Hayat pahalılığı niye düşük çıkıyor anladık…

Yayın Tarihi: 08/03/24 07:00
okuma süresi: 5 dak.

Ocak ve Şubat aylarında ülkemizde ciddi pahalılık olduğu konusunda sanırım hepimiz hem fikiriz. Öyle ciddi zamlar yapıldı ki İstatistik Kurumunun Ocak ayında % 3,84, Şubat ayında ise % 4,59 bulmasına hepimiz öfkelendik. İstatistik Kurumunu programa çağırırsanız ve bu rakamları nasıl bulduklarını sorarsanız bilimsel bir şekilde size anlatırlar ve ikna olursunuz. İyi güzel hoş da çıkan hayat pahalılığı oranıyla bizim hissettiğimiz hayat pahalılığı aynı değil. Çıkan rakamlar düşük ama hissedilen büyük.

Zaten aldığınız maaşın yetmemesinden yola çıkarsanız ciddi zamlar yapıldığını ve piyasaların hemen hemen her konuda ciddi pahalı olduğunu anlarsınız. Peki neden rakamlar düşük çıkıyor?

CTP Milletvekili Devrim Barçın konuğumdu. Bir gün önceden bana bir sürü görsel attı ve yayında bunları kullanmak istedi. Yayında bunları teker teker anlattı. Karpuz örneği verdi; İstatistik kurumu karpuzu sıfır liradan hesapladı ama karpuzun kilosu seksen liraya marketler de var, t-shirt örneğini verdi.

T-Shirt yok yani ücreti sıfır lira ama Barçın 240 lira verip bir t shirt aldı, kabak örneğini verdi, istatistik kurumuna göre bal kabağı yok yani enflasyona etkisi sıfır ama piyasalarda bal kabağı 35 liradan satılıyor. Bu örnekler uzayıp gider. İstatistik kurumu bunun gibi birçok ürünü yok sayarak listesinde sıfır lira olarak hesapladı ama aslında bu ürünler piyasalarda mevcut ve ücretleri var.

Haliyle birçok ürün piyasa eksiği gösterilerek hesaplamaya katılmadı ve hayat pahalılığına etkileri yok sayıldı ancak bu ürünler piyasada var ancak hesaplamalara katılmadı.

Örneğin turizm turları , okul elbiseleri Barçın’ın verdiği örneklerde katkıları sıfır olarak alındı ancak bunların hepsi mevcut ve var.

Birçok üründe bu yol izlendiği için istatistik kurumunun belki bulduğu rakamlar doğru ama gerçekçi değil.

Hal böyle olunca istatistik kurumunun bulduğu rakamlarda düşük çıkıyor. İstatistik Kurumu Başkanı İrfan Tansel Demir bizim programımızda enflasyon böyle giderse dört ayın sonunda hayat pahalılığı % 28 çıkabilir demişti ancak enflasyonda ciddi bir patlama olmazsa dört ayın sonunda çıkacak olan hayat pahalılığı % 20 ya da biraz altında çıkacak.

Sürekli örneklerini veriyorum vermekte de ısrar edeceğim; Ocak ayında 44 lira olan fasulyenin paketi 81 liraya çıktı, keza pirinç 71 lira oldu. Buradan hayatın ne kadar yüksek oranda pahalı olduğunu anlayabilirsiniz. Belki istatistik kurumu bilimsel hesaplamalarla doğru bir hayat pahalılığı buluyor ancak bu belirlemeler eksik yapıldığı için gerçek hayat pahalılığına ulaşamıyorsunuz.

Şimdi soruyorum size ; dört ayın sonunda hayat pahalılığı % 20 çıkarsa bu gerçekçi midir? Elbette değil. Meclis araştırma komitesi kuruldu ve gerekli incelemeler yapılacak.

Bu incelemeler sonucunda komite bakalım nasıl bir sonuca ulaşacak. Devrim Barçın’la yaptığımız sohbette Devrim farklı sonuçlara ulaşacaklarını düşünüyor.

Hayat pahalılığının doğru ve gerçekçi belirlenmesi son derece önemli. Hayat pahalılığı maaşlara bu yüzdeliğe göre yansıyor ve asgari ücret bunun üzerinden belirleniyor. İşte bu nedenle sağlıklı rakamlara ulaşmak son derece önemli.

İstatistik Kurumu’nun işini doğru yaptığına benim inancım sonsuz ancak belli ki ortada bazı eksiklikle var. Eğer piyasada var olan ve satılan ürünler yok sayılıyor ve hesaplamalara sıfır lira üzerinden ekleniyorsa ortaya çıkan sonuçlar sağlıksız ve eksik olur. Bunlara dikkat edilmesi gerekiyor. Bu konular daha su kaldırır bakalım ne olacak ilerleyen haftalarda.

*****************

Günün Sözü

Bir dağ başı yalnızlığı yaşıyorum yeniden. Dağ başı yalnızlığı ölümden beter. Hiç kimse aramasa sormasa beni. Sen gelsen yeter.

Orhan Veli


Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Kıbrıs Postası’nın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları