İÇ HABERLER
okuma süresi: 4 dak.

Denktaş’a yönelik itibar suikastları: Özersay’ın “Keşke”si kime yönelik?

Denktaş’a yönelik itibar suikastları: Özersay’ın “Keşke”si kime yönelik?

Kudret Özersay, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’a yönelik olarak geçmişte hem Türkiye’den hem de uluslararası çevrelerden yürütülen itibarsızlaştırma kampanyalarına dikkat çekti.

Yayın Tarihi: 27/07/25 12:55
okuma süresi: 4 dak.
Denktaş’a yönelik itibar suikastları: Özersay’ın “Keşke”si kime yönelik?
Özel Haber
A- A A+

Kudret Özersay’ın son açıklamasında yer alan bir cümle dikkat çekti:

“Keşke… Türkiye’deki ya da dünyanın başka ülkelerindeki yöneticiler kendisinden rahatsız olup da ona itibar suikastı yapmaya çalıştıklarında, siyasi olarak linç etmek istediklerinde de sahip çıkılsaydı…”

Bu ifade yalnızca bir sitem değil; aynı zamanda yıllardır göz ardı edilen tarihi bir kırılmaya işaret ediyor. Özersay’ın bu sözleri, hem Türkiye’de hem de uluslararası arenada Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’a yönelik yürütülen sistematik itibarsızlaştırma süreçlerini yeniden gündeme taşıdı.

ANNAN PLANI DÖNEMİ: TÜRKİYE İLE DERİN FİKİR AYRILIĞI

2000’li yılların başında, dönemin Türkiye hükümeti Annan Planı’nı desteklerken, Denktaş bu plana şiddetle karşı çıktı. Planda Kıbrıs Türk halkının çıkarlarının yeterince korunmadığını, Türkiye’nin garantörlük haklarının zayıflatıldığını savunan Denktaş, sürecin Kıbrıs Türk tarafı açısından tehlikeli sonuçlar doğurabileceği uyarısında bulundu.

Ancak bu duruşu nedeniyle, özellikle dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere Ankara’daki bazı siyasi çevrelerin Denktaş’a yönelik mesafeli ve zaman zaman dışlayıcı tutumlar sergilediği gözlendi. Medyada Denktaş’ın “çözüm karşıtı”, “engelleyici” bir figür olarak gösterildiği dönemler yaşandı. Bu tutum, Türkiye içinden yürütülen bir itibarsızlaştırma kampanyası olarak tarihe geçti.

ULUSLARARASI ARENADA "İSTENMEYEN ADAM" İLANI

Aynı süreçte, Birleşmiş Milletler yetkilileri, Avrupa Birliği temsilcileri ve Rum liderliği de Denktaş’ı sert şekilde eleştiriyor; onu “çözüm karşıtı” olmakla suçluyordu. Denktaş’ın kararlı ve ilkeli duruşu, Batı nezdinde onu “uyumsuz” bir lider olarak konumlandırdı.

Denktaş birçok kez müzakere masalarından dışlandı, görüşmelerden bilinçli olarak uzak tutuldu. Dünya medyasında ise onun halkı çözümden uzaklaştırdığına dair haberler yayımlandı. Bu dönemde Denktaş hem dış dünyadan hem de içeriden yoğun bir baskıyla yalnızlaştırıldı.

ÖZERSAY'IN "KEŞKE"Sİ: TARİHLE YÜZLEŞME ÇAĞRISI

Kudret Özersay’ın bugün yaptığı açıklama, Denktaş’a sahip çıkmanın sadece bugünkü saldırılara tepki vermekle sınırlı kalmaması gerektiğini hatırlatıyor. Gerçek bir sahiplenme, geçmişin de doğru şekilde analiz edilmesiyle mümkündür.

Bu “keşke”, sadece bir pişmanlık değil; aynı zamanda bir yüzleşme çağrısıdır:

  • Denktaş’a yönelik siyasi linç kampanyalarına sessiz kalanlara,

  • Onun arkasında durmak yerine, onu zayıflatıp kendi pozisyonunu güçlendirmeye çalışanlara,

  • Denktaş’ın milli duruşunu anlamadan onu “engel” olarak görenlere…

BUGÜNKÜ SAHİPLENİŞ, GEÇMİŞİN TELAFİSİ Mİ?

Bugün Denktaş’a yönelik eleştiriler karşısında gösterilen tepkiler değerli ve yerindedir. Ancak bu tepkilerin duygusal reflekslerle değil, geçmişten ders alarak, daha bilinçli ve ilkeli bir sahiplenme anlayışıyla yapılması gerektiğini Özersay’ın açıklaması açıkça ortaya koymaktadır.

Denktaş sadece bir siyasi figür değil; Kıbrıs Türk halkının varoluş mücadelesinin sembolü, bir devlet kurucusudur. Ona yönelik geçmişte yapılan sistematik saldırıların unutulmaması, aksine doğru analiz edilerek gelecek nesillere aktarılması, toplumsal hafıza ve saygının bir gereğidir.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.