GÜNEY KIBRIS
okuma süresi: 7 dak.

Hristodulidis: “Mari (Tatlısu) ve Baf’taki üsler bizim üslerimiz”

Hristodulidis: “Mari (Tatlısu) ve Baf’taki üsler bizim üslerimiz”

Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis, Mari ve Baf’taki askeri üslerin insani amaçlarla kullanılabileceğini, modernize edilmesinin gündemde olduğunu ve NATO üyeliğine yönelik açıklamalarda bulundu.

Yayın Tarihi: 30/12/24 15:40
okuma süresi: 7 dak.
Hristodulidis: “Mari (Tatlısu) ve Baf’taki üsler bizim üslerimiz”
A- A A+

Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis’in dün yayımlanan söyleşisinin ikinci kısmı bugün Fileleftheros gazetesinde yer aldı.

Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis söyleşisinde, Güney Kıbrıs’taki “Mari” (Tatlısu) ve Baf’taki “Andreas Papandreu” üslerinin “Kıbrıs Cumhuriyeti’ne ait olduklarını” iddia ederek, söz konusu üslerin ABD veya talep eden her ülkeye “insani amaçlı kullanılmak üzere” tahsis edilebildiğini öne sürdü.

“Andreas Papandreu” askeri üssünün modernize edileceğini ve maliyetinin 14 milyon 700 bin euro olduğunu ifade eden Hristodulidis, bu üssü halihazırda kullanan ABD’nin üssün modernleştirilmesiyle ilgilendiğini, ABD’den gelen bazı senatörlerle de bu konuyu ele aldığını ancak ABD yardım etsin ya da etmesin üssün modernleştirileceğini vurguladı.

Hristodulidis, ABD’nin konuya ilgi gösterdiğini ve ocak ayında ABD’den, askeri üsler konusunda uzman kişilerin geleceklerine dair ABD Büyükelçiliği tarafından bilgilendirildiğini ifade etti.

ABD’nin üsse yönelik yardımının teknik veya ekonomik olabileceğini de ifade eden Hristodulidis, herhalükarda söz konusu üssün Kıbrıs Cumhuriyeti’ne ait olduğunu savundu.

Hristodulidis, deniz üssü konusunu ise AB Komisyonu Başkanı’yla görüştüğünü, AB üyesi tüm ülkelerin gemilerinin misafir edilebilmesi amacıyla, AB’nin mevcut bir programı çerçevesinde finansman sağlaması konusunu ele aldıklarını belirtti.

Hristodulidis, her iki üssün de Kıbrıs Cumhuriyeti’nin üssü olacağı ve hiç kimseye üs verme niyetleri olmadığını bir kez daha vurguladı.   

Üslerin sadece batı ülkeleri tarafından değil insani amaçla kullanmak isteyen diğer ülkelerin kullanımına da verilebileceğini belirten Hristodulidis, örnek olarak ise bölgedeki vatandaşlarını uzaklaştırmak için üslerin Çin Halk Cumhuriyeti’nin kullanımına verilmiş olmasını gösterdi.

Hristodulidis, Kıbrıslı Rum subayların ABD askeri okullarında eğitilmesi konusuna da değinerek, şu ana kadar dört kişiyi gönderdiklerini belirtti.

ABD’yle askeri iş birliği konusunda, ABD Başkanı Joe Biden’in görev süresi bitmeden yeni açıklama yapacaklarını da vurgulayan Hristodulidis, Güney Kıbrıs’ın ABD’nin askeri sığınağı haline getirildiği iddialarını ise reddetti.

Söyleşisinin devamında NATO üyeliğine de değinen Hristodulidis, üslerin kullanılması konusunun NATO’ya ilerlemekle bir ilişkisi olmadığın belirterek “mümkün olsa hemen NATO’ya üye olurduk” şeklinde konuştu.

Kıbrıs’ın aslında NATO’ya 1960 yılında üye olması gerektiğini, üye olmamasının sebebinin ise Türkiye değil, Kıbrıs’ta sahip olduğu avantajları kaybetmek istemeyen başka bir ülke olduğunu dile getiren Hristodulidis, katılımın şu anda mümkün olmaması sebebiyle, katılımın sağlayacağı avantajları, eğitimi, yeniden organizasyonu ve silahlanmayı elde etmeye çalıştıklarını vurguladı.

