DOĞA ve ÇEVRE
okuma süresi: 5 dak.

Prof. Dr. Şerife Gündüz uyardı: Kıbrıs’ta çölleşme sessizce ilerliyor!

Prof. Dr. Şerife Gündüz uyardı: Kıbrıs’ta çölleşme sessizce ilerliyor!

“Dünya Çölleşme ve Kuraklıkla Mücadele Günü” dolayısıyla Kıbrıs Postası’na özel açıklama yapan UFÜ Çevre Araştırmaları Merkezi Müdürü Prof. Dr. Şerife Gündüz, "Bilime kulak asmayan, geleceği de göremez" dedi ve Kıbrıs'ta çölleşmenin sessizce ilerlediğine dikkat çekti.

Yayın Tarihi: 18/06/25 12:25
okuma süresi: 5 dak.
Prof. Dr. Şerife Gündüz uyardı: Kıbrıs’ta çölleşme sessizce ilerliyor!
Özel Haber
A- A A+

UFÜ Çevre Araştırmaları Merkezi Müdürü Prof. Dr. Şerife Gündüz, “17 Haziran Dünya Çölleşme ve Kuraklıkla Mücadele Günü” dolayısıyla Kıbrıs Postası’na özel bir açıklama yaptı.

Prof. Dr. Gündüz, 17 Haziran’ın her yıl “Dünya Çölleşme ve Kuraklıkla Mücadele Günü” olarak anıldığını belirterek, “Ancak bu yıl, bu tarih Kıbrıs için sadece bir takvim notu değil; aynı zamanda derinleşen bir çevresel krizin acil çağrısı olmalı” ifadelerini kullandı.

Küresel iklim krizinin Akdeniz üzerindeki etkileri artık yalnızca bilim insanlarının uyarılarında değil, günlük yaşamın içinde kendini gösterdiğini de ifade eden Prof. Dr. Gündüz, “Kıbrıs Adası da bu etkilerin ortasında, giderek kuruyan bir topografyada, azalan su kaynaklarıyla, bozulan tarım verimliliğiyle ve sıklaşan sıcak hava dalgalarıyla mücadele ediyor” dedi.

“VERİLER KONUŞUYOR: ADA ISINIYOR, TOPRAK TÜKENİYOR”

Gündüz, “Meteorolojik veriler son 50 yılda, Kıbrıs’ta ortalama sıcaklıkların yaklaşık 1°C arttığını ve yağışların düzenli biçimde azaldığını gösteriyor. Bu durum, sadece ekolojik değil, aynı zamanda ekonomik ve toplumsal bir tehdit haline geliyor. Geleneksel tarım alanlarında verim düşüyor, yer altı su kaynakları hızla tükeniyor ve toprak tuzlanması gibi problemler yaygınlaşıyor” açıklamasını yaptı.

Şerife Gündüz, “Son olarak, Mayıs 2025, kayıtlara geçen en sıcak ikinci Mayıs ayı olarak duyuruldu. En sıcak Mayıs 2024’te yaşanmıştı. ABD Ulusal Hava Servisi (National Weather Service) tarafından yayımlanan güncel verilere göre, 2025 yazı itibarıyla ENSO (El Niño–Güney Salınımı) nötr durumdadır. Yani Pasifik Okyanusu'nda ne El Niño ne de La Niña koşulları baskın değildir” ifadelerini kullanarak, açıklamasının devamında ise şunları kaydetti:

“Ancak ENSO’nun nötr seyretmesine rağmen sıcaklıkların yüksek düzeyde kalması, iklim krizinin artık sadece okyanus akımlarına bağlı dalgalanmalarla değil, kalıcı ve sistemik bir küresel ısınma eğilimiyle şekillendiğini gösteriyor.

ENSO, Pasifik Okyanusu’ndaki deniz yüzeyi sıcaklıklarıyla ilişkili küresel bir iklim döngüsüdür. El Niño döneminde dünya genelinde sıcaklıklar artar, bazı bölgelerde kuraklık, bazılarında aşırı yağışlar görülür. La Niña tam tersine soğuma etkisi yaratabilir. Nötr dönemlerde ise bu etkiler zayıflar. Ancak 2025’teki yüksek sıcaklıklar, artık iklim krizinin okyanus etkilerinden bağımsız olarak da kendini göstermeye başladığını kanıtlamaktadır.”

“YEREL TÜRLER VE BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİK DE RİSK ALTINDA”

UFÜ Çevre Araştırmaları Merkezi Müdürü Prof. Dr. Şerife Gündüz, Kıbrıs’ın kendine özgü bitki örtüsü ve yerel türlerinin de kuraklık baskısından olumsuz etkilendiğini aktararak, “Özellikle kırsal alanlardaki endemik türlerin habitatları, iklim modellemelerine göre gelecekte yaşanamaz hale gelebilir. Kuruyan dere yatakları, tükenen su gözeleri ve artan toprak erozyonu bu süreci hızlandırıyor” dedi.

“ÇÖZÜM UZAKTA DEĞİL: TOPRAKTAN BAŞLAYAN UMUT”

Gündüz, “Bu tablo umutsuz gibi görünse de, çözüm aslında çok yakınımızda. Toprağa yeniden saygı duymak, yerel bilgeliği geri kazanmak ve doğaya dayalı çözümler üretmek elimizde” dedi ve bu noktada yapılabilecekleri şöyle sıraladı:

 “-Yerel tür bahçeleri oluşturarak kuraklığa dayanıklı bitkileri yaygınlaştırmak,

-Kompost ve ileri dönüşüm sistemleriyle toprağı yeniden zenginleştirmek,

-Yağmur suyu hasadı ve su verimliliği uygulamalarıyla israfı azaltmak,

-Tarımda çeşitlendirme ve gölgeli üretim modelleriyle verimi artırmak,

- Kırsal kalkınmayı ve geleneksel bilgi sistemlerini desteklemek.

Unutmamalıyız ki çölleşme yalnızca bir çevre sorunu değil, aynı zamanda gıda güvenliği, kırsal yoksulluk, göç ve toplumsal istikrar gibi alanları doğrudan etkileyen bir meseledir.”

“YÜZDE 50’NİN ÜZERİNDE ÇÖLLEŞME RİSKİ TAŞIYAN BİR ADADA YAŞIYORUZ”

Prof. Dr. Gündüz, “Yüzde 50’nin üzerinde çölleşme riski taşıyan bir adada yaşıyoruz. Üstelik yapılan bilimsel projeksiyonlar, bu riskin önümüzdeki yıllarda daha da artacağını açıkça ortaya koyuyor. Ancak tüm bu veriler ortadayken, çölleşme tehlikesi hâlâ görmezden geliniyor. Politikalar ise uzun vadeli çözümler yerine, yalnızca günü kurtarmaya yönelik, anlık ve parçalı kararlarla şekilleniyor” şeklinde konuştu.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.