KÜLTÜR-SANAT
okuma süresi: 10 dak.

Şenay Ekingen: Leonardo da Vinci’nin Lefkara’yı ziyaret ettiğine dair kaynaklara ulaştık

Şenay Ekingen: Leonardo da Vinci’nin Lefkara’yı ziyaret ettiğine dair kaynaklara ulaştık

Venediklilerden günümüze uzanan Lefkara nakışı, UNESCO’nun Dünya Soyut Kültür Mirası Listesi'nde yer alıyor. 38 yıldır bu sanata emek veren Şenay Ekingen, ünlü İtalyan sanatçı Leonardo da Vinci’nin Lefkara köyünü ziyaret ettiğini ve buradan nakış işlenmiş bir masa örtüsü satın aldığını belirtiyor.

Yayın Tarihi: 09/03/25 09:05
okuma süresi: 10 dak.
Şenay Ekingen: Leonardo da Vinci’nin Lefkara’yı ziyaret ettiğine dair kaynaklara ulaştık

Bu topraklarda hikayesi yüzyıllar öncesine dayanan ve değeri günümüze kadar katlanarak gelen Lefkara nakışı, hiç şüphesiz kadın emeğinin ortaya çıkardığı bir sanat ürünü.

Venediklilerin adaya 1400’lü yıllarda gelmesiyle başlayan Lefkara İşi, yüzyıllardır Kıbrıs’ın en sembolik, en değerli el işi sanatlarından biri olmaya devam ediyor.

Lefkara nakışının bugün de varlığını sürdürmesinde en önemli paylardan birine sahip olan kişilerin başında bir kadın, Şenay Ekingen var.

Kendini Lefkara İşi’nin unutulmamasına ve tanınmasına adayan, Lefkara Corner’in de sahibi Şenay Ekingen, Lefkara nakışının öyküsünü ve çalışmalarını Türk Ajansı Kıbrıs’a (TAK) anlattı.

Şenay Ekingen, hikayesinin bu topraklarda çok eskilere dayandığı Lefkara nakışının günümüzde hala tercih edildiğini, Lefkara’yı sadece turistlerin değil, yerli halkın da beğenip, aldığını, özellikle de yurtdışına hediye olarak götürüldüğünü söyledi.

UNESCO tarafından Dünya Soyut Kültür Mirası Listesi’ne alınan Lefkara nakışının ülkemizde halen daha standartlarının belirlenmediğinin altını çizen Ekingen, birçok kişinin tasarım yapma adına nakışın temel özelliklerinden çok farklı şeyler ürettiklerini de kaydetti.

LEFKARA İŞİ: YERLİ HALKIN İŞLEDİĞİ BEYAZ NAKIŞIN, VENEDİK DANTELİYLE BİRLEŞMESİ

Ekingen, Lefkara nakışının bu topraklardaki hikayesinin çok eskilere dayandığını belirterek, Larnaka’ya bağlı Lefkara köyünde yerli halkın beyaz nakışının Venediklilerin adaya getirdikleri Venedik danteliyle birleşmesiyle zenginleştiğini dile getirdi.

Nakışın o dönemlerde Lefkara ve civarındaki 7-8 köyde işlendiğini aktaran Ekingen, “Hatta bir rivayete göre, Lefkara köyünde işlenen beyaz nakış desenlerinden birisi Lüzinyan döneminin de gerisindendir.” ifadesini kullandı.

Lefkara’nın o dönemlerde kadınların yanı sıra çocuklar ve az da olsa erkekler tarafından da işlediğine dikkat çeken Ekingen, çocukların genellikle ince işlerin yapımında annelerine yardım ettiklerini, çünkü Lefkara’nın bölgede sadece kültürel bir değer olarak değil, çok ciddi ekonomik getirisi olan bir alan olarak geliştiğini belirtti.

Ekingen, Lefkara’nın tarih boyunca hep yurtdışı pazarı olduğunu, hatta Lefkara nakışı konusunda araştırma yaptığı sırada bazı yabancı kaynakların bu nakışın işlendiği Lefkara ve civarındaki 7-8 köyü içeren bölgeyi ‘nakış sanayi bölgesi’ olarak tanımladığını gördüğünü söyledi.

