Zeki Çeler: Algılatılmak istenenden öte, AİHM’İN kararı ağır uyarılar içeriyor

TDP Genel Başkanı Zeki Çeler, AİHM’nin Taşınmaz Mal Komisyonu’na ilişkin kararının yalnızca TMK’nın geçerli bir iç hukuk yolu olduğunu değil, aynı zamanda ciddi yapısal sorunlara dair ağır uyarılar içerdiğini vurguladı.

Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Genel Başkanı, Siyaset Bilimci Zeki Çeler, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Taşınmaz Mal Komisyonu’nu (TMK) yakından ilgilendiren kararının, sadece “TMK hala geçerli iç hukuk yolu” olarak yorumlanamayacak kadar ağır uyarılar içeren bir karar olduğunu vurguladı
“ALGILATILMAK İSTENENDEN ÖTE, AİHM’İN KARARI AĞIR UYARILAR İÇERİYOR”
AİHM’in, TMK’yı yakından ilgilendiren kararına yönelik yazılı açıklama yapan Çeler, ilgili kararın bazı kesimlerce, “TMK’nın etkin bir iç hukuk yolu olarak yasal statüsünün kesin olarak ortaya koyulduğu” biçiminde yansıtıldığına değindi, ancak bu kararın esasen çok ağır uyarılar içerdiğini vurguladı.
Mahkemenin, tazminatla ilgili prosedürlerin KKTC makamlarınca “hukuka aykırı olarak geciktirilmesini” ve “tazminat ödemelerinin çok geç yapılmasını” “mülkiyet hakkının ihlali” olarak değerlendirdiğine işaret eden Çeler, “TMK’nın halen tüketilmesi gereken bir iç hukuk yolu olduğu yorumu yanlış değildir fakat kararda belirtilen sorunların ivedilikte giderilmemesi halinde aksi yönde bir kararın kaçınılmaz olduğu mesajı da açıkça verilmiştir” dedi.
“’MARAŞ AÇILACAK’ GİBİ POPÜLİST SÖYLEMLERİN YENİDEN DOLAŞIMA SÜRÜLMESİ TARİHİ BİR HATADIR”
Konuya ilişkin olarak; “AİHM’nin kararı henüz kesinleşmiş değildir. Kesinleşmesi, 3 aylık itiraz sürecinden sonra mümkün olabilecektir. Eğer davacı taraf itiraz yoluna giderse, Büyük Daire’nin aksi yönde karar verme tehlikesi halen mevcuttur” sonucunun önemle not edilmesi gerektiğini de vurgulayan Çeler, dolayısıyla özellikle itiraz süreci olan 3 ay içinde TMK ile ilgili çalışmaların hızlandırılmasının hayati önemde olduğunun altını çizdi.
Çeler, “Bunun yanında Birleşmiş Milletler (BM) kararlarına aykırı adımlar ve söylemlerden hassasiyetle kaçınılmalıdır. Böylesine kritik bir dönemde kapalı Maraş’ın Türk idaresinde açılmasına ilişkin popülist söylemlerin yeniden dolaşıma sürülmek istenmesi tarihi bir hatadır” dedi.
“BM KARARLARI YORUM YOLUYLA ESNETİLMEZ YA DA YOK SAYILAMAZ”
Maraş’ı fiilen BM gözetiminde olsa bile Türk idaresi altında açma fikrinin, mevcut uluslararası hukuk kapsamında uygulanabilir olmadığını söyleyen Çeler, böyle bir adımın doğrudan BM Güvenlik Konseyi kararlarıyla çelişeceğinin de apaçık bir gerçeklik olduğunu kaydetti.
Çeler, “BM’nin 550 ve 789 sayılı kararları hiçbir tartışmaya mahal vermeyecek şekilde Maraş’ın yalnızca yasal hak sahiplerine ve BM idaresinde açılabileceği belirtilmektedir. Söz konusu kararlar yorum yoluyla esnetilmez ya da yok sayılamaz. İlgili bütün kesimler, AİHM kararını ve süreci doğru anlamak için çok daha gayretli olmalıdır. Günübirlik çıkışlar ve popülist söylemlerle bir yere varılması mümkün değildir” ifadelerini kullandı.
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.