Lübnan'daki istikrarsızlık Rum Yönetimi'ni tahliye endişesiyle karşı karşıya bıraktı

Orta Doğu’da, özellikle İsrail’in Lübnan’a yönelik saldırılarının ardından, yaşanan gelişmelerin, Rum Yönetimi’ni tahliyeler açısından endişelendirdiği belirtildi.

Kathimerini gazetesi haberi “Boyutları Belirsiz İnsani Krize Sırtını Dayamaya Hazırlanan Lefkoşa’nın Endişeleri-Lübnan’ın İstikrarsızlaştırılması Kabusu” başlığıyla verdi. Haberde İsrail’in savaşı Lübnan’a kadar yaymasıyla yaşanan gelişmeler yanında, Rum Yönetimi’nin İsrail’in Lübnan’a saldırılarının sığınmacı akını gibi  insanisonuçları konusunda endişe duyduğu yer aldı.

Lübnan’daki üçüncü ülke vatandaşlarının tahliye edilmesinin de söz konusu olduğunu yazan gazete, gerekmesi halinde Lübnan’dan tahliye edilebilecek kişi sayısının 26 bini geçmeyeceğini, bu rakamın 2006 yılına göre (o dönem 60 bin kişi tahliye  edilmişti) daha az olduğunu belirtti.

Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis’in, BM Genel Kurulu için gittiği New York’ta Lübnan Başbakanı Najib Mikati ile görüştüğünü anımsatan gazete görüşme sırasında Orta Doğu’daki acil durum, durumun etkileri ve gerilimi azaltmanın yollarının ele alındığını yazdı.

Habere göre diplomatik kaynaklar, Lübnan’ı muhtemelen terk edecek insan sayısı konusunda ihtiyatlı iyimser olduklarını ifade ettiler.

Gazete, bir diplomatik kaynağın Avrupa vatandaşı olmayan kişilerin "estia planı"nın (üçüncü ülke vatandaşlarının Güney Kıbrıs üzerinden tahliyesi amaçlayan plan) en karmaşık noktasını oluşturduğunu ve üçüncü ülke vatandaşlarının, Güney Kıbrıs’tan ayrılıncaya kadar kayıt ve ikamet sürecinden geçmesi gerektiğini söylediğini de yazdı.

Aynı kaynak bu kişilerin bir haftayı geçmeyecek şekilde ülkede kalacağını, misafir edilme koşullarının esnek olmayacağını, belirli yerlerde koruma altında olacaklarını ve serbest şekilde dolaşmayacaklarını da söyledi.

Gazete son dönemlerde ABD’nin Güney Kıbrıs’a, gerekmesi halinde yabancı uyruklu kişilerin Lübnan’dan tahliyesine  yardım edecek ek askeri personel gönderdiğini, Rum Yönetimi’nin ise Amerikan varlığını yalanlamadığına da dikkat çekti.