Cumhurbaşkanlığı yarışı başladı

Farklı bir durum gelişmezse, 2025 yılında Cumhurbaşkanlığı seçimi olacak.

Bir yılı aşkın bir zaman var.

Aslında son anlara kadar beklemeden, adayların ortaya çıkması, politika oluşturması ve toplum tarafından iyi anlaşılması gerek.

Tabii ki her an, her şey değişebilir.

Henüz erken diye düşünülebilir, ama en geç sonbaharda, yaz mevsiminin hemen sonrasında, konu gündemde daha fazla yer tutmaya ve ortam ısınmaya başlayacak.

Son zamanlarda, özellikle BM Genel Sekreteri’nin Kişisel Temsilcisi Maria Holguin’in diplomatik girişimleri sebebiyle, cumhurbaşkanlığı seçiminin kampanyasız da olsa başladığını görüyorum.

Yanlış anlaşılmasın, Bayan Holguin’in seçim sürecini başlattı veya başlamasına katkı koydu demiyorum.

Fakat Kıbrıs konusunda yeni bir süreç başlatılmasına çalışılıyorken, elbette konu ile ilgili politikalar tartışılacak, eleştirilecek.

Özellikle Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, çünkü şu anda Cumhurbaşkanı ve makamda olmasından dolayı, eleştirilerin ilk odağı.

2025 cumhurbaşkanlığı seçimini az bir zaman kala, Kıbrıs konusunda rölanti durumunu bozacak bir girişim olabilir mi?

Pek mümkün görmüyorum?

Bu sadece KKTC ile ilgili değil, aynı durum Kıbrıs’ın güneyi, hatta Türkiye için de geçerli.

Seçim süreci geldi mi, Kıbrıs konusunda adım atılmaz, atılmak istenmez.

Cumhurbaşkanı Tatar yeniden aday olacak mı, olur mu?

UBP ister ve partinin adayı olarak Tatar’ı gösterirse, bununla ilgili parti kararı alınırsa, Ersin Tatar yeniden aday olacak.

CTP lideri Tufan Erhürman’ın aday olacağına kesin gözüyle bakılıyor.

Sol cenahta birlik, birleşme, ortak bir vizyon ve adayla bu seçime hazırlanma, girme, çok uzak bir ihtimal.

CTP, genel başkanı dışında bir adayı destekler mi?

Bu da mümkün, daha önce böyle bir seçim tercihi yaşandı.

Hepsi bir tarafa, bunların tümü bugüne dair yorumlar.

Yeniden bugüne geldiğimizde;

2025 yılı cumhurbaşkanlığı seçiminin yarışmacısı olması muhtemel iki önemli ismin, yarışa bugünden başladığını söyleyebilirim.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve CTP Başkanı Tufan Erhürman.

Kıbrıs konusunda, içinde olduğumuz süreçte yaşananlarla karşı karşıya geliyorlar ve ciddi sert eleştirilerle birbirlerine yükleniyorlar.

İlerleyen zamanlarda bunların dozu artacaktır.

Özellikle yaz sonu ciddi bir hareketliliğin tanığı olacağız.

UBP-DP-YDP koalisyonunun tavrı ortak adaydan yana devam mı edecek, farklı pazarlıkları mı getirecek?

Aday olması muhtemel, HP lideri Kudret Özersay, Serdar Denktaş veya en başta UBP, aday konusunda netleşmezse, aradan çıkacak başka adaylar farklı sonuçları getirir mi?

Cumhurbaşkanı Tatar’ın eleştirilmesi normal, bunu söylemiştim, sebebi şu an makamın sahibi olması ve seçime kısa bir süre kalmışken, herhangi bir adım atmak istemeyecektir.

Kendi adıma şunu da belirteyim, her türlü diplomasinin, ilişkinin kurulmasından yanayım.

Diplomasiden, ilişki kurulmasından kaçmak, karşı tarafın siyasi pozisyonunu güçlendirir.

Ancak işin bir diğeri tarafında da Crans Montana sürecini baltalamış bir Hristodulidis var.

Gelinen noktanın tek suçlusu olarak Türk tarafını görmek ve tüm eleştirileri bu noktaya çekmek de doğru değil.

Tüm bunları bol bol yazıp tartışacağımız günlere çok kalmadı.