Ayıptır yahu…
Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş. Tek kelimeyle bir Lider. Ne kadar yazıp çizsek de Denktaş beyi anlatmaya sayfalar yetmez. Günahlarıyla sevaplarıyla ömrünü Kıbrıs meselesine adamış bir dava adamıydı kendisi. Malum gündem; Denktaş Bey'e hakaret eden bir kitap yazıldı. Toplatılması için mahkeme kararı isteniyor diye bir haber yaptı bizim gazete. Toplatılacak mı bilmiyorum ama toplatılması lazım. Böyle kitap olmaz ; hele hele bir insana hakaret asla Kabul edilemez. Üstelik Denktaş beyin hayatı evlat acılarıyla dolu bir hayattır. Hayattayken çocuklarını toprağa vermiş ve bunun acısını yaşamış bir devlet adamıydı Denktaş.
Hani lider mi yetişti KKTC’de. Dr. Fazıl Küçük ve Rauf Denktaş’tan sonra lider de yetişmedi. Kıbrıs politikasında Türkiye'ye yön veren bir devlet adamıydı. Başarılı bir hukukçu olması ve hem Rumca hem de İngilizceye iyi derece de hakim olması nedeniyle Kıbrıs meselesinde yıllarca belirleyici oldu. Annan planı sürecinden sonra artık gitmesi gerektiğini anladı ve yerini boşalttı. Annan Planının referanduma sunulabilecek seviyeye getirilmesinde de son derece belirleyici oldu. Defalarca kez canlı yayın yaptım Denktaş beyle. Ne yazık ki birlikte çekilmiş bir fotoğrafımız yok, varsa da nerededir ben bilmiyorum. 2000’li yıllarda telefonlar akıllı olmadığı için hadi bir selfie çekelim de diyemiyorsunuz. Bunu bildiğimden konuk aldığım tüm siyasilerle fotoğrafım var arşivliyorum ama Denktaş Bey ile yok. Yaptığımız onlarca canlı yayın da şu an nerededir onu da bilmiyorum. Halbuki Denktaş beyle bir fotoğrafımız olmalıydı. Şöyle çerçeveletip kütüphanemin bir köşesinde olmalıydı.
Konumuza tekrar dönecek olursak. Denktaş Bey'in politikalarını hiç tasvip etmeyebilirsiniz, tek bir vücut karşısında da olabilirsiniz ama ona hakaret etmek apayrı bir şeydir. Bu ayıptır ve kimseye yakışacak da bir mesele değildir. İfade özgürlüğü başka bir şeydir birine hakaret etmek başka bir şeydir. Bu nedenle ilgili yazarla mutlaka kanuni işlem yapılmalı ve mahkemeye sevk edilmelidir.
Meslek hayatım boyunca gazeteci abilerim oldu ve onlarla savaşın kirli yüzünü çok konuştum. Üzerinden yıllar geçmiş olmasına rağmen geçmişte yaşanan kötü olayları kısık sesle anlatır konuşmamaya ve birçok önemli konuyu gizli tutmaya çok dikkat ederlerdi. Bazı şeyler Devlet sırrıydı ve anlatılmamalıydı onlara göre. Birçok gazeteci Kıbrıs'ın karanlık günlerini kitaplaştırmadan öldü gitti. Yazanlarda var ama çok az.
Denktaş bir dava adamıydı ve hem ülkesine hem de Türk halkına aşık biriydi. Vatanım diye diye Türkiyem diye diye yaşadı ve öldü. Şimdi sen böyle bir adama çıkacak ve hakaret dolu bir kitap yayınlayacaksın, e bu terbiyesizlikten başka bir şey değil. Devlet bu konuda üstüne düşeni yapmalıdır hem de vakit kaybetmeden.
Görsel medyanın son 30 yıldır daha güçlü olmasından ötürü Kurucu Cumhurbaşkanımızın çok fazla belgeseli ve röportajı var. Açıkçası Dr. Küçük bu konuda pek şanslı değildi. Ses kaydına pek az rastlarsınız Dr. Küçük’ün. Dr. Küçük verdiği toplumsal mücadelede partner olarak Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ı seçti ve ifade ettiğim gibi uzun yıllar birlikte çalıştılar.
Rauf Denktaş yeni devlet kurdu. Her ne kadar bu devleti kurması eleştirilse de halkının statüsünü yükseltmek için bunu yaptı. Dr. Küçük’ün ardından onu lider yapan, Kıbrıs Türkü’nü dünyaya tanıtmış olmasıdır. Mesleğinin avukatlık olmasının da verdiği bir yetenekle pek çok kez kafa tutması gerekenleri mağlup etmiş bir siyasi lider olmuştur. Dünya devlet başkanları onunla karşılaştıklarında kullandıkları hitap genellikle “Dear Majesty” şeklinde olurdu.
Özellikle İngiltere’de birçok soylu tabakadan dostları olduğunu hepimiz biliriz. Yıllarca müzakere ettiği Klerides bile kadim arkadaşıydı.
Herkesin hayatında mutlaka bir anısı vardır Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’la. Ya çocukluk anılarına bir kare yansımıştır ya da evinde misafir etmiştir kendisini.
Rahmetli Raif Denktaş’ı inanır mısınız, çok tanımak isterdim. Rauf Bey ile Serdar Bey’den o kadar çok dinledim ki ne zaman Raif Denktaş’ın adı geçse, Serdar Bey’in de Rauf Bey’in de gözlerinin dolmasının nedenini daha iyi anlıyorum.
Hiç unutmam, daha çocukken bir gün Girne’den dönüyoruz, arabanın arka koltuğuna yaslanmış arkadan gelen arabaları seyrediyorum. Bir baktım, arkadan Baba Denktaş özel arabasıyla geliyor, ön yolcu koltuğunda. Arabayı koruması sürüyordu muhtemelen. Ne eskort ne araç koruması... Yerde para bulmuş çocuk gibi sevinen ben el salladıkça o da gülümseyerek el salladı yol boyunca.
Defalarca kez de Alfa Romeo’suyla yanımızdan geçip gittiğini gördüm. Hiç gösteriş meraklısı olmayan, okumak isteyen gençlere her zaman yardım eli uzatan, burs veren, erzak yardımı yapan, elbise yardımı yapan bir insandı.
Adı üstünde lider; başka nasıl olacaktı ki zaten?
Birçok ülkede siyasi olarak üst kademelerde etkili bağlantıları olan, sert lobi yapabilen ve gerektiği zamanlarda kafa tutan bir adamdı.
Hem Dr. Küçük’e hem de Kurucu Cumhurbaşkanımıza gerektiği gibi sahip çıkmalı ve yetişen neslin onları öğrenmelerini sağlamalıyız.
******************
Günün Sözü
"Kendinizi mutsuz saydığınız an elinize bir kâğıt alınız ve Allah’a şükretmenizi gerektirecek mutluluklarınızı sıralayınız. Listenize bir bakınız ve derhal neşeleniniz. Allah’a şükür, mutluluğun anahtarıdır."
Rauf Denktaş

Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.