Hristodulidis, ABD’den silahlanma yönünde düşünceleri bulunduğunu ve ülkenin ekonomik durumunun buna müsait olduğunu belirtti.

Hristodulidis söyleşisinin devamında Kıbrıs sorununun çözümü çabalarına da değindi.

Ocak ayında BM’den, büyük olasılıkla Genel Sekreter Yardımcısı Rosmary DiCarlo tarafından, zeminin hazırlanması amacıyla bir ziyaret gerçekleşmesini beklediğini belirten Hristodulidis, Kıbrıs sorununun doğrudan AB Komisyonu Başkanı’nın ofisine bağlanmasından, finansman tüzüğü ve Yeşil Hat Tüzüğü’nün ise Avrupa Komisyonu Yapısal Reform Destek Bölümü'nden Bölgeler Genel Müdürlüğü’ne alınmasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Hristodulidis, AB’nin mevcut ilgisini kanıtlayacak başka adımlar da atacağını iddia ederek BM Genel Sekreteri’nin, Kıbrıs sorununun da dahil olduğu bir dizi konuyu ele almak üzere mart ayında Avrupa Konseyi’ne davet edildiğini ifade etti.

-“AB temsilcisi olabilecek isimleri görüşüyoruz”

Kıbrıs sorununun, Von der Leyen’in idaresine verilmesinin AB’nin temsilci atayacağı anlamına mı geldiği şeklindeki bir soruya ise Hristodulidis, “Başkanla bazı isimleri görüşmekte olduğumuzu söyleyebilirim” yanıtını verdi.

Karşılıklı geçiş kapılarının açılması konusundaki bir soruya ise Hristodulidis; haritalar ve alternatif önerilerle tüm çalışmaları yaptıklarını, ocak ayında görüşme için tarih verdiklerini ve Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’dan yanıt beklediğini söyledi.

Gazete, gayriresmi beşli konferansın, yeni sınır kapılarının açılmasına mı bağlı olduğunun sorulması üzerine ise Hristodulidis’in olumsuz yanıt verdiği aktardı.

Hristodulidis, gayriresmi beşli konferansın hiçbir şekilde yeni geçiş noktalarının açılmasıyla bir bağlantısı olmadığını iddia ederek “Türkiye’nin ilk başta, İngiltere’nin genişletilmiş görüşmeye katılmasına gerek olmadığı görüşünde olduğunu, daha sonra ise dışişleri bakanlığından düşük düzeyde bir yetkiliyle temsil edilmesi görüşünü ortaya koyduğunu ve tüm bunların iç içe geçmiş halde bulunduğunu” öne sürdü.

Başarısızlık durumunda en büyük endişesinin “farklı bir çözüm şekli için altyapı inşa etmeleri olduğunu” ifade eden Nikos Hristodulidis, “Türkiye’yi görüşme konusunda istekli görüyorum” şeklinde konuştu.

Türkiye’yle Bakü ve özellikle Budapeşte’de, Türkiye Dışişleri Bakanı’yla gerçekleştirilen görüşmelerin öze ilişkin olduğunu ve “yönetim başlığının” görüşüldüğünü öne süren Hristodulidis, daha önce Türk yetkililere yaklaştıklarında hiçbir karşılık alamadıklarını ancak şimdi bir tutum değişikliği gözlemlediğini iddia etti.

Hristodulidis söyleşisinin devamında, Suriye’deki gelişmelere de değinerek, Suriye’ye ilişkin kendi görüşlerinin yanı sıra Ürdün, BAE ve Mısır’ın görüşlerini de AB’ye ilettiklerini belirtirken, Türkiye’nin Suriye’deki taleplerinden vazgeçmesi karşılığında Kıbrıs sorununda bir şey elde etmesi gibi bir durumun ise söz konusu olamayacağını, Güney Kıbrıs’ın bunu önleyecek siyasi güce sahip olduğunu öne sürdü.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.