İÇ HABERLER
okuma süresi: 4 dak.

Mete Hatay: Çözüm ertelenebilir ama mülkiyet hakkı ihmal edilirse, geleceğimiz ipotek altına girer

Mete Hatay: Çözüm ertelenebilir ama mülkiyet hakkı ihmal edilirse, geleceğimiz ipotek altına girer

Kıbrıslı Türklerin güneydeki mallarına ilişkin haklarını aramada geç kaldığını belirten Mete Hatay, “Çözüm ertelenebilir; ama ihmal edilen hak, zamanla sessiz bir kayba dönüşür. Ve o sessizlik, en çok da geleceği ipotek altına alır” dedi.

Yayın Tarihi: 13/05/25 08:48
okuma süresi: 4 dak.
Mete Hatay: Çözüm ertelenebilir ama mülkiyet hakkı ihmal edilirse, geleceğimiz ipotek altına girer
A- A A+

PRIO Kıbrıs Merkezi’nden kıdemli araştırmacı Mete Hatay, Kıbrıslı Türklerin Kıbrıs Cumhuriyeti’nde kalan mallarına ilişkin hak arama süreçlerinde yaşanan ihmalleri değerlendirdi. Hatay, hukuki gecikmenin ötesinde, bu durumun siyasal stratejisizlik ve konforlu beklentilerin kurumsallaşmasını da ortaya koyduğunu söyledi.

“2003’te geçiş kapılarının açılmasıyla birlikte, her ne kadar tarafgil ve etnokratik bir yapıya sahip olsa da, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin iç hukukuna erişim imkânı doğmuştu” diyen Hatay, bu imkânın özellikle ilk yıllarda doğru değerlendirilmediğine dikkat çekti. “Kapıların açılmasını değerlendiren Rum vatandaşlar oldu. Oysa o dönemde, kuzeyde barışa açık bir iktidar vardı ve federasyon isteğini hem sandıkta hem söylemde ispatlamıştı” dedi.

Kıbrıslı Türklerin pasifliğini iki temel nedene bağlayan Hatay, “Birincisi, o dönemde Kıbrıslı Türklerin büyük çoğunluğu AİHM sistematiği hakkında bilgi sahibi değildi. İkincisi, güneyde faaliyet gösterebilecek Kıbrıslı Türk hukukçular neredeyse yoktu” dedi. İlk girişimlerin Rum avukatlar aracılığıyla yapıldığını hatırlatan Hatay, “Ya teknik hatalarla açılan dosyalar ya da karşılıklı güvensizlik bu davaları yarıda bıraktırdı” diye konuştu.

Bazı nitelikli davaların iç hukuk yollarını tüketme aşamasına kadar taşındığını belirten Hatay, “Ancak bu noktada bile davacılar AİHM’e gitmek yerine önerilen tazminatları kabul etmeyi tercih etti. Böylece yaratılabilecek emsal potansiyeli ortadan kalktı” dedi.

Siyasi irade bakımından da tabloyu “iç açıcı değil” olarak tanımlayan Hatay, “Dönemin liderlerinden yalnızca Mehmet Ali Talat bu meseleye bir parça ilgi gösterdi. Sağ kanat ‘kan döktük, bizimdir’ diyerek toplu takası savundu, solun önemli bir kısmı ise ‘kapsamlı çözüm yolda’ diyerek bireysel adımları öteledi” dedi.

Bu koşullarda bireylerin çoğu zaman hukuki destek almadan hak arayışına girdiğini kaydeden Hatay, kazanılan davaların çoğunun 1974’ten önce adayı terk etmiş diasporadaki Kıbrıslı Türklere ait olduğunu vurguladı.

2005’te kurulan Taşınmaz Mal Komisyonu’nun (TMK), AİHM tarafından etkin iç hukuk yolu olarak tanınsa da, güneydeki malları kapsamayan tek bacaklı bir model olduğunu belirten Hatay, “Bu eksikliğin sınırlayıcı olacağı en başından belliydi” dedi.

TMK’nın sunduğu tazminat, iade ve takas seçeneklerinin tümünün siyasal irade ve ekonomik kapasiteyle doğrudan ilişkili olduğunu ifade eden Hatay, “Takas mekanizması Kıbrıs Cumhuriyeti’nin gönülsüzlüğü, iade ise Türk tarafının politik çekinceleri nedeniyle işlevsiz kaldı” diye konuştu.

Tazminat için gerekli finansmanın güneydeki Kıbrıslı Türk mallarında bulunduğunu vurgulayan Hatay, “Bu mülkler ya düşük bedellerle kiralanmakta, ya tazminatsız kamulaştırılmakta ya da terk edilmeye bırakılmaktadır. Oysa bu varlıklar, TMK’nın sürdürülebilirliğini sağlayabilecek temel kaynak niteliğindedir” dedi.

“Mülkiyet meselesi yalnızca geçmişle ilgili değil; bugünle ve yakın gelecekle doğrudan ilgilidir” diyen Hatay, kapsamlı çözüm beklentisiyle ertelenen adımların sorgulanması gerektiğini belirtti. “Çözüm ertelenebilir; ama ihmal edilen hak, zamanla sessiz bir kayba dönüşür. Ve o sessizlik, en çok da geleceği ipotek altına alır” dedi.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.