İÇ HABERLER
okuma süresi: 10 dak.

Özkızan: Federasyonun savunulması, Kıbrıslı Türklerin uluslararası toplumda meşruiyet kazanması için tek yol

Özkızan: Federasyonun savunulması, Kıbrıslı Türklerin uluslararası toplumda meşruiyet kazanması için tek yol

Bağımsızlık Yolu Omorfo Bölge Sorumlusu Celal Özkızan, federasyonun Kıbrıslı Türklerin uluslararası toplumda meşruiyet kazanması için tek yol olduğunu söyledi.

Yayın Tarihi: 25/09/25 09:42
okuma süresi: 10 dak.
Özkızan: Federasyonun savunulması, Kıbrıslı Türklerin uluslararası toplumda meşruiyet kazanması için tek yol
A- A A+

Bağımsızlık Yolu Omorfo Bölge Sorumlusu Celal Özkızan ve Bağımsızlık Yolu Parti Meclis Üyesi Ali Şahin Emeğin Gündemi Programına katılarak neden federasyonda ısrarcı olunması gerektiğine açıklık getirdiler.

ÖZKIZAN: KTOEÖS’ÜN DİSİPLİN TÜZÜĞÜ EYLEMİNİ SELAMLIYORUZ

Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS) öncülüğünde yakın zamanda gerçekleştirilen Disiplin Tüzüğü eylemlerine değinen Özkızan, halkın neredeyse tamamının karşı çıktığı disiplin tüzüğüne karşı verilen mücadelenin herkesin hafızasında taze olduğunu belirtti. Halen iki okulda başörtüsü dayatmasının devam ettiğini hatırlatan Özkızan, sendikanın eyleminin bu hassasiyetleri gündeme getirmek için haklı bir adım olduğunu ifade etti. Ancak eyleme destek veren siyasi parti sayısının çok az olmasını eleştiren Özkızan, "Her ne kadar Yeni Kıbrıs Partisi bizi sansürlüyor olsa da biz dürüst davranıp onların da bu eyleme destek verdiklerini söyleyelim dedi. Asıl sorunun, halkın geniş kesimlerinin karşı çıktığı bu dayatmaya karşı eylemin yeterli desteği görmemesi olduğunu vurgulayan Özkızan, CTP ve TDP gibi rejim partilerin "ortalık gerilmesin" gibi bir yaklaşımla bu tür eylemlerden uzak durduğunu, bunun da "suya sabuna dokunmama" tavrının bir göstergesi olduğunu söyledi.

CTP VE TDP FEDERASYONUN NEDEN GEREKLİ OLDUĞUNU SAVUNMUYOR”

Özkızan, aynı tavrın Kıbrıs sorununa çözüm arayışlarında da kendini gösterdiğini belirterek, CTP ile TDP'nin açık açık federasyonun neden gerekli olduğunu savunmadığını dile getirdi. "Erhan Arıklı, Ersin Tatar, Recep Tayyip Erdoğan federasyon bitmiştir diyor, Tufan Erhürman ise bunu savunmuyor. Sürekli “ben müzakere masasına geri döneceğim” diyor ancak federasyonun tartışmasını yürütmüyor" diyen Özkızan, bu durumun ardında oy kaygısı olduğunu düşündüklerini ifade etti. Bu tavrın CTP’nin son 20–30 yılına damga vurduğunu belirten Özkızan, “Köprüyü geçene kadar dayıcılık siyaseti Kıbrıslı Türklerin başına birçok bela açmıştır” dedi.

“HALKIN NE İSTEDİĞİ TÜRKİYE'NİN SÖYLEMİNDEN DAHA ÖNEMLİ”

Federasyonu savunma görevinin ise Bağımsızlık Yolu'na kaldığını söyleyen Özkızan, iki devletçi kesimlerin federasyonun sonunun geldiğini duyurmaktan heyecan duyduğunu ancak bu "devrin" defalarca kapanıp tekrar açıldığını, dolayısıyla kalıcı bir sonun gelmediğini söyledi. Özkızan, ne Türkiye'nin federasyondan vazgeçtiğini söylemesi ne de Ersin Tatar'ın masaya oturmayacağını belirtmesi federasyonu öldürür, halkın ne istediğinin Türkiye'nin söyleminden daha önemli olduğunu vurguladı.

“FEDERASYONUN SAVUNULMASI