Bağımsızlık Yolu, Irkçılığa Karşı Uluslararası Mücadele Günü Yürüyüşü'ne katıldı

Bağımsızlık Yolu, Lefkoşa’da düzenlenen "Irkçılığa Karşı Uluslararası Mücadele Günü Yürüyüşü"ne katılarak ırkçılık, ayrımcılık ve baskıya karşı dayanışma mesajı verdi. Ortak açıklamada, faşizme ve otoriter uygulamalara karşı birlik olma çağrısı yapıldı.

Bağımsızlık Yolu, bugün gerçekleşen "Irkçılığa Karşı Uluslararası Mücadele Günü Yürüyüşleri" kapsamında, Lefkoşa, Solomu Meydanı’nda başlayıp, Faneromeni’ye uzanan yürüyüşe katılarak destek verdi.
Eylemde okunan ortak açıklama şu şekilde:
"Aşırı Sağa, Faşizme ve Irkçılığa Karşı İttifak Irkçılığa ve Irk Ayrımcılığına Karşı Mücadele Günü çerçevesinde 22 Mart 2025 Cumartesi günü düzenleyeceği ırkçılık karşıtı antifaşist yürüyüşlere katılmanız için açık çağrıda bulunmaktadır.
Limasol ve Hloraka'da mülteci ve göçmenlere karşı örgütlü faşist pogromlardan iki buçuk yıl sonra toplumda, işyerlerinde ve kamusal söylemde eşitsizlikler, ayrımcılık, ırkçılık ve ırkçı saldırılar giderek yoğunlaşmakta ve keskinleşmektedir. Her zaman olduğu gibi ilk mağdurlar bu toplumsal kesimler olmaktadır. Göçmenlere ve mültecilere karşı ırkçılığın ve nefret suçlarının en son biçimi olarak, paket teslimatı yapan sürücülere karşı devam eden saldırılar, göçmenlere ve sığınmacılara yönelik kurumsal olarak ırkçı sistem çerçevesinde onlara ikinci sınıf insan gibi davranılması, Polis tarafından zulme uğramaları, maruz kaldıkları insanlık dışı aşırı yoksulluk koşulları ve iş yerinde çok ağır derecede sömürülmeleri, kitlesel sınır dışı edilmeleri ve yasadışı bir şekilde geri gönderilmeleri karşısında hepimiz ırkçılığın ve ayrımcılığın barbarlığından uzak, daha adil bir toplum talep etme yönünde harekete geçmeliyiz.
'ÖZGÜR İFADE, PROTESTO VE DİRENİŞ ALANI DEVLETİN KENDİSİ TARAFINDAN SIKIŞTIRILMAKTA VE BU DURUM KARŞISINDA HERKESİN BİR OLMASI GEREKMEKTEDİR'
Bu savunmasız gruplara yönelik devletin tutumunun bununla sınırlı kalmayacağı belliydi. Bu yıl Irkçılığa Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde yakın zamana kadar kesin olarak uygulandığı varsayılan temel haklara yönelik benzeri görülmemiş bir saldırıyla karşı karşıyayız. Hükümetin protesto hakkını büyük ölçüde sınırlamaya ama aynı zamanda protesto biçimini de kontrol etmeye teşebbüs ettiği bir yasa tasarısını Meclis’te öne çıkarırken, barışçıl protestolarda bulunan göstericilere karşı polis şiddeti ve baskısı da kendini göstermektedir.
Kıbrıs'ta ve aynı zamanda Avrupa genelinde aşırı sağın yükselişinin ve Trumpizmin dünya sahnesindeki hakimiyetinin bir sonucu olan bu politikalar ve uygulamalar ırkçılığı, milliyetçiliği ve faşizmi normalleştirmeyi ve güçlendirmeyi amaçlarken, protesto ve direnişi susturmayı ve engellemeyi hedeflemektedir.
Özgür ifade, protesto ve direniş alanı devletin kendisi tarafından sıkıştırılmaktadır ve bu durum karşısında yerliler ve göçmenler olarak hepimizin birlik olması gerekmektedir. Sokaklar bizim kazanılmış hakkımızdır ve bu hakkımızı korumalıyız. Aşırı sağa, faşizme ve ırkçılığa karşı direnişimizi engellemeye ve bizi susturmaya çalışan yasa tasarısı Meclis’ten geçmemelidir.
Irkçılığa, baskıya ve otoriterliğe karşı bir olalım!
Hep birlikte desteğimizi ve dayanışmamızı ilan edelim!"
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.