"ÜNLÜ İTALYAN SANATÇI LEANARDO DA VİNCİ'NİN LEFKARA KÖYÜNÜ ZİYARET ETTİĞİNE DAİR KAYNAKLARA ULAŞILDI"

Ekingen araştırmaları sırasında, İtalyan Sanatçı Leonardo da Vinci’nin de Lefkara köyünü ziyaret ettiğini ve buradan Lefkara nakışı işlenmiş bir masa örtüsü satın aldığının anlatıldığı kaynaklara ulaştığını belirterek, hatta da Vinci’nin satın aldığı masa örtüsü üzerindeki dere deseninin adının da onun adıyla anıldığını anlattı.

Lefkara’da dere deseni yanı sıra birçok farklı desen bulunduğunu da söyleyen Ekingen, “Desenler tarihin içinden süzülüp gelen desenlerdir. Genellikle doğadan alınan ve Orta Çağ desenlerinin bileşimidir. Venedik dantelinin zenginleştirdiği iğne çeşitleri özellikle dere desenidir.” dedi

"KIBRIS'IN GEÇMİŞİNE BAKTIĞINIZ ZAMAN KUMAŞLARIMIZ ÇOK MEŞHUR" 

Ekingen konuşmasında Lefkara İşi’nin geçmişten günümüze bu derece uzun bir hikayesinin olmasının yani Lefkara nakışının bir sektöre dönüşmesinin en önemli nedeninin adada üretilen kumaşlar olabileceği bilgisini de paylaştı. “Kıbrıs’ın geçmişine baktığınız zaman kumaşımız çok meşhur.” diyen Ekingen, bunların keten pamuk ve ipekten oluştuğunu söyledi.

Hammaddenin yerli olması nedeniyle insanların bunu işlemesinin daha kolay olduğunu işaret eden Ekingen, şöyle konuştu:

“Yerli malzeme Lefkara’nın sektör olarak gelişmesini sağlıyor. 1945-50’lere doğru sanırım kumaş sorunu oldu. Lefkara, nakış ketenlerine denendi, ipeğe denendi. Farklı kumaşlara denenmesine rağmen ticari olarak tutmadı. 1962 yılında her iki topluma da el sanatları kooperatifi kurduruldu. Birleşmiş Milletler’den adaya yardım olarak İrlanda keteni ve Fransa ipliği getirildi. O günden bugüne kadar da bu İrlanda keteni ile devam ediyoruz. Benim yorumum o dönemlerde yerli kumaş olmasaydı, belki de sektör yaşatılamayabilirdi.”

LEFKARA, LURİCİNA'NIN İĞNNE İŞİNİN YERİNİ ALDI

Ekingen, Lefkara nakışının Luricina’ya Dali, Bodamya ve Piroyi köyünden gelenler tarafından getirildiğini ve Luricina’da başlarda işlenen iğne işinin zamanla yerini Lefkara’ya bıraktığını anlattı.

Ailesinin, Vuda’dan Luricina’ya (Akıncılar) 7 Şubat 1964 tarihinde göç ettiğini belirten Ekingen, “Bizim köyün işi iğne işiydi yani Venedik danteli. Annem onu bilirdi. Dolayısıyla ben Lefkara’yı annemden değil, arkadaşımdan öğrendim.” ifadelerine yer verdi.

Nakışı öğrendikten sonra, arkadaşının annesinin kendisine referans olduğunu ve nakışlarını satmaya başladığını da belirten Ekingen, o dönemde okul duhuliyesinin 1.5 Kıbrıs lirası olduğunu ve işlediği bir Lefkara peşkirinden de 1.5 Kıbrıs lirası kazandığını aktardı.

Ekingen o dönemdeki çalışma sürecini anlatırken, çalışmanın ekonomik getirisinden çok, edindiği deneyimlerin kendisi için büyük önem taşıdığını belirterek, şöyle devam etti:

“Nakış herkese verilmezdi. Çünkü malzemesi pahalıydı. İşe ilk başladığınız zaman birinin size referans olması gerekiyordu. Dağıtımcıya Lefkara’yı verirdiniz. O işi bilir, hatalarınızı söyler, işiniz iyiyse alır, kusurluysa işiniz size kalırdı. Ama masrafını ikinci işten öderdiniz.”

