İÇ HABERLER
okuma süresi: 6 dak.

Çeler: İhtiyat Sandığı’na müdahale emekçinin birikimini tehlikeye atar; toplum buna müsaade etmeyecektir

Çeler: İhtiyat Sandığı’na müdahale emekçinin birikimini tehlikeye atar; toplum buna müsaade etmeyecektir

TDP Genel Başkanı Zeki Çeler, hangi hükümet dönemi olursa olsun ihtiyat sandığına dokunulması halinde emekçilerin birikimlerinin tehlikeye gireceğini belirtti. Sandığın özerk yapısının bozulmasının kabul edilemez olduğunu vurgulayan Çeler, toplumun buna müsaade etmeyeceğini ifade etti.

Yayın Tarihi: 23/09/25 15:05
okuma süresi: 6 dak.
Çeler: İhtiyat Sandığı’na müdahale emekçinin birikimini tehlikeye atar; toplum buna müsaade etmeyecektir

TDP Genel Başkanı Zeki Çeler, Kıbrıs Postası TV’de yayınlanan ve Canan Onurer’in hazırlayıp sunduğu Sabahın Haberleri isimli programa telefon bağlantısıyla katılarak çalışma bakanlığı döneminden ve günümüzdeki yapıya ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Çeler, “Eskiden, çalışma bakanı olduğum dönemde yasaların bize verdiği yetkiyi toplumun tüm kesimine adil şekilde uygulamaya çalıştık ve bunu başardık. O dönemdeki yasalar, niyet varsa birçok şeyi yapabileceğimizi gösterdi. Aradan neredeyse sekiz yıl geçti, hâlâ toplum o günleri hatırlıyor” dedi.

“MALİYE’NİN İHTİYAT SANDIĞINA BORCU VAR”

Çeler, ihtiyat sandığının önemine vurgu yaparak, “İhtiyat sandığı emekçinin bankasıdır. Emekçi, çalıştığı sürede maaşının yanı sıra yatırım yaptığı bu parayı bir banka gibi hesabında biriktirir. Bu birikim, emekli olduğunda veya belirli dönemlerde kullanılabilir. Şu anda ihtiyat sandığı en zengin kurumdur. Ancak maliye bakanlığının ihtiyat sandığına borcu var; enflasyonla birlikte borç yaklaşık 20 milyar TL’ye ulaştı. Zamanında sandıktaki para devletin eksiklerini tamamlamak için kullanıldı, ancak borç geri ödenmedi” ifadelerini kullandı.

“EMEKÇİNİN BİRİKİMİNE EL KONULAMAZ”

Çeler, sandığın maliye bakanlığına aktarılması söylentilerine de değinerek, “Bu söylenti yalan değil. Araştırmalar, paranın seçim sonrasında aktarılabileceğini gösteriyor. Devletin yaklaşık 17-20 milyar TL bütçe açığı var ve bu açığı kapatmak için para ihtiyacı bulunuyor. Ancak ihtiyat sandığındaki para emekçilerin birikimidir ve el konulamaz” dedi.

Çeler, önceki hükümetlerin ihtiyat sandığı ve kamu fonları üzerindeki uygulamalarına dikkat çekerek, “Üzgünüm ama hangi hükümet dönemi olursa olsun ihtiyat sandığına eğer dokunulacaksa kimse güvenmesin. Eğer ihtiyat sandığı devlete borç verecek deniliyorsa veya ihtiyat sandığı yönetimi maliyenin altına veya herhangi bir bakanlığın altına verilecek ve o özerk yapısı bozulacaksa emekçinin biriktirdiği bütün birikim gidecektir ve ben inanıyorum ki toplum buna müsaade etmeyecek etmemelidir de.” dedi.

“SAĞLIK HİZMETİ ALAMIYORUZ”

Çeler, genel sağlık sigortası ve sosyal güvenlik sistemindeki aksaklıklara da değinerek, “Prim ödediğimiz halde sağlık hizmeti alamıyoruz. Fon yapısı yıllarca bozuldu ve biz geldiğimizde bile tümüyle düzeltilemedi. Bizden sonra yeniden darmadağın edildi” ifadelerini kullandı.

Çeler, inşaat ve tatil düzenlemelerine değinerek, “Görevde olduğumuz dönemde, pazar günleri elzem olmayan alanlarda inşaat yapılmasını yasakladık. Ayrıca 1 Mayıs’ı emekçinin hakkı olarak kültürel bir tatil hâline getirmeye çalıştık. Ancak görevden ayrıldıktan sonra pazar günleri inşaat faaliyetleri yeniden başladı ve 1 Mayıs uygulaması da bozuldu. Bakanlığın denetim eksikliği ve niyetsizliği, alınan önlemlerin uygulanmasını engelledi” dedi.

“ÇALIŞMA BAKANLIĞI HEM DUYGUSAL HEM DE CİDDİ BİR SORUMLULUK”

Çeler, Çalışma Bakanlığı’nın hem duygusal hem de ciddi bir sorumluluk alanı olduğuna dikkat çekerek, “Çalışma bakanlığı, sadece vatandaşlara değil, yurt dışından gelip çalışan emekçilere de karşı sorumludur. İnsanlar getirildi, hakları korunmadı ve yapılan düzenlemeler kısa sürede bozuldu” dedi.

Zeki Çeler, insan ticareti ve yurt dışından işçi getirilmesi konusundaki sorunlara dikkat çekti.

Çeler, “Bizim dönemimizde insan ticaretiyle ilgili ortaya çıkan birçok konuyu gündeme getirdik ve önünü kesmeye çalıştık, ancak zamanımız yetmedi. Özellikle üçüncü ülkelerden gelecek olan çalışanlar, Avrupa Birliği içinde Kıbrıs’a geleceklerini zannediyor” ifadelerini kullandı.

Bunun yapılmasının tamamen yasadışı olduğunun altını çizen Çeler, “Kendi ülkelerinde ciddi miktarlarda, 5 bin ile 12 bin Euro arasında borçlanarak acente dediğimiz şirketlere para veriyorlar. Kimisi eşini, çocuğunu, kimisi arsasını, arabasını ipotek gösterip borçlanıyor. Paranın yüzde 80’i Kıbrıs’taki acentelere gidiyor ve bunların hiçbiri yasal değil” diye konuştu.

Çeler, sürecin insan ticareti boyutunu vurgulayarak, “Bu acenteler, çalışanları getirip Kıbrıs’taki şirketlerde birkaç ay çalıştırıyor, sonra işsiz bırakıyor veya çalışma izinlerini yenilemiyor. Bunun sonucunda ciddi kayıt dışı işçilik ortaya çıkıyor. Suç oranları artıyor. Bizim dönemimizde bu uygulamaların önünü kestik, buna karşı çıkınca hakkımızda sosyal medyada ve diğer mecralarda dedikodular yayıldı, tehdit edildik.”

Çeler, sosyal medyada ve diğer mecralarda karşılaştıkları baskılara rağmen insan ticaretine karşı mücadeleyi sürdürdüklerini belirterek, “Bu insanlar kayıt dışı düşüyor ve bilinmeyen bir nüfus hâline geliyor. Ülkemizin güvenliği ve emekçinin hakkı için buna izin verilmemelidir” dedi.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.