Cafer Gürcafer: Oyunu kuralına göre oynayacaksın

Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği Başkanı Cafer Gürcafer, mülkiyet krizinin çözümü için uluslararası hukuk zemininde adım atılması gerektiğini belirterek, "artık yalnız başına yaşayamazsın, oyunu kuralına göre oynayacaksın" dedi.

Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği (KTİMB) Başkanı Cafer Gürcafer, Rum tarafının saldırılarının yalnızca inşaat sektörüne değil tüm ülkeye yönelik olduğunu, KKTC Devleti’nin ise bu saldırılara karşı etkin bir adım atmadığını belirtti.
Cafer Gürcafer, göçmenlerin zorunluluktan dolayı kurduğu düzeni, zamanla uluslararası hukuk zeminine oturtma hedefi olması gerektiğini ancak bunun yapılmadığını kaydetti.
Gürcafer, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM), mülkiyet meselesinin kolay çözülemeyeceğini bildiği için Taşınmaz Mal Komisyonu'nu (TMK) onayladığını fakat TMK’nın etkin çalıştırılamadığını ifade etti.
Mülkiyet konusunda yaşanan krizin temelinde, uluslararası hukukta atılması gereken adımların bugüne kadar atılmaması olduğunu dile getiren Gürcafer, “haklı sandalyesini elimizle teslim ettik” dedi.
Gürcafer, “küreselleşen dünyada artık yalnız başına yaşayamazsın. Artık farklı bir dünya var. Uluslararası hukuktan etkileşiyorsun ve bundan kaçamazsın. Dolayısıyla oyunu kuralına göre oynayacaksın” diye konuştu.
Kanal T’de Nazar Erişkin’in sunduğu Güne Dair programında konuşan KTİMB Başkanı Gürcafer, Güney Kıbrıs’ın tutuklamaları ve mülkiyet konularında çarpıcı açıklamalarda bulundu.
“BU KRİZ UMARIM BİZİ MASAYA GÖTÜRÜR”
KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, krizlerin bazen fırsatlar, çözümler doğurduğuna işaret ederek “bu kriz de umarım bizi masaya götürür çünkü krizin devam etmesi iki toplum arasındaki gerginliği artıracak, öfkeyi çok kabartacaktır” dedi.
Yaşanan son gelişmelerden dolayı toplumun ikiye bölündüğünü söyleyen Gürcafer, bu noktada da Cumhurbaşkanlığı’nı işaret ederek çok ciddi bir toplum mühendisliğine ihtiyaç duyulduğunu kaydetti.
“KTİMB’NİN BAŞBAKANLIK VE TÜRKİYE İLE ORTAK YÜRÜTTÜĞÜ ÇOK CİDDİ ÇALIŞMALARI VAR”
Gürcafer, şu anda mülkiyet krizinin çözümü konusunda kafa yoran, çalışma yapan tek örgütün KTİMB olduğunun altını çizdi.
Gerek yasalar gerek tutuklamalar gerek farklı pazar arayışı konularında KTİMB’nin Başbakanlık ve Türkiye ile ortak yürüttüğü çok ciddi çalışmaları olduğunu dile getiren Cafer Gürcafer, tüm gelişmelerin günlük takibinin de yapıldığını söyledi.
Doğru projeler, doğru stratejiler ve doğru planlamalarla mülkiyet sorununun çözülebileceğine dikkat çeken Gürcafer, “Büyük firmalardan oluşan bir komitemiz var ve sıklıkla toplantılar yapılıyor. Birkaç küçük komitemiz daha var, Yönetim Kurulumuz, bu işi an ve an takip eden uluslararası hukukçularımız var. Danışmanlarımız var. Kendimize göre lobi faaliyeti de yürütüyoruz. Süreci panik yapmadan yürütmeye çalışıyoruz. Detaylarla ilgili bilgi veremem ama mülkiyet konusunun TMK aracılığıyla takas, tazminat ve iade bacağının da daha aktif biçimde çalıştırılarak çözülebileceğine inanıyor ve bu mekanizmanın aktif çalışmasının yollarını arıyoruz. Hemen hemen her gün bu konuyla ilgili hamlemiz var. BM ile de AB ile de görüşüyoruz. AB’nin Güney Kıbrıs’taki elçiliği ile de Türkiye ile de görüşüyoruz. Çok kısa zamanda olumlu gelişmeler olacağını düşünüyorum. Uluslararası müdahale ile bu davranışların son bulacağına inanıyorum. Fakat bizim lobiciliğe de ihtiyacımız var. Benim milletvekillerimin, siyasilerimin orada olması lazım, dünyanın bizi doğru anlamasına ihtiyacımız vardır. Dünyanın bu çözümsüzlüğü kışkırtan davranışa ‘dur’ demesine ihtiyacımız var. Crans-Montana’da da Annan Planı’nda da ortaya koyulan irade Kıbrıs Türkünündü. Dünyanın masaya koyduğu her çözüm modeline Kıbrıs Türkü ‘evet’ dedi. Fakat şu anda cezalandırılan da Kıbrıs Türküdür” diye konuştu.
KTİMB Başkanı Gürcafer, sözlerini şöyle noktaladı: “Aslında yapılması gereken şudur; bir birim, bir daireniz olacak, içerisinde de uluslararası hukukta uzmanlaşmış kişiler olacak ve sadece bu işe odaklanacak. Tüm stratejiyi o geliştirecek, karşı adımları o atacak. Bizde olmayan budur, onlarda var. Geçmişte zaman zaman Cumhurbaşkanlığında böyle birimler olurdu dar da olsa ve bu yapılırdı. Mesela Orams Davası’na Cumhurbaşkanlığı, doğrudan müdahil olmuştu. Cumhurbaşkanlığının bu işlerle ilgili çok güçlü, ekonomik olarak da beslenmiş bir alt birimi olmalıdır.
“MARAŞ KISASA KISAS DEĞİL”
Maraş’ın açılması ve eski sahiplerine iade edilmesi konusunda da açıklamalarda bulunan Cafer Gürcafer, “Maraş’ın açılması ve eski sahiplerine iade edilmesi ama KKTC sınırları içerisinde yaşamalarına ve faaliyet göstermelerine ilişkin belki de 15 yıl önce bir çalışma, bir proje yapmıştık. Bu, bence geç kalınmış bir projedir ve kısasa kısas olmaz. Bunu yapmakla hem ekonomik olarak çok ciddi bir kazanım elde etmiş oluruz hem siyaseten manevra yapmış oluruz hem de mahkemelerin üzerindeki yük azalır” ifadelerini kullandı.
Kısasa kısas olarak da yapılabilecek şeyler olduğunu ancak bunun iki toplum arasındaki gerginliği artıracağını kaydeden Gürcafer, “Atom bombası gibi bir coğrafyaya dönüştük, bu coğrafyanın barışa, çözüme ihtiyacı var” dedi.
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.