İngiltere pazarı hâlâ kazanılabilir
Londra Fuarı’ndaydım. İngiltere pazarı artık KKTC için ulaşılması zor pazarlardan biri hâline gelmiş durumda. Tabii bunda Rum yönetiminin lobiciliğinin çok büyük etkisi olduğunu da söylemek lâzım. Şu an KKTC’yi sadece bir tur operatörü destekliyor; bu son derece yetersiz. Fuarda özellikle otelciler birliğinin yönetiminde bulunan ve küçük oteli işletmeleri olan turizmcilerle de konuşma fırsatı bulduk. “Mücadele ediyoruz ve vazgeçmeyeceğiz” diyorlar. Beş yıldızlı oteller rahat; hatta beş yıldızlı oteller küçük otelleri bir nevi fazla müşteriyi konaklatmak için de kullanıyor ve küçük oteli işletmecileri buna da direniyorlar.
Turizmle uğraşmaktan vazgeçen ve yıllarını bu işe vermiş otelciler de olduğunu biliyorum. Ne kadar güzel oteller, artık turist ağırlamıyor; kapandılar. Turizm Bakanlığı özellikle küçük oteli işletmelerine yardım etmek için uğraşıyor ama elbette ki yeterli değil.
Ne kadar acıdır ki KKTC olarak çok pahalıyız; bu son derece dikkat çekici bir gerçek. Düşünsenize, Girne’de bir turist bir cafeye girip bir americano ısmarlasa ödeyeceği tutar 350 TL. Bu da yaklaşık 6-7 sterline geliyor. Rum tarafında bu rakam 3,5 euro civarında. Turist pahalı yere gitmez; bu altın kuraldır. Yemekler deseniz onda da Rum tarafından daha pahalıyız.
Geriye en önemli konu uçak biletleri kalıyor; bu konuda da Rum tarafı Türk tarafından çok daha verimli ve ucuz kalıyor. İster istemez şu soru çıkıyor: Turist neden Kıbrıs’ın kuzeyini seçsin? Hem ulaşımda hem de harcamalarda Rum tarafından daha pahalıyız. Turizm, hiç şüphe yok ki bir devlet politikası gerektiriyor. Defalarca kez yazdık, çizdik, canlı yayınlarımızda, avazımız çıktığı kadar bağırdık: “KKTC pahalı, ucuzlatın artık!” diye. Maliye Bakanı Özdemir Berova ile de bu konuyu birkaç kez konuştuk. Bakan Berova son derece başarılı bir Maliye Bakanıdır. Öyle anlıyorum ki yapılabilecek pek az şey var. Bunun en önemli nedeni ise KKTC’nin dışa bağımlı bir ithalatı olması ve Türk lirası kullanıyor olması. Rum tarafına ambargo yok ama size var. Bir turist özellikle İngiltere ya da Avrupa ülkelerinden Güney Kıbrıs’a direk uçabilir. Ucuz uçuş yapan havayolu şirketleri Güney Kıbrıs’ı destinasyon dahilinde tutuyor ve uçuyor. KKTC olarak biz 3-4 havayolu şirketi ile turizmi çevirmeye çalışıyoruz. Haliyle biletler daha pahalı oluyor.
Hal böyleyken turist neden Kuzey Kıbrıs’ı tercih etsin sorusu karşımıza çıkıyor. Türk lirası kullanıyoruz, ambargoluyuz ve tanınmıyoruz. Tüm ekonomik baskılar altında, hadi gel de turizm yap. Kolay değil; hiç kolay değil. Turizm Bakanı Fikri Ataoğlu da çalışkan bir bakandır. Elinden geleni o da yapıyor ama yukarıda saydığım gerekçeleri alt alta koyup topladığınızda az önce sorduğum sonuç ortaya çıkıyor: Turist neden KKTC’yi seçsin?
Dediğim gibi bu bir devlet politikası hâline gelmeli. KKTC’yi daha çok tanıtmak son derece önemli. Öğrendiğime göre yılda yaklaşık fuar düzenleniyor. İyi güzel de uçak biletiniz pahalı ise, yolculuk süreniz uzun ise, bir de ülke olarak Güney’den daha pahalıysanız, turistin size gelmesi artık mucizevîden bekler hâle geliyor.
İngiltere fuarı geçmiş yıllara oranla daha kalabalıktı. Standımız ilgi de gördü, bunu söylemek lâzım. Turizm Bakanlığı’na daha çok fon ayrılmalı, daha çok tanıtım yapılmalı ve ülke ucuzlatılarak bilet fiyatları düşürülerek turistin ilgisi çekilmeli. Kıbrıs’ın Kuzeyi, Güney’inden daha güzel, daha çok tarihî eserimiz var; ambargolarla bu kadar yapılabiliyordur demekten ziyade, daha çok ne yapabilirize odaklanmak zorundayız.
Günün Sözü:
“Seni seviyorum, çünkü bütün evren sana ulaşmam için iş birliği yaptı.”
Paulo Coelho
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.