DAÜ Fizyoterapi Ve Rehabilitasyon Bölümü "21 Mart Dünya Down Sendromu Farkındalık Günü" ile ilgili açıklamalarda bulundu

DAÜ Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü, 21 Mart Dünya Down Sendromu Farkındalık Günü kapsamında yaptığı açıklamada, erken fizyoterapi ve rehabilitasyonun DS’li bireylerin yaşam kalitesini artırmada büyük rol oynadığını vurguladı.

Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi, Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ünal Değer, "21 Mart Dünya Down Sendromu Farkındalık Günü" kapsamında açıklamalarda bulundu. Yapılan açıklamada Yrd. Doç. Dr. Değer şu ifadelere yer verdi:
“Birleşmiş Milletler, dünya genelinde down sendromu (DS) hakkında toplumsal farkındalık ve duyarlılık oluşturmak amacıyla 21 Mart’ı Dünya Down Sendromu Farkındalık Günü olarak ilan etmiştir. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de her yıl bu özel gün çeşitli etkinliklerle anılmaktadır. Bu etkinliklerde DS’li bireylerin ve ailelerinin yaşadığı sorunlar ele alınmakta, multidisipliner çözümler sunulmakta, sağlık ve eğitim gibi temel haklar tartışılmakta ve bu bireylerin üretken, topluma tam olarak entegre bireyler olabilmesi için atılması gereken adımlar konuşulmaktadır.
Down sendromu, 23 kromozom çiftinin 21. çiftinde fazladan bir kromozom bulunması sonucu ortaya çıkan genetik bir farklılıktır. Bir hastalık değildir ve kalıtsal geçiş göstermez. Nedenleri kesin olarak bilinmemekle birlikte, ileri anne yaşı, önceki çocuklarda DS öyküsü, ebeveynlerden birinde kromozomal bozukluk bulunması, annenin kullandığı bazı ilaçlar, vitamin eksiklikleri, hormonal ya da viral etkenler ve sigara kullanımı gibi faktörlerin rol oynayabileceği düşünülmektedir.
DS’li bireylerde hem işlevsel hem de yapısal bazı farklılıklar görülebilmektedir. Karakteristik yüz hatları arasında avuç içinde tek çizgi olması, birinci ve ikinci ayak parmakları arasında belirgin bir boşluk, küçük el ve ayaklar, küçük ağız ve burun yapıları, basık burun ve çekik gözler yer almaktadır. Düşük kas tonusu nedeniyle kas zayıflıkları, eklemlerde aşırı hareketlilik ve bağ dokuda gevşeklik, denge bozuklukları, hafif-orta derece obezite ve zihinsel gelişim farklılıkları da yaygın olarak gözlemlenen bulgulardır.
Bazı tıbbi problemler de DS’li bireylerde daha sık görülmektedir. Bunlar arasında kalp hastalıkları, işitme ve görme sorunları, tiroid bozuklukları, solunum problemleri ile mide ve bağırsak hastalıkları yer almaktadır. Ancak, unutulmamalıdır ki bazı DS’li bireylerde bu sağlık sorunlarının hiçbirine rastlanmayabilir.
DOWN SENDROMLU BİREYLERDE FİZYOTERAPİ VE REHABİLİTASYON
Down sendromlu çocuklar, diğer çocuklarla aynı temel ihtiyaçlara sahiptir. Çevrelerini keşfetmek, oynamak, öğrenmek ve gülmek isterler. Bu süreçte başarılı olabilmeleri için özel eğitim öğretmenleri, fizyoterapistler ve iş-uğraşı terapistleri gibi sağlık profesyonellerinin desteği büyük önem taşımaktadır. Özel eğitim yıllardır DS’li bireyler için uygulanırken, son yıllarda fizyoterapi ve rehabilitasyon da yaşam kalitelerini artırmada giderek daha fazla önem kazanmaktadır.
Fizyoterapiye ne kadar erken başlanırsa, DS’li bireyin gelişimi o kadar olumlu yönde etkilenmektedir. Bebeklik döneminden itibaren başlanan fizyoterapi ve rehabilitasyon uygulamaları, DS’li bireylerin toplumsal yaşama katılımında büyük rol oynamaktadır. Fizyoterapistlerin bu süreçte dört temel alanda önemli katkıları bulunmaktadır: kaba motor gelişimin hızlandırılması, el becerilerinin geliştirilmesi, denge ve koordinasyon problemlerinin önlenmesi/giderilmesi ve solunum performansının artırılması.
Fizyoterapi süreci, detaylı bir değerlendirme ile başlar. Öncelikle bireyin mevcut durumu analiz edilir, ailelerin ve bireyin beklentileri belirlenir ve bu doğrultuda kişiye özel bir fizyoterapi programı planlanır.
TOPLUMSAL FARKINDALIK VE DAHİL OLMA
DS’li bireylerin eğitim hayatına katılması, meslek edinmesi, üretken bireyler olarak topluma dahil olması ve bağımsız bir yaşam sürebilmesi için toplumsal farkındalığın artırılması büyük önem taşımaktadır. Bu farkındalık, yalnızca sağlık profesyonelleri aracılığıyla değil, toplumun tüm kesimlerinde bilinç oluşturularak sağlanmalıdır.
Her DS’li birey, kaliteli bir yaşam sürdürme ve sevgi dolu bir toplumun eşit haklara sahip bir üyesi olma hakkına sahiptir. Bu bilinçle, ülkemizde ve tüm dünyada daha kapsayıcı bir toplum oluşturabilmek dileğiyle.”
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.