Reis kafaları karıştırdı…

Tartışma ortamını o kadar seviyoruz ki, hoş bazen tartışmaları hakaret seviyesine kadar çıkarıyoruz…

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kıbrıs konusunda yaptığı açıklamaları bile herkes kendini düşüncesine göre yorumluyor!

Başka düşüneni de infaz ediyor…

19 Ekim Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Ankara’nın Tatar’a verdiği destek gayet açık ve nettir!

Zaten bu aylardır söylenmektedir…

Kıbrıs’ta iki devletli çözüm!

Annan planında çözümü destekleyen Ankara Rumların uzlaşmaz tutumu karşısında rotayı iki devletli çözüme çevirmiştir…

…

Aslında Reis açıklamalarıyla kelime aralarında stratejiyi de belirlemiştir…

Doğu Akdeniz’de Türkiye gerçeği!

Şimdiye kadar vardı, bundan böyle de olmaya devam edecek…

Bu açıklama Kıbrıs ya da seçimler için değil tüm dünyaya verilen bir mesajdır!

Kimsenin seçimlere yönelik propagandaya dönüştürmesine gerek yok…

Aslında inanın ki 19 Ekim seçimleri Ankara’nın umurunda bile değildir!

Hatta hiç konuşulmamaktadır…

Birkaç günlük Ankara ziyaretimizde bunu resmen hissettik!

Bir Allah’ın kulu bile bize Cumhurbaşkanlığı seçimlerini ya da tahminimizi sormamıştır…

Çünkü Türkiye şu sıralar Kıbrıs değil bütün dünyayı ilgilendiren küresel sorunlar ile ilgilenme gibi bir sorumluluğu vardır!

Bu konuda kafa karışıklığına gerek yok seçim tarihi akşamı kim kazanırsa kazansın Ankara ile işbirliğini güçlendirmek zorundadır…

…

Muhtarların Ankara’ya davet edilmesinin yankıları da hala devam ediyor…

Dedikodunun biri bin para!

Yok onu almışlar, yok bunu almışlar, hatta halen asgari ücretin üçte ikisini alırken, tam asgari ücret filan alacaklarmış, her kafadan bir ses yükseliyor…

En anlamlı açıklama yine bir muhtardan geldi!

Makama saygı için gittik…

Bu arada Ankara’da kimse kendilerine onu, bunu destekleyin empozesinde bulunmamış!

Kıbrıs konusunda brifing alıp dönmüşler…

Ayrıca muhtarlar birileri istedi diye bunu seçim çalışmasına döndürürler mi?

Bu kendilerine saygısızlıktan öteye gitmez!

…

UBP’nin seçim koordinatörü Hasan Taçoy, Tufan Erhürman’a televizyon programı için çağrıda bulundu…

Bunun karşı yorumları şu;

Tatar, Erhürman’dan korkuyor!

Gerçekten korkuyor mu?

Tatar’ın kimseden korkacağını zannetmiyoruz, mantıklı da değil…

5 yıldır Cumhurbaşkanlığı yapan bir zat niye korksun ki!

Tatar, iki devlet diyor başka bir şey demiyor…

Ankara ile paralel bir siyaset yürütüyor!

Bize göre perde gerisinde başka bir konu var…

Canlı yayında tartışma esnasında sinirlenip sonradan pişman olacağı sözler sarf etmemek!

Zira Tatar’ı hepimiz çok iyi tanıyoruz…

Ama yine de önerimiz tarihi buluşmayı Taçoy’a devretmeyip, korkmadığını kamuoyuna göstermesidir!

Çok sakin ve hoşgörülü olarak…

…

UBP’nin seçimler için kaynak sorunu çözülünce örgütlerde hareketlenme başladı…

Uzun süredir kapalı olan örgüt binaları bir bir açılıyor!

Önümüzdeki 1 aylık sürede Ersin Tatar’ın hepsini ziyaret edip destek isteyeceği söyleniyor…

Son düzlükte seçim heyecanı gün geçtikçe artacak gibi!

Para geldi ya…

Mangallar yanacak, buna en çok kasaplar sevinecek!

...

“KKTC'de Cumhurbaşkanlığı Seçimi İle İlgili Kısa Bir Yorum…”

“Bundan önceki cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki argüman, Cumhurbaşkanı'nın "Kıbrıs'ta kalıcı çözüm" sürecini, Kıbrıs Türk Toplumu adına yönetecek bir müzakere lideri sıfatıyla seçilmesi argümanı idi.

Bu seçimi ise diğerlerinden ayıran ve yukarıdaki argümanı ikinci plana itip birinci sıraya yerleşen argüman ise bu dönemde seçilecek Cumhurbaşkanının, Ortadoğu ve Doğu Akdeniz ekseninde jeopolitik stratejik önemi gittikçe artan bir adanın, adaya yerleşmiş/yerleştirilen farklı aktörler tarafından topyekün bir maceraya sürüklenmesinin önüne geçecek akılcı adımları Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte atma isteği gösteren, Kıbrıs meselesi denilen meselenin de aslında Ortadoğu ve Doğu Akdeniz meseleleri sepetinin içine atılmış bir mesele olduğu gerçeğini gören Kıbrıs Türk Toplumu Lideri olacağı gerçeğidir.

Artan askeri ve politik gerilim ile birlikte bölge tarihi yeniden yazılırken, KKTC'deki Cumhurbaşkanlığı seçiminde kim kazanırsa kazansın, bölgedeki doğru aktörlerle birlikte hareket etme gerçeğini birinci sıraya taşımalıdır.

(Seçim sürecinde işlenen konuların çoğunun hükümetlerin/belediyelerin sorumlulukları/icraatları ile ilgili olması ise, seçim sürecinde kamuoyu önünde haber zenginliği olmaktan öte gidemeyecektir. Bu konuların adresi zaten genel ve yerel seçimlerdir.”

(Dr. İlker İPEKDAL)