Güney Kıbrıs’ın Berlin Temsilciliğinden diplomatik zorbalık

Yayın Tarihi: 06/07/25 15:50
okuma süresi: 8 dak.
A- A A+

Değerli Okurlar,

Gündemde pek çok önemli konu bulunmasına rağmen, bu haftaki köşe yazımda, milletimize en samimi şekilde gerçekleri aktarma sorumluluğuyla, farklı bir konuya dikkatinizi çekmek istiyorum. 

Daha önce tanışma fırsatı bulduğum, ülkemize özellikle gayrimenkul alanında milyonlarca avro değerinde yatırımcı kazandıran Alman asıllı Martin Reh Beyefendi'nin, Güney Kıbrıs’ın Berlin Temsilciliği tarafından aldığı tehdit içerikli yazının birebir Türkçe tercümesini altta sizlerle paylaşıyorum.

Bu vesileyle dilinden “barış” kelimesini düşürmeyen, ancak fonlamalarla gençlerimizi kendi ülkelerine düşman etmeye çalışan; Kıbrıslı Türkleri hukuka, ahlaka ve vicdana aykırı şekilde ambargolarla baskı altında tutan Güney yönetiminin ikiyüzlülüğünü bir kez daha gözler önüne sermeyi amaçlıyorum. İlgili makamları da bu konuda ivedilikle harekete geçmeye davet ediyorum.

Ayrıca, her fırsatta KKTC’de faaliyet gösteren müteahhitleri gözaltına aldıran bu mercilere, Taşınmaz Mal Komisyonu'nun görev ve yetkilerini yeniden hatırlamaları gerektiğini önemle vurgulamak isterim.

Martin Reh Beyefendi, bu tehditlere kulak asmamış; bizler de kendisiyle birlikte başta Almanya, Avusturya ve İsviçre olmak üzere kendi kanalında geniş kitlelere ulaşan bir röportaj aracılığıyla, KKTC’ye ilgi duyan yatırımcılara hukuki danışmanlık vereceğimizi buradan kamuoyuna duyurmak isterim.

Bu duygu ve düşüncelerle sizleri yazıyla baş başa bırakıyor, bir sonraki buluşmamıza dek saygılarımı sunuyorum.

*****

“KIBRIS CUMHURİYETİ” BERLİN BÜYÜKELÇİLİĞİ

Sayın Bay Reh,

Resmî internet sitenizde ve Facebook sayfanızda, şu anda yasa dışı Türk işgali altında bulunan “Kıbrıs Cumhuriyeti” topraklarında (sözde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti) gayrimenkul satışını tanıttığınız ve teşvik ettiğiniz dikkatimizden kaçmamıştır: https://www.facebook.com/share/v/1AcKHRyS2t/?mibextid=wwXIfr

Ayrıca, "Varlık Koruma Kuzey Kıbrıs – İstediğiniz Yerde Yaşayın" başlıklı bir çevrim içi seminer (webinar) düzenlediğinizi de belirtmek isteriz. Bu seminer, söz konusu yasa dışı faaliyeti daha da teşvik etmektedir.

Lütfen dikkate alınız ki, Türkiye'nin 1974 yılında Kıbrıs’ı işgalinden bu yana, ülkenin kuzey bölgeleri sürekli olarak işgal altında bulunmakta olup, bugün Kıbrıs topraklarının %36’sından fazlası yasa dışı bir şekilde kontrol edilmektedir. İşgal sırasında Türk ordusu, “Kıbrıs Cumhuriyeti” nüfusunun yaklaşık üçte birine tekabül eden 170.000’den fazla Kıbrıslı Rum’u zorla yerlerinden etmiş ve bu kişilerin evlerine geri dönmelerine veya işgal altındaki bölgelerdeki mülklerini barışçıl şekilde kullanmalarına hâlâ izin vermemektedir.

Bu mülkler, Kıbrıslı Rum mültecilerin yasal mülkiyetinde olup, onların açık rızası olmadan kullanılmakta ve bu durum, mülkiyet haklarının ihlali anlamına gelmektedir.

Vurgulamak gerekir ki, sözde "Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti" Türkiye dışında hiçbir ülke — Almanya dahil — tarafından tanınmamaktadır. “Kıbrıs Cumhuriyeti”, adadaki tek uluslararası alanda tanınan meşru hükümet olarak kalmaya devam etmektedir.

