Erdoğan’dan Tatar’a açık destek...

Yayın Tarihi: 09/10/25 07:30
okuma süresi: 5 dak.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan ile birlikte katıldığı Türk Devletleri Teşkilatı toplantısı son derece önemli bir zirveydi. Zirvede öğrendiğimize göre Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan herkesin olduğu bir ortamda Cumhurbaşkanı Tatar’a yeniden destek açıklamış ve iki devletli çözüm siyasetine yeniden destek vermiştir.

19 Ekim’de gerçekleşecek Cumhurbaşkanlığı seçimleri Türkiye açısından bir beka seçimi niteliğindedir.

Ortada açık bir gerçek var. Bu artık herkes tarafından bilinen ve inkar edilemeyecek bir gerçektir; Türkiye Cumhurbaşkanı Sn. Erdoğan 19 Ekim Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Cumhurbaşkanı Tatar’ı desteklemektedir. Birkaç gün önce Azerbaycan da yapılan TDT zirvesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan herkesin içinde alenen Tatar’a bu desteği yinelemiştir. Bu da demek oluyor ki Ankara, Cumhurbaşkanlığı makamında Tatar ile çalışmak istemektedir. Bu nettir.

Elbette bunu KKTC seçmeni karar verecektir bunu da göz ardı edemeyiz. Ancak bölgesel koşullar göz önünde bulundurulduğunda Kıbrıs gibi son derece önemli bir adanın geleceği doğrudan Türkiye’nin de geleceğini belirlemektedir. Bu nedenle özellikle Türk siyasetiyle dalga geçen ve çözüme çok yaklaşılan bir noktada masayı deviren Rum yönetimine karşı Türkiye artık İki devletli çözüm gibi yeni bir politikayı benimsemiş ve bu politikayı Cumhurbaşkanı Tatar ile yürütme kararı almıştır. Seçmen oyunu verirken bunu da göz önünde bulundurarak oyunu vermelidir.

İster beğenelim ister beğenmeyelim konu KKTC ise Türkiye Devletinden bağımsız bir siyaset ve bir gelecek düşünmek hiç şüphe yok ki hayal kırıklığından başka bir sonuç doğurmayacaktır. KKTC her ne kadar tanınmasa da Birleşmiş Milletler Genel Kurulu gibi önemli bir toplantı da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın KKTC’yi tanıyın çağrısı yapması ve KKTC’nin statüsünün yükselmesi için mümkün olan maksimum dış politikanın Sn. Erdoğan tarafından yapılması son derece önemlidir.

Açık bir gerçek var; Rum yönetimi hiçbir şekilde adayı Kıbrıslı Türklerle paylaşmak istememektedir. Özellikle siyasi eşit egemenlikten zerre taviz vermemektedir. En çözümcü siyasetçiyi de seçseniz, federal çözüm çizgisinde de Rumları istediğiniz kadar zorlasanız da Rum tarafı çözüme yaklaşmayacaktır. Çözüm olsun da nasıl olursa olsun Türk askeri gitsin garantörlükler kalksın noktasında olmamız Kıbrıs Türk halkının geleceği açısından felaketten başka bir şey değildir.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde neyi neden seçtiğimize çok dikkat etmemiz gerekiyor. Çok değil yakın siyasi geçmişimize baktığımızda dönemin Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat “ne yapayım kendimi saray önünde asayım mı?” diyerek Rumlarla çözümün mümkün olmadığını ortaya koymuştur. Yine keza dönemin Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’da “bu bizim neslin son denemesiydi” diyerek Rumlarla federal bir zeminde çözümün mümkün olmadığını net bir şekilde ortaya koymuştur. Tüm bu denenmiş gerçekler ortada dururken hayır biz yine de federasyon zemininde sorunu çözeceğiz demek yakın tarihi ve yaşanmışlıkları inkar etmek demektir.

Yeri gelmişken şunu da belirtmek isterim. Rum yönetimi iki Devletli çözümü Kabul etmediği gibi Federasyonu da istememektedir. Rum liderliğin çözümden anladığı tek şey Üniter Devlet anlayıştır.  İşte bunu gören Türkiye Devleti Rum yönetimi Kabul etmese de iki devletli çözümü savunmaktadır.

Sonuç olarak Türkiyesiz var olamayacağımıza göre Türkiye Devletinin Kıbrıs sorunuyla ilgili politik duruşuna da destek vermemiz gerekiyor. Bunun aksi bir hayalden öte bir şey değildir.

*************************

Günün Sözü

"Her insanın hayatı aynı şekilde sona erer. Bir insanı diğerinden ayırt eden, nasıl yaşadığı ve nasıl öldüğünün ayrıntılarıdır."

Ernest Hemingway


Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Kıbrıs Postası’nın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları