Bunların suçu ne?
Sapla samanın karıştığı günlerin içinde debelenip duruyoruz...
Özellikle de siyaset tam bir kaos içinde gidiyor, gittiği yer de belli değil!
Ufukta çözüm yolu gözükmediği için kamuoyu da çarpık siyasetin peşine düşmüş katkı koymayı ihmal etmiyor...
Halkın Partisi’nin yok kenarlarına koyduğu tabelalar da son iki günün gündemine oturdu!
Diyor ki;
Tanı bunları...
Sahte diploma soruşturmasında dokunulmazlığın kaldırılmasını komitede reddeden UBP vekilleri...
Oğuzhan Hasipoğlu, Hasan Küçük, Ahmet Savaşan...
Sadece 3 kişinin adı geçiyor!
Bütün suç onlara mal edilmiş durumda...
...
UBP Genel Sekreteri Hasipoğlu zaten açıkladı;
Bu UBP vekillerinin kararı değil, UBP’nin resmi bir kararıdır...
Parti böyle istedi biz de yaptık, diyor!
Doğrusu da bu...
Onun içindir sadece 3 vekile yüklenmek neyin nesidir anlamak çok güç!
Parti talimatına uyan 3 vekilin fotoğraflarının yollardaki tabelaları süslemesi biraz da ağır kaçmıyor mu?
Bu insanların çoluk çocukları bu tabelaları görünce nasıl bir ruh hali içine girecek diye hiç kimse düşünmedi mi?
Bize rencide edici, aileleri ruhen ezen bir eylem biçimidir bu...
Buram buram da siyaset kokmaktadır!
Çok da dürüst olmayan bir siyaset...
...
Bu ülkede ne yazık ki özellikle de siyasetçiler tarafından iki hata bir doğru yapmaktadır...
UBP milletvekili Hasan Küçük tabelalardaki resmini görünce belli ki sinir kat sayısı tavan yapmıştır!
O da kendisini eleştiren HP’ye sataşıyor...
YÖDAK yönetim kurulundayken diploması sahte çıkan bir üyeyi işaret ederek HP’ye saldırıyor!
Ne alakaysa artık anlayamadık...
Birisi UBP’nin sahte diploma aldığı iddia edilen milletvekili, dokunulmazlığı kaldırılmadı!
Diğeri de bir akademisyen ama dokunulmazlığı yok...
Hakkında da soruşturma başlatıldı, yakında karar açıklanacak!
Sapla samanın karışması böyle bir şey olsa gerek...
...
Alın size bir yanlış daha;
UBP milletvekili Hasan Küçük Hediyem Su’nun sahibi ya...
Sosyal medyada türlü eylem planları öneriliyor!
Hediyem Su’yu almayıp boykot edelim deniliyor...
Ahali de edelim diye nidalar savuruyor!
Hata üstüne hata devam ediyor...
Birincisi bizde böyle boykot kararları tutmaz, kimsenin umurunda bile olmaz!
İkincisi, diyelim ki boykot işe yaradı ve şirket battı...
Çalışanlar işinden olunca kına mı yakacaksınız yani!
Allah bildiği gibi yapsın sizi, ne diyelim artık...
...
Uyanın da balığa gidelim...
Sosyal medyada bir paylaşım, ortalığı toz duman etti yine...
Sivri zekalının birisi paylaşmış;
KKTC vatandaşı olmak isteyen bir bayan varsa bana ulaşsın lütfen...
Millet bunun paylaşımını yaparken polis de soruşturma başlatmış!
Tabi ki bir sonuca ulaşamayacak...
Ülkede ciddi bir yeni vatandaşlık furyası olduğu doğrudur!
Tepki verenler de haklıdır...
Ancak bu paylaşım sadece küçücük bir örnektir!
Daha yukarılara bakmak gerek zira olayın tehlike boyutları tırmanıyor...
Avustralyalı uyuşturucu baronu Mark Douglas Buddle...
Kendisi İnterpol tarafından aranıyordu, soluğu KKTC’de aldı!
Amacı vatandaşlık alıp buraya çökmekti...
Bazı iş insanları ile de ortaklık yapıp milyarlar harcayıp emlak satın aldı!
Evlendi, evlendiği kadını da servet sahibi yaptı...
Aslında onun gibi çok sayıda gayrı yasal iş yapan yabancı insanlar vardı ülkede!
Ya uyuşturucu, ya kara para, ya da sanal bahis...
Kimi evlendi, kimi evlenmek için para saçıyor, sonuçta bir şekilde içimize karışıyor!
Asıl sıkıntı bunlardadır...
Bunun olumsuz sonuçları önümüze serilecektir, hiç kuşkunuz olmasın!

Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.