KTFD Başbakanı Osman Örek 26’ncı ölüm yıl dönümünde devlet töreniyle anıldı

Kıbrıs Türk Federe Devleti (KTFD) Başbakanı Osman Örek 26’ncı ölüm yıl dönümünde devlet töreniyle anılırken, burada konuşma yapan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, "Osman Örek Kıbrıs Türk halkına büyük hizmetler verdi” ifadelerini kullandı.

Kıbrıs Türk Federe Devleti (KTFD) Başbakanı Osman Örek, 26’ncı ölüm yıl dönümünde törenle anıldı.
Lefkoşa Devlet Mezarlığı’ndaki törene, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Cumhuriyet Meclisi Başkanı Ziya Öztürkler, Başbakan Ünal Üstel, Yüksek Mahkeme Başkanı Bertan Özerdağ, Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçisi Ali Murat Başçeri, Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral Sebahattin Kılınç, Güvenlik Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral İlker Görgülü, Ana Muhalefet CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, bazı bakanlar, milletvekilleri, askeri erkân, Örek’in ailesi ve diğer yetkililer katıldı.
Protokol sırasına göre çelenklerin sunulmasıyla başlayan törende, saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı ile bayraklar göndere çekildi.
Tören, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve Osman Örek’in ailesi adına kızı Yeşim Örek’in konuşmalarıyla tamamlandı.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar törende yaptığı konuşmada, Osman Örek’in Kıbrıs Türk halkına büyük hizmetler verdiğini vurguladı.
Tatar, Örek’in, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluşunun öncesinde Londra ve Zürih anlaşmalarında bir hukukçu olarak çeşitli toplantılarda Özgürlük ve Bağımsızlık Lideri Dr. Fazıl Küçük ve Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’ın yanında anayasal düzenin kurulup oluşturulmasında hukukçu olarak hizmetler verdiğini dile getirdi. Tatar, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Savunma Bakanı olarak daha sonra Meclis Başkanı ve Başbakan olarak çok önemli hizmetler veren Osman Örek’i yakından tanıdığını kaydetti.
Osman Örek’in oğlu Hasan Örek ile arkadaş olduklarını ve sık sık evlerine gittiğini anlatan Tatar, Osman Örek’in kendisine Kıbrıs meselelerini ve garantör ülke olarak Türkiye’nin adadaki önemini anlattığını kaydetti.
Osman Örek’in de daha önce ifade ettiği gibi, 1964 yılında Türkiye’nin tek taraflı müdahale hakkıyla adaya Mehmetçiklerin gelmesini sağladığını belirten Tatar, Türkiye ile birlikte verilen mücadele neticesinde bugünlere gelindiğini vurguladı.
Bugün temsil ettikleri yeni siyaset olan iki devletli siyasetin alt yapısının, 1960 anlaşmasından kaynaklanan kurucu ortak olunması ve devlet olma özelliğine dayandığını dile getiren Tatar, Osman Örek’in yaşarken de ifade ettiği gibi Rumlarla anlaşmanın zor olduğunu, Rumların Türkleri ancak azınlık olarak görmek istediğini söyledi.
“Osman Örek aramızdan ayrılalı 26 yıl oldu. O ayrıldıktan sonra Annan Planı ve Crans Montana’da yaşananların ardından Osman Örek geleceği görmüş bir kişi olarak aramızdan ayrılmıştır fakat vasiyeti oradadır.” diyen Tatar, Osman Örek’in vasiyetinin, Dr. Fazıl Küçük’ün ve Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’ın vasiyetlerinde olduğu gibi Kıbrıs’ta ki Türk varlığının ancak egemenlik temelinde olabileceğini içerdiğini vurguladı.
Örek’in, Türkiye’den adaya su getirilmesini hep desteklediğini fakat Makarios’un kendisine “biz Türk suyunu kullanmayız” dediğini anımsatan Tatar, son yapılan Cenevre görüşmelerinde de Rumların aynı görüşleri kendileriyle paylaştıklarını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Tatar, iki devletli bir çözüm öncesi çeşitli konularda iki tarafın iş birliğiyle hem Kıbrıs Türk halkı hem de Kıbrıs Rum halkının faydasına olabilecek konuların dile getirilmesinin ardından karşı tarafın verdiği cevabın ise KKTC’yi tanımadıkları yönünde olduğunu kaydetti.
Adanın gerçeklerine bakıldığında yaşamın devam ettiğini ve Kıbrıs Türk halkının 60 yıldır kendi devletiyle bu yolu yürüdüğüne dikkat çeken Tatar, halkın faydasına olması açısından iki tarafın iki devletin iş birliğiyle ülkede çok şeylerin yapılacağının herkesin malumu olduğunu belirtti.
Tatar konuşmasının sonunda, “Osman Örek’e memleketimize halkımıza yaptığı hizmetlerden dolayı minnet duyuyorum. Örek’e rahmet diliyorum.” ifadelerini kullandı.
YEŞİM ÖREK: BABAM, HAYATINI KIBRIS TÜRKÜ'NÜN HAKLI DAVASINI SAVUNMAYA ADADI
Osman Örek’in ailesi adına kızı Yeşim Örek ise konuşmasında, babasının bütün ömrünü Kıbrıs Türkü’nün haklı davasını savunmaya adadığını vurguladı.