Meletis Apostolides v. Orams davası (19 Ocak 2010) bu konuda emsal teşkil eden bir davadır. Lefkoşa Kaza Mahkemesi, işgal altındaki bölgelerde Sayın Apostolides’e ait olan araziyi izinsiz olarak sahiplendikleri gerekçesiyle sanıkları suçlu bulmuştur. Mahkeme, söz konusu araziye inşa edilen villanın yıkılmasına, boş mülkün iade edilmesine ve tazminat ödenmesine hükmetmiştir. Bu karar, Avrupa Adalet Divanı’nın ön kararına dayanarak Birleşik Krallık Temyiz Mahkemesi tarafından onaylanmıştır. Avrupa Adalet Divanı, Kıbrıs mahkemelerinin verdiği kararların (AT) No. 44/2001 sayılı Tüzük uyarınca icra edilebilir olduğunu teyit etmiştir.

“Kıbrıs Cumhuriyeti” Ceza Yasası’nın 303A maddesi, başkasına ait taşınmaz mal üzerindeki dolandırıcılık amaçlı işlemleri açıkça düzenlemektedir. Birinci fıkra, bu tür işlemlere bilerek katılarak dolandırıcılık suçu işleyen kişilerin, yedi yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılabileceğini belirtir. Bu suçu işlemeye teşebbüs etmek de ayrı bir suç sayılmakta olup, beş yıla kadar hapis cezası öngörülmektedir.

Bu hüküm aşağıdaki eylemler için geçerlidir:

  1. Bir taşınmazın başka bir kişiye satılması, kiralanması, devredilmesi veya kullanımının sağlanması, 
  2. Başka bir kişi tarafından bu mülkün satışı, kiralanması, ipotek edilmesi veya kullanımı gibi işlemlerin tanıtımının veya teşvikinin yapılması,
  3. Bu işlemlere ilişkin bir sözleşmenin başka bir kişiyle yapılması,
  4. Bu tür bir mülkün satışının, kiralanmasının, ipotek edilmesinin veya kullanımının kabul edilmesi.

Ayrıca, 2006 yılında yapılan bir yasal düzenlemeyle, “Kıbrıs Cumhuriyeti” Ceza Yasası’nın kapsamı, “Kıbrıs Cumhuriyeti” sınırları içindeki taşınmaz mallarla ilgili olarak yurtdışında işlenen suçları da kapsayacak şekilde genişletilmiştir. Bu kapsamda; suç işlemek için yapılan planlar, teşebbüsler, kışkırtmalar ya da başkalarını bu tür suçlara teşvik eden her türlü eylem yer almaktadır.

Kıbrıs’ta herhangi bir gayrimenkul işlemi gerçekleştirebilmenin tek yasal yolu, Kıbrıs Cumhuriyeti yasalarına ve İçişleri Bakanlığı’na bağlı Tapu ve Kadastro Dairesi’nin prosedürlerine uygun hareket etmektir. Bu da adadaki mülkiyet devirleri için tanınan tek yasal mercidir.

Ayrıca, sizi 9 Mayıs 2025 tarihinde Lefkoşa Mahkemesi tarafından verilen ve işgal altındaki bölgelerdeki Rum mülkleriyle ilgili suçlar sebebiyle iki kişinin sırasıyla 2,5 yıl ve 15 ay hapis cezasına çarptırıldığı karara da dikkatle çekmek isteriz.

Özellikle, birinci sanık, kişisel internet sitesinde Kıbrıslı Rumlara ait özel mülkler üzerine inşa edilmiş konutların satışını tanıtmıştır. İkinci sanık ise, kişisel sosyal medya hesabı üzerinden, Türkiye tarafından işgal edilen “Kıbrıs Cumhuriyeti” topraklarında yasa dışı olarak kurulmuş ve faaliyet gösteren bir "şirket" adına reklam yapmıştır. Sanıklar tarafından tanıtılan tüm bu konutlar, Kıbrıslı Rumların açık rızası olmaksızın onların arazileri üzerine inşa edilmiştir.

Yukarıda belirtilen hususlar ışığında, şirketinizin “Kıbrıs Cumhuriyeti” yasalarına derhal uymasını ve işgal altındaki bölgelerdeki gayrimenkullerin tanıtımına yönelik her türlü faaliyetten kaçınmasını içtenlikle bekliyoruz. Bu tür eylemler, yalnızca potansiyel alıcıları yanıltmakla kalmaz, aynı zamanda onları ciddi hukuki ve mali risklerle karşı karşıya bırakır ve olası yasal sonuçlar doğurabilir.

“Kıbrıs Cumhuriyeti” Hükümeti, bu konuyla ilgili olarak Almanya Federal Cumhuriyeti yetkili makamlarını, Dışişleri Bakanlığı da dahil olmak üzere, usulüne uygun şekilde bilgilendirecektir.

Konu hakkında daha fazla görüşmek isterseniz, her zaman size yardımcı olmaktan memnuniyet duyarız.

Saygılarımızla,

G... S...

Misyon Başkan Yardımcısı


Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Kıbrıs Postası’nın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Kaan Cenk ADASOY yazıları