3'ncü Cumhurbaşkanı Eroğlu'ndan Kurban Bayramı mesajı: Devletimize dört elle sarılmalıyız

3’ncü Cumhurbaşkanı Eroğlu Kurban Bayramı dolayısıyla bir mesaj yayımladı.

Eroğlu yayımladığı mesajda şunları vurguladı:

• "Ben, birlik ve beraberliğimizi devam ettirerek, Devlet yönetimi ile ekonomideki atmamız gereken adımları atarak çok daha ileri noktalara ulaşacağımıza eminim"

• "Bu yoldaki en büyük gücümüz, Atatürkçü düşünce ile dört elle sarılmamız gereken bağımsızlığımız, egemenliğimiz, milli değerlerimiz, Devletimiz ve bize her alanda destek sağlayan Türkiye’mizdir"

• "Rum komşularımız federasyon derken bizi azınlık durumuna düşürmeyi, topraklarımızın en az üçte birini geri almayı, Türkiye’yi Kıbrıs’tan çıkararak bizi güvencesiz bırakmayı, uluslararası hukuk deyip mülkiyet konusunu kendi lehine çözmeyi planladığı ortaya çıkmasına rağmen BM bunu görmezden geliyor, hala haksız kararlarında diretiyor"

3’ncü Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, “uluslararası sistem çöktüğünü, uluslararası hukuk veya adaletten söz etmenin artık mümkün olmadığı “belirtti ve Halkı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devleti’ne dört elle sarılmaya” çağırdı.

Eroğlu, “KKTC’nin istenilen noktada olmadığını ancak dünden çok daha iyi durumda bulunduğunu, ekonomik ve sosyal göstergelere bakıldığında KKTC’nin dünyanın pek çok ülkesinden daha başarılı noktaya geldiğini” vurguladı.

Derviş Eroğlu Kurban Bayramı mesajında şunları kaydetti:

“Bir milleti, millet yapan temel unsurlar, dil ve inancın yanı sıra, belli değerler, hedeflerde birleşmek, sevince ve kedere ortak olabilmektir.

Milli ve gibi bayramlar, bizleri bu doğrultuda kaynaştıran günlerdir ve anlamına uygun bir şekilde kutlanmasında büyük fayda vardır.

Elbette tam istediğimiz noktada değiliz, çok daha iyi durumda olabilirdik ama güzel bir ülkede yaşıyoruz ve dünden çok çok daha iyi durumdayız; ekonomik ve sosyal göstergelere bakıldığında dünyanın pek çok ülkesinden daha başarılı noktadayız.

Ben, birlik ve beraberliğimizi devam ettirerek, Devlet yönetimi ile ekonomideki atmamız gereken adımları atarak çok daha ileri noktalara ulaşacağımıza eminim.

Bu yoldaki en büyük gücümüz, Atatürkçü düşünce ile dört elle sarılmamız gereken bağımsızlığımız, egemenliğimiz, milli değerlerimiz, Devletimiz ve bize her alanda destek sağlayan Türkiye’mizdir.

'ULUSLARARASI SİSTEM ÇÖKTÜ'

Uluslararası sistem çökmüştür. Uluslararası hukuk veya adaletten söz etmek artık mümkün değildir.

Birleşmiş Milletler Örgütü, Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üyesi ülkenin kendi çıkarlarını korumaktan başka bir şey yapmamalarından dolayı artık güvenilir, adil, etkin bir örgüt değildir. Bunun en açık örneği Kıbrıs konusudur. BM Güvenlik Konseyi, tüm uzlaşmazlığına rağmen hala Rum tarafını koruyan yanlı ve yanlış tutumunu devam ettiriyor, Kıbrıs konusunda yeni bir değerlendirme yapmaktan, var olan gerçeklere uygun bir karar almaktan kaçınıyor.

'RUMLAR ANLAŞMA İSTEMİYOR'

Rum tarafı bizimle Kıbrıs’ın yönetimini paylaşmak istemiyor. Rum komşularımız federasyon derken bizi azınlık durumuna düşürmeyi, topraklarımızın en az üçte birini geri almayı, Türkiye’yi Kıbrıs’tan çıkararak bizi güvencesiz bırakmayı, uluslararası hukuk deyip mülkiyet konusunu kendi lehine çözmeyi planladığı ortaya çıkmasına rağmen BM bunu görmezden geliyor, hala haksız kararlarında diretiyor.

'MASADA İKİ DEVLETTEN GERİ ADIM ATILMAMALIDIR'

İstedikleri kadar diretsinler; biz, geleceğimiz, çocuklarımız, torunlarımız için yolumuzdan dönmemek, egemenliğimizden, güvenliğimizden, topraklarımızdan, mülkiyet konusundaki haklılığımızdan taviz vermemek, iki Devlet’in iş birliği yapmasını tek çözüm yolu olarak masada tutmaktan geri adım atmamak zorundayız.

Uluslararası adaletsizlik nedeniyle Dünya bir sorunlar yumağı haline geldi. 21’nci yüzyılın ilk çeyreğini geride bırakmak üzere olmamıza rağmen hala uygar geçinen Avrupa’da, Ortadoğu’da, Afrika’da, Asya’da savaşlar ve terörizmin etkisi ile milyonlarca kişi yaşamını yitiriyor.

Bizim en samimi dileğimiz bir an önce uluslararası adaleti sağlayacak bir aklı selimin dünyaya hakim olması, yaşanan savaşların, terörist faaliyetlerin sona ermesidir.

İnsanoğlu gücünü, zenginliğini silahlara değil, dünyadaki açlık, evsizlik sorunlarını aşmaya, küresel ısınmayı, çevre kirliliğini makul noktalara çekmeye kullanmalıdır.

Bu duygu ve düşüncelerle tüm vatandaşlarımızın, Anavatan Türkiye’deki kardeşlerimizin, İslam aleminin Kurban Bayramı’nı candan kutlar, herkese kazalardan uzak, sağlık ve mutlulukla geçecek bayram günleri dilerim”