ŞENAY EKİNGEN 38 YILDIR LEFKARA İŞİ İLE UĞRAŞIYOR

Bu süreçte çok şey öğrendiğini anlatan Ekingen, kendi işini kurmaya karar verdiği zaman ise Lefkara konusundaki bilgisinin “devede kulak” olduğunu fark ettiğini belirtti. Ekingen, “Lefkara’yı bildiğim için meslek edinmeye karar verdim ama işi kurarken Luricina’ya uzak Lefkara işleyen farklı köylere de baktım. Benim bildiğimin Lefkara’nın koskoca kültürün çok küçük bir parçası olduğunu anladım. Tekniklerin ve desenlerin dağılımı bir puzzle gibiydi. Çok büyük bir zekaydı.” dedi.

Kendisinin 38 yıldır bu işte olduğunu da işaret eden Ekingen, Lefkara nakışının kalitesinin sürdürülebilir olması için yapılması gerekenler olduğuna dikkat çekti.

Bunun için öncelikle usta çırak ilişkisinin önemli olduğunu ve Lefkara nakışında standartların profesyonellerce belirlenmesinin gerektiğini söyleyen Ekingen, kendisinin işe başladıktan 6-7 yıl sonra standartların belirlenmesi için yetkililere yazılı dilekçe verdiğini ve başvurusu döneminde henüz Lefkara nakışının UNESCO kapsamına alınmadığını da söyledi.

UNESCO tarafından Dünya Soyut Kültür Mirası Listesi’ne alınan Lefkara İşi’nin ülkemizde halen daha standartlarının mevcut olmadığının altını çizen Ekingen, birçok kişinin tasarım yapma adına nakışın temel özelliklerinden çok farklı şeyler ürettiklerini kaydetti.

Ekingen, ‘Eko günlerinde’ sergilenen Lefkara’nın sahiplenme anlamında değerli olduğunu düşündüğünü ama buradaki ürünlerin ticari ürünler olduğunu belirtti. Ekingen, ticari ürünlerin olması gerektiğine inandığını ancak bunların yanı sıra devletin standartları profesyonelce belirleyip, çok özel üretimleri bir yerlerde sergilemesinin Lefkara nakışının sürdürülebilirliği açısından önemli olduğunu vurguladı.

EKİNGEN'İN LEFKARA NAKIŞI KONUSUNDA BİR DE KİTABI BULUNUYOR

Lefkara nakışının tarihçesi, tekniği ve desenleri konusunda bir de kitabı bulunan Ekingen, özellikle kitabını çıkarmaya karar verdiği zaman daha fazla araştırma yaptığını, hatta Güney Kıbrıs’ta yer alan müzeyi ziyaret ettiğini, her şeye hâkim olan Lefkara civarındaki 7-8 köyden göç eden kadınlarla sohbet ettiğini ve tüm tespitlerini kitabında topladığını kaydetti.

Ekingen, tüm bu bilgilerin sonucunda nakışı doğru yaşatabilmek için kişinin kendisini daha da sorumluluk altında hissettiğini söyleyerek, Lefkara’nın gelecek nesillere doğru aktarılması gerektiğini bunun için de yetkilerin bazı adımlar atması gerektiğini vurguladı.

“Lefkara’yı doğru yaşatabilmek için eğitim bacağı önemli” diyen Ekingen, “Görsel olarak o bilgiyi sağlamalıyız. Okullarda çocuklara işlemeyi öğretmeseler bile, görsel olarak hafızaya konması gerekiyor.” ifadesine yer verdi.

Lefkara İşi’nin sahiplenmesi için isminin birkaç yere verilmesi önerisinde de bulunan Ekingen, Çayırova’da, Lefkara Evi’nin açıldığını ancak bunun yeterli olmadığını söyledi. Ekingen, ismin birkaç yere daha verilmesi gerektiğini, çünkü coğrafi tescilde bunun çok önemli olduğunun altını çizdi.

Standartların belirlenmesi sonrasında prestijli ürünlerin sergilenebileceği bir müzenin açılabileceğini de dile getiren Ekingen, el sanatlarıyla uğraşanlara bazı avantajlar verilmesi durumunda daha fazla kişinin Lefkara işlemeye yönelebileceğini kaydetti.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.