İÇ HABERLER
okuma süresi: 5 dak.

Semerkant Zirvesi’nde Kıbrıs Vurgusu: Orta Asya Türk Cumhuriyetlerinin tutumu tartışma yarattı

Semerkant Zirvesi’nde Kıbrıs Vurgusu: Orta Asya Türk Cumhuriyetlerinin tutumu tartışma yarattı

Kıbrıs Postası köşe yazarı Muhittin Tolga Özsağlam, Semerkant Zirvesi değerlendirmesinde bulundu, "hamasete devam edildi" şeklinde konuştu.

Yayın Tarihi: 22/04/25 09:53
Güncelleme Tarihi: 22/04/25 10:12
okuma süresi: 5 dak.
Semerkant Zirvesi’nde Kıbrıs Vurgusu: Orta Asya Türk Cumhuriyetlerinin tutumu tartışma yarattı
A- A A+

Özbekistan’ın tarihi şehri Semerkant’ta gerçekleştirilen Avrupa Birliği-Orta Asya Cumhuriyetleri zirvesinde yayımlanan ortak deklarasyonun Kıbrıs ile ilgili bölümü, son iki haftadır kamuoyunda yoğun biçimde tartışılan konular arasında yer alıyor. Zirvede yayımlanan ortak deklarasyonun ardından, Orta Asya’daki bazı Türk Cumhuriyetlerinin adanın güneyinde, yani Kıbrıs Cumhuriyeti’nde büyükelçilik açmaları, Kıbrıs Türk siyasetinde bu ülkelerin tavırlarının sorgulanmasına yol açtı.

Konuya ilişkin bir değerlendirme kaleme alan Kıbrıs Postası köşe yazarı Muhittin Tolga Özsağlam, Kıbrıs Postası gazetesindeki köşesinde, “Hakikat Ötesi (Post-Truth) dış politika söylemleri içerisinde yazdığımız yazıları politika yapıcıları pek de dikkate aldı diyemem, bunun yerine hamasete devam edildi” ifadeleriyle dış politikadaki yaklaşımı eleştirdi.

Özsağlam, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin, Avrupa Birliği üyesi olmasının avantajlarını kullanarak diplomatik anlamda asimetrik güç uyguladığını ve Orta Asya Türk Cumhuriyetleri ile ilişkilerini geliştirdiğini belirtti. Geçtiğimiz yıl yazdığı bir yazıya atıf yapan Özsağlam, Kazakistan ile Larnaka veya Baf arasında direkt uçuşlar konusunda adımlar atıldığını hatırlattı.

ÖZBEKİSTAN VE KKTC ARASINDAKİ GERİLİM 1990’LARA UZANIYOR

Yazısında Özbekistan ile KKTC arasındaki sorunların temelinin 1990’lı yıllara dayandığını vurgulayan Özsağlam, Özbek muhalefet lideri Muhammed Salih’in 1993 yılında Türkiye üzerinden KKTC’ye gelmesinin, dönemin Özbek lideri İslam Kerimov’un KKTC ve Türkiye’ye yönelik tutumunu etkilediğini ifade etti. Bu gelişmenin ardından Kerimov yönetiminin Güney Kıbrıs ile ilişkilerinin geliştiğine dikkat çeken Özsağlam, Türkiye-Özbekistan ilişkilerinin iyileştirilmesinin yeni bir süreç olduğunu belirtti.

ORTA ASYA’NIN DIŞ POLİTİKASI: ÇOK YÖNLÜ VE PRAGMATİK

Orta Asya Türk Cumhuriyetlerinde devlet ve ulus-toplum anlayışını anlamanın önemine dikkat çeken Özsağlam, Serge Zenkovsky, Olivier Roy, Edward Allworth ve Lev Gumilev gibi yazarların okunmasını önerdi. Özellikle Olivier Roy’un “Yeni Orta Asya ya da Ulusların İmal Edilişi” adlı eserinin, bu cumhuriyetlerin ulusal hedeflerini ve çok yönlü dış politika anlayışlarını kavramada aydınlatıcı olduğunu ifade etti.

Orta Asya ülkelerinin bir yandan NATO’nun “Barış için Ortaklık” programına dahil olurken, diğer yandan Rusya öncülüğündeki Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü ve Çin’in de yer aldığı Şanghay İşbirliği Örgütü’nde yer aldıklarını hatırlatan Özsağlam, aynı zamanda Avrasya Ekonomik Birliği, AB’nin INOGATE enerji projesi ve çeşitli kalkınma projeleriyle de çok yönlü dış politika izlediklerini belirtti.

ORTAK BİLDİRİDE KIBRIS KARARLARINA ATIF

Semerkant Zirvesi’nden çıkan ortak sonuç bildirgesinin 3. ve 4. maddelerine dikkat çeken Özsağlam, 3. maddede BM Şartı ve ilkeleri çerçevesinde tüm devletlerin bağımsızlığına, egemenliğine ve toprak bütünlüklerine saygı vurgusu yapıldığını belirtti. 4. maddede ise BM Güvenlik Konseyi’nin 541 (1983) ve 550 (1984) sayılı kararlarına gönderme yapılarak, egemenlik ve toprak bütünlüğü konularında hassasiyet dile getirildi.

BM Güvenlik Konseyi’nin 541 sayılı kararında, Kıbrıs Türk makamlarının 1983 yılında yayınladıkları bildirinin Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluş anlaşmalarıyla uyumsuz olduğu ve BM üyelerine Kıbrıs Cumhuriyeti dışında başka bir devleti tanımama çağrısı yapıldığı hatırlatıldı. 550 sayılı kararın ise, Maraş’a (Varoşa) yalnızca eski sakinlerinin yerleşebileceği ve bölgenin BM yönetimine bırakılması gerektiğini içerdiğini vurguladı. Ayrıca, Türkiye Cumhuriyeti ile Kıbrıs Türk liderliği arasında gerçekleştirilen büyükelçi değişiminin de hukuka aykırı ve geçersiz olarak nitelendirildiği belirtildi.

“DIŞ POLİTİKADA RASYONALİTE ŞART”

BM’nin işlevselliği her ne kadar zaman zaman tartışmalı olsa da, Güvenlik Konseyi kararlarının uluslararası ilişkiler sisteminde etkili olabileceğini ifade eden Özsağlam, dış politikada olgulara dayalı ve rasyonel bir yaklaşımın önemine vurgu yaptı. Ayrılıkçı politikaların ısrarla sürdürülmesinin, geçmişte alınan kararların yeniden uluslararası toplumun gündemine gelmesine neden olabileceğini belirtti. Özsağlam, bu durumun ilgili ülkelerle mevcut ilişkileri de riske atabileceği uyarısında bulundu.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.