Ankara’ya rağmen Federasyon mu?

Yayın Tarihi: 06/10/25 07:30
okuma süresi: 5 dak.

Geçtiğimiz hafta iki farklı anket şirketinin sonuçları açıklandı. Birinde Tufan Erhürman açık ara önde, diğerinde ise Cumhurbaşkanı Ersin Tatar önde. Gerçek sonuçları seçim gecesi göreceğiz ama net bir şey var ki bu yarış at başı bir yarıştır. Seçmenini sandığa götüren adayın seçileri kazanacağını açıkça söyleyebiliriz. Belki bundan bir ay önce evet, Tufan hoca öndeydi ancak Ulusal Birlik Partisi’nin hummalı bir şekilde çalışmaya başlamasıyla durumlar dengeye oturdu ve bu fark kapandı. Bu yarış öyle yüzde 10 farklarla bitecek bir yarış olmayacak. Oylar muhtemelen yakın yakına çıkacak.

Daha önce de yazmıştım, yine yazmakta sakınca görmüyorum. Akıncı-Tatar yarışında konuştuğum onlarca UBP’li oylarını Mustafa Akıncı’ya vereceklerini söylüyordu. O kadar çok UBP’liyle konuşmuş ve o kadar çok Sn. Akıncı’nın adını duymuştum ki Ersin Tatar’ın değil ikinci, dördüncü çıkacağına inanmıştım. Hep söyledim, yine söylüyorum; UBP’liler kendi adaylarına söverler, sayarlar ama oy günü geldiğinde giderler kendi adaylarına oy verirler. Bunu bir kenara yazın.

Bu nedenle ne anketlere ne de UBP’li seçmenin rakip adaya oy vereceğim demesine ben inanmamayı öğrendim. Siz son bir haftaya bakın, hatta son 48 saate bakın. O “filanca adaya oy vereceğim” diyenlerin dönüp nasıl gidip kendi adaylarına oy verdiğine bu gözlerle şahit oldum. Bu nedenle hayatım boyunca bana tecrübelerim ne anketlere ne de söylenenlere hatta algıya inanmamayı öğretti.

Başbakan Ünal Üstel kurmayları, vekilleri ve bakanlarıyla birlikte sahada hummalı bir şekilde çalışıyor. Bir cık bir cık seçmenin ayağına gidiliyor ve uğraş veriliyor. Seçimdir malum, tabii ki çalışacaksınız; çalışmadan seçmenin ayağına gitmeden seçim kazanma şansınız yok. YDP ve DP’nin değil belki ama UBP’nin beka seçimidir bu, bu nedenle UBP’liler oldukça yüksek bir tempoyla çalışıyorlar. Öyle sanıldığı gibi UBP’den bir oy kaçışı olmayacak; çok duyu naz inanın derim. Yazının başında yazdım, siz seçimin son 48 saatine bakın. Neler olacak neler, neler yapılacak neler. Bu tür şeyler tecrübeyle sabittir.

Geçtiğimiz gün Sağlık Bakanı Hakan Dinçyürek konuğumdu. Programın sonunda seçimleri ve Kıbrıs meselesini de konuştuk. Bakan son derece önemli şeyler söyledi. Federasyon diyoruz, Crans Montana’dan devam diyoruz. Bunların artık mümkün olmadığını ve o trenin çoktan kaçtığını ve Kıbrıs meselesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan başta olmak üzere Türkiye Devleti’nin resmî politikasının iki devletli bir çözüm olduğunu defalarca kez yazdık, söyledik.

Dikkat ederseniz Tufan Hoca da federasyon kelimesini pek kullanmıyor, radikal CTP’li vekillerin açıklamaları yok. Türkiye’yi karşılarına almadan bir seçim süreci gerçekleştirmeye çalışıyorlar. Elbette ki akıllıca ama Türkiye’nin ne istediğine bakmak lazım. Bir kere Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın adayı Ersin Tatar. Bunu defalarca kez yazdık, çizdik. Bu saatten sonra Kıbrıs müzakerelerinde “federasyonu görüşeceğim” demeniz mümkün değil. Cumhurbaşkanı Erdoğan BM Zirvesi’nde iki devletli çözüm vizyonunu bir kez daha ilan etti ve açıkladı.

Rumlar, özellikle Rum Lider Hristodulidis federasyon istemiyor, bunu hepimiz artık biliyoruz. Rum liderin çözüm şekli üniter devlet. Bu nedenle “Rumları masaya çekelim ve federasyon yapalım” demekle olacak işler değil bunlar. Açık konuşmak gerekirse, Talat ve Akıncı federasyon temelinde Rumlarla bir uzlaşıya varamadıysa ben Tufan Hoca’nın bunu başarabileceğine inanmıyorum. En solcu adayı bile seçsek Rumların bizim anladığımız şekilde bir çözüm planlarının olmadığını bilmenizi isterim.

Sıfır asker ve sıfır garanti şeklindeki bir çözümü ne Kıbrıs Türk halkının ne de Türkiye’nin kabul etmeyeceği açıktır. Bu nedenle federasyon defteri, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve Cumhurbaşkanı Tatar’ın dediği gibi artık kapanmıştır. Çözüm istemeyen bir Rum tarafına rağmen “hayır, ben federal çözüm yapacağım” demek hayalden öte bir şey değildir. Talat ve Akıncı buna en net örnekler olarak yakın geçmişte önümüzde durmaktadır.

Günün Sözü

“Hayallerinin peşinden koşmanın da bir bedeli vardır.”

Paulo Coelho


Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Kıbrıs Postası’nın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları