Tufan Erhürman: Halkın hak ettiği değişimi getirecek olan Kıbrıs Türk halkının çözüm iradesidir

CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, Kıbrıs müzakereleri boyunca sembollerle ve kelimelerle çok oynandığını belirterek, "Kelimeler ve sembollerdeki değişiklikler değil, Kıbrıs Türk halkının çözüm iradesidir bu halkın hak ettiği değişimi getirecek olan (çözümle ya da Kıbrıs Rum Liderliği’nin bir kez daha masadan kaçmasıyla!). Odak noktası onun için bu iradedir ve öyle olmalıdır, olacaktır" dedi.

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, sosyal medya hesabı üzerinden Kıbrıs müzakerelerine ilişkin yaptığı açıklamada, “Kelimeler ve sembollerdeki değişiklikler değil, Kıbrıs Türk halkının çözüm iradesidir bu halkın hak ettiği değişimi getirecek olan” ifadelerini kullandı.
CTP Lideri Erhürman, “Sembollerle, kelimelerle çok oynandı Kıbrıs müzakereler tarihi boyunca. Oynandı ama ne sahadaki gerçekleri değiştirebildi bunlar ne de uluslararası ilişkiler alanındakileri” dedi.
Tufan Erhürman, “BM şemsiyesi altındaki görüşmelerde yıllarca güven artırıcı (yaratıcı) önlemler adıyla anılan konulara şimdi “iş birliği” demek suretiyle “devletlerarası iş birliği” süsü vermeye çalışıyor Sn. Tatar. Hem de Sn. Tahsin Ertuğruloğlu bunların bildiğimiz “güven artırıcı önlemler” olduğunu açıkça söylerken. Teknik komiteler bugüne kadar “güven artırıcı önlem”di, şimdi iş birliği mi oldu? Ya da geçiş noktaları?” diye sordu.
Erhürman, “Kıbrıslı Türklerin KKTC’nin tanınmamasına karşın başka ülkelerle belli düzeylerde ilişki kurması da söz konusu oldu, uluslararası kuruluşlarda belli düzeyde temsiliyeti de. Örneğin İslam İşbirliği Teşkilatı’na Annan Planı’ndaki adıyla “Kıbrıs Türk Devleti” olarak gözlemci üye statüsüyle katılım gibi” ifadelerini kullandı.
“ODAK NOKTASI İRADEDİR”
“Ne zaman ki Türk Devletleri Teşkilatı’ndaki “gözlemci üye” statüsü elde edildi ve bu tam üyeliğin ve tanınmanın ilk adımı olarak lanse edildi, olacak olanların zemini hazırlandı ve bilindiği gibi olanlar oldu” açıklamasını yapan Tufan Erhürman, şöyle devam etti:
“Şimdi müzakereler başlayacaksa iki eşit egemen devlet (egemen eşitlik) zemininde başlayacak deniliyor. Herkes de çok iyi biliyor ki adı nasıl konulursa konulsun, müzakereler başlayacaksa BM Güvenlik Konseyi kararlarında belirtildiği şekilde iki toplumlu, iki bölgeli, siyasi eşitliğe dayanan federasyon temelinde başlayacak.
Çözümle sonuçlanacaksa, iki eşit kurucu devletin Anayasa’da açıkça merkezi yapıya bırakılacak yetkiler dışındaki tüm yetkileri hiç kimsenin müdahalesi olmaksızın (“egemence”) kullanacağı ve merkezi yapıda kararların siyasi eşitlik temelinde alınacağı, dönüşümlü başkanlığın olacağı ve Kıbrıslı Rumların hiçbir Kıbrıslı Türkün iradesi olmaksızın tek başlarına karar veremeyeceği bir gevşek federasyonla sonuçlanacak (adı ne konulursa konulsun).
Bu arada, maalesef, "çözümsüzlük çözümdür" yaklaşımı devam ettirildiği müddetçe, Kıbrıs Rum Liderliği’nin tüm ada ve adada yaşayan herkes adına egemenlik kullandığı, Kıbrıslı Türklerin dışlandığı, iki eşit kurucu ortaktan biri olduğu adada, hakkı olan eşit uluslararası statüye sahip olamadığı, hatta mülkiyet konusundaki davalar ve ekonomik alandaki benzeri girişimlerle kendi ayakları üzerinde durma olanaklarından da eksiltildiği, uluslararası hukukla buluşmakta ve öngörülebilir bir yapıya ulaşmakta zorlandığı “sahadaki gerçeklik”, kelimeler ve sembollerdeki değişikliklerden etkilenmeyecek.
Onun içindir ki kelimeler ve sembollerdeki değişiklikler değil, Kıbrıs Türk halkının çözüm iradesidir bu halkın hak ettiği değişimi getirecek olan (çözümle ya da Kıbrıs Rum Liderliği’nin bir kez daha masadan kaçmasıyla!). Odak noktası onun için bu iradedir ve öyle olmalıdır, olacaktır.”
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.