LGBTİ+ ve cinsiyet karşıtı söylemler paneli Mağusa’da gerçekleştirildi

Avrupa Birliği destekli İnsan Hakları Platformu projesi kapsamında düzenlenen panelde, yükselen cinsiyet karşıtı hareketler ve LGBTİ+ haklarına yönelik tehditler tartışıldı. Akademisyenler ve aktivistler, artan politik gerilimler ve toplumsal direnişin önemine dikkat çekti.

Kıbrıs Türk toplumuna yönelik Avrupa Birliği Yardım Programı kapsamında finanse edilen ve İnsan Hakları Platformu tarafından yürütülen proje kapsamında, 16 Mayıs’ta Mağusa Bandabuliya’da “Toplumsal Cinsiyet Karşıtı Hareketler” konulu panel, birçok akademisyen, kuir aktivist ve sivil toplum örgütünün katılımıyla gerçekleşti.
17 Mayıs Uluslararası Homofobi, Bifobi, İnterfobi ve Transfobi Karşıtlığı Günü (IDAHOBIT) çerçevesinde düzenlenen etkinlikte, yükselen toplumsal cinsiyet ve LGBTİ+ karşıtı hareketler, aile merkezli söylemler ve insan haklarına yönelik artan politik gerilimler başlıklı konular, Erman Dolmacı’nın moderatörlüğünde, Université Libre de Bruxelles’den Prof. David Paternotte, aktivist ve akademisyen Dr. Sevcan Tiftik ve araştırma görevlisi Kaan Berkan’ın sunumlarıyla ele alındı.
David Paternotte, gerçekleştirdiği sunumda Avrupa’da ve dünyada yükselen cinsiyet karşıtı politikaları ele aldı. Bu hareketi, toplumsal ilerlemeye karşı geliştirilmiş yeni bir aşırı muhafazakâr aktivizm türü olarak tanımlayan Paternotte, “toplumsal cinsiyet ideolojisi” kavramının; kadın hakları, LGBTQI hakları, çocuk hakları ve toplumsal cinsiyet eşitliği gibi alanlara yönelik saldırıların meşrulaştırılmasında nasıl kullanıldığını aktardı. Sunumda, dini kurumlar, siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları ve kampanya mühendisleri gibi farklı aktörlerin bu süreçteki rolleri detaylandırıldı. Paternotte, dava süreçlerinden dijital mobilizasyona, alternatif medyadan diplomasiye kadar uzanan çok yönlü stratejilerin, insan hakları ve demokratik değerlere yönelik küresel bir tehdit oluşturduğunu ifade etti.
Panelin ikinci konuşmacısı Dr. Sevcan Tiftik, “Aile Yılında Kadın ve LGBTİ+’ların Direnişi: Anti-Gender Karşısında Mücadeleyi Örmek” başlıklı sunumunda, Türkiye’de yürürlüğe giren Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi Vizyon Belgesi ve 2025’in “Aile Yılı” ilan edilmesi çerçevesinde geliştirilen politikaların, kadınlar ve LGBTİ+ bireyler üzerinde artan baskı ve hak kısıtlamaları yarattığını vurguladı. Sunumda, LGBTİ+ karşıtı yasa teklifleri, RTÜK denetimleriyle medya sansürü, dernek faaliyetlerinin kriminalize edilmesi, toplumsal cinsiyet ifadesinin yasaklanması gibi uygulamaların altı çizildi. Tiftik, bu politikaların yalnızca LGBTİ+ haklarını değil, aynı zamanda demokratik alanı ve ifade özgürlüğünü de tehdit ettiğini belirterek, toplumsal direnişin ve mücadele ağlarının önemine dikkat çekti.
Panelde son olarak Kaan Berkan, gelişen ve değişen toplumsal cinsiyet tartışmalarında erkeklerin rolüne ve tutumlarına ilişkin bilgiler aktardı. Sunumların ardından soru-cevap kısmına geçilen panel, gerçekleştirilen ağ oluşturma etkinliğinin ardından sona erdi.
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.