Babasının ayrılışının ardından kendilerine büyük bir arşiv bıraktığını söylen Örek, bırakılan bu değeri anlamasının, okumasının ve derlemesinin 10 yılını aldığını kaydetti.
Örek, babasının bıraktığı bu kıymetli belgeler arasında 1960 Cumhuriyeti’nin yıkıldığı, 21 Aralık 1963 tarihinden sonra yapılmaya çalışılan Bakanlar Kurulu toplantısının gayriyasal olduğuna dair belgelerin dışında, kritik öneme sahip bilgi ve belgelerin mevcut olduğunu kaydetti.
Babasının, 1963-67 yılları arasında Genel Komite'de Savunma Bakanı olarak göre aldığını dile getiren Örek, 1967-74 yılları arasında ise Dışişleri ve Savunma Bakanı olarak Geçici Kıbrıs Türk Yönetimi'nde görevine devam ettiğini belirtti.
Babasının, 1963 olaylarından sonra adaya gelen ve BM tarafından atanan ilk temsilci ile görüşmelerde yer aldığını ve 1974 yılına kadar BM ile görüşmeleri yürüttüğünü dile getiren Örek, belgeler içerisinde yer alan ve 6 Haziran 1964'te babasının BM’ye yazdığı yazıyı şöyle paylaştı:
“Kıbrıs Cumhuriyeti’nin yasal Savunma Bakanı olarak ben daha önce de sizinle çeşitli defalar sözlü olarak aşağıdaki konuları konuştuk. Bu konular Kıbrıs Cumhuriyeti’nde barışın sağlanması için önemli konulardır.
-
Anayasaya aykırı olarak işleyen Limasol’daki savaş gereçleri fabrikası;
-
Anayasanın129. maddesine aykırı olarak bakanlığımız izni olmadan tamamen Rumlardan oluşan askeri birlik oluşturulması;
-
Anayasanın 131. maddesi ihlal ederek askeri birliğin başına Yunan Krallığından general getirmek;
-
NATO’ya bağlı Rum askerlerinin sahte dokumanlar ile Kıbrıs’a sokulması. Bu yasa dışı hareketler adada bir hukuk düzeni değil bir askeri düzen kurmaya yöneliktir ve bu da hem bizim Anayasamıza hem de Güvenlik Konseyi'nin 4 Mart 1964 tarihli kararının ruhuna terstir.”
Osman Örek’in bir hukuk adamı olarak her daim Kıbrıslı Türklerin haklarını uluslararası hukuk ve insan hakları çerçevesinde aramaya çalıştığını vurgulayan Örek, “Ama ne yazıktır ki geçmişte olduğu gibi bugün de uluslararası en büyük karar merci olan Güvenlik Konseyi, her zaman adil kararlar almamıştır.” ifadelerini kullandı.
Geçmişi okumak ve anlamanın herkese düşen en büyük görev olduğuna dikkat çeken Örek, "Geçmişimizi bilmeden geleceğe yöne veremeyiz.” şeklinde konuştu.
Yeşim Örek, Kurucu Cumhurbaşkanı Raif Rauf Denktaş’ın 17 Nisan 2000 tarihinde Kıbrıs Türk Liderleri kitabında Osman Örek için kullandığı ifadeleri şöyle paylaştı:
“Kıbrıs Türkü'nün özgürlük ve varoluş mücadelesinde Osman Örek’in unutulmaz bir yeri vardır. Sadece yurt içinde değil yurt dışında da engin deneyimiyle Kıbrıs Türkü’nün haklı davasını dünyaya anlatma çabasında olmuş, bu uğraşını aldığı her görevde sürdürmüştür.
Onun için politika ve makam davaya hizmet etmekle açıklanabilirdi. Bu yüzden gerek 1960’lı yıllardaki Savunma Bakanlığı döneminde gerekse Kıbrıs Türk Federe Devletinde Başbakan ve Meclis Başkanı olarak yaptığı hizmetler halkına ve davasına yaptığı hizmetler olarak algılanabilir. İnancım odur ki genç nesiller onların bıraktığı eserlerden esinlenecekler ve geleceği daha güzel yapmak adına geçmişin zenginliklerinden yararlanacaklardır.”
Örek, Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş’ın temenni ettiği gibi genç nesillere okullarda yeterince bilgi verilip tarih derslerinde Osman Örek ve emeği geçen nice değerlere sahip çıkıldığından emin olmadığını dile getirdi.
Örek, adının yaşatılması için daha önce bir caddeye isminin verildiğini ve Kıbrıs Türk Federe Devleti'nin ilk Meclis Başkanı olan babasının adının verildiği caddeye yeni Meclis binasının açılacak olmasının ailesi için de ayrı bir anlam taşıdığını belirtti.
Yeşim Örek sözlerinin sonunda, Kıbrıs Türk halkına bugünleri sağlayan başta Dr. Fazıl Küçük, Rauf Raif Denktaş ve bu uğurda şehit düşenleri rahmet andı.
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.