmasa da, resmi olarak bizim paylaşım üzerine kurulu masada olan önerimiz vardır. Özetle; “Gelin bir komite kuralım ve yapılacak olan anlaşmaların şartlarını beraberce kararlaştıralım” önerisi. Lakin Rum yönetiminin, ne münasebet bu ada üzerinde egemen benim, istediğim ülke ile anlaşma yaparım zihniyet devam etmektedir. İşte bizlerin “egemen eşitlik” kavramında ısrar etmemizin önemi bir kez daha burada öne çıkmaktadır. Bilinmelidir ki Kıbrıs Türk halkı bu ada üzerindeki egemenliğinden asla ödün vermeyecektir.
Öte yandan, Rum tarafı da yukarıda bahsettiğim işbirliği örneklerini egemenlik meselesine döküp, işbirliğinden kaçınmaya devam ederse, süreç yine başarısızlığa mahkum olması bir yana, ada etrafındaki zenginliklerin semeresinden de yararlanma imkanı olmayacaktır.”
“ANA MUHALEFET İLE TESPİT NOKTASINDA ORTAK BİR ZEMİNİMİZ OLABİLDİĞİNE GÖRE”
İktidarı ile muhalefeti ile, sağcısıyla, solcusuyla başlangıç noktamızı , yol haritamızı doğru belirleyip, federasyon hayali üzerinden değil, adadaki gerçekler üzerinden yolumuza ortak zeminde devam etmemiz gerekmektedir.
Ana muhalefet ile tespit noktasında ortak bir zeminimiz olabildiğine göre bundan sonra atılacak adımları ve yol haritasını da doğru belirleyip, egemenliğimize sahip çıkarak fikir birliği içerisinde dünyaya sesimizi daha güçlü duyurmamız gerekmektedir . Bu noktada sihirli kelime “iki halkın – iki devletin işbirliğidir. İşbirliği yapamayan halkların ilerde ortaklık yapabilmesi de mümkün değildir.”
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Alexy Flemmings17/02/25 13:38
ORTAK BİR ÇATININ ALTINA GİRERKEN MİNNAK BİR ÇİFTE BİLE BİRBİRLERİNİ SEVİP SEVMEDİKLERİ SORULURKEN VE BİRBİRİNİ SEVMEYEN ÇİFTLERİN YUVALARI VE EVLİLİKLERİ HEMENCECİK DAĞILIRKEN, "EN İYİ TÜRK, ÖLÜ TÜRKTÜR" DİYEN YOBAZ VE BAĞNAZ RUMLARLA NİYE AYNI ÇATI ALTINA GİRELİM! HALİHAZIRDA DA ZATEN, TARİH, DAHA ÖNCE KURULMUŞ YUVANIN 1963-1960=3 YIL BİLE DAYANAMADAN YIKILDIĞINI YAZMIŞKEN!