Mete Hatay: Kentli kadınların tesettüre girmesinin önünü açan kişi, Kıbrıslı bir ailenin kızı Şenler!

Mete Hatay, kentli Müslüman kadınların tesettüre girmesinin önünü Kıbrıslı Şule Yüksel Şenler’in açtığını belirtti. Hatay, bugün Kıbrıs'taki türban tartışmalarının, Kıbrıslı Şenler’in başlattığı akımın Türkiye'den gelen etkiyle yaşanmasının ironik olduğunu vurguladı.

PRIO Kıbrıs Merkezi’nden kıdemli araştırmacı Mete Hatay, Kıbrıs'taki türban tartışmaları üzerine dikkat çeken bir yazılı açıklama yaptı.
Hatay, türbanın kökenleri ve Kıbrıslı bir kadının bu akım üzerindeki rolü hakkında önemli bilgiler paylaştı.
"KENTLİ MÜSLÜMAN KADINLARIN TESETTÜRE GİRMESİNİN ÖNÜNÜ AÇAN KİŞİ, KIBRISLI BİR AİLENİN KIZI ŞULE YÜKSEL ŞENLER"
Hatay'ın açıklamalarının tamamı şu şekilde:
"Bugünlerde yaşadığımız başörtüsü/türban, seküler Kıbrıslı/muhafazakâr Türkiyeli tartışmaları aslında oldukça ironik bir geçmişe sahip. Neden mi? Çünkü bugün Türkiye’de kullanılan modern anlamdaki türban, 1960’larda icat edilen bir gelenek ve ilginçtir ki, bu akımın öncüsü Kıbrıslı bir ailenin kızı: Şule Yüksel Şenler!
Peki, türban öncesinde kadınlar nasıl örtünüyordu? Tarih boyunca Anadolu ve Kıbrıs’ta kadınlar başlarını farklı şekillerde örtmüştü. Günlük yaşamda yemeni, tülbent, eşarp ve yazma gibi örtüler yaygınken, kırsal kesimlerde geniş şallar ve işlemeli başörtüleri tercih ediliyordu. Ancak bu örtülerin hiçbiri modern anlamda siyasi veya ideolojik bir sembole dönüşmemişti.
Tam da bu noktada Şule Yüksel Şenler, örtünmeye yeni bir kimlik kazandırdı. Kıbrıslı seküler bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Şenler, yirmili yaşlarında İstanbul’daki çevresinin etkisiyle İslami hassasiyetleri benimsedi ve Ermeni bir terziden öğrendiği stilistlik bilgisiyle türbanı şehirli kadınlara göre kendince şekillendirdi. İlk başlarda ağabeyisinin etkisiyle sıkı bir Nurcu olmuştu. Onun yarattığı stille türban, eğitimli, şehirli Müslüman kadınlar için bir sembole dönüştü. Öyle ki, onun tarzını benimseyen kadınların örtünme biçimi, “Şulebaşı” olarak anılmaya başlandı.
'BUGÜN TÜRBAN ÜZERİNE SÜREN TARTIŞMALAR, İRONİK BİR ŞEKİLDE BİZZAT BİR KIBRISLININ BAŞLATTIĞI AKIMIN TÜRKİYE'DEN GELEN ETKİSİYLE YAŞANIYOR'
Bugün Kıbrıs’ta türban üzerine süren tartışmalar, ironik bir şekilde bizzat bir Kıbrıslının başlattığı akımın Türkiye'den gelen etkisiyle yaşanıyor. Tarihin cilvesi mi dersiniz? Lefkoşalı Alparslan Türkeş, Türkiye’de pan-Türkist hareketin liderliğini yapmıştı. Kıbrıslı Niyazi Berkes, Türkiye modernleşmesinin en önemli düşünürlerinden biri oldu. Şule Yüksel Şenler ise kentli Müslüman kadınların tesettüre girmesinin önünü açan isim hâline geldi! Ha unutmadan onu da yazayım: 1909, 31 Mart çavuşlar/yobazlar isyanının başını da Derviş Vahdeti isimli bir Kıbrıslı çekiyordu. Lefkoşa Ayasofya'sının eski müezini!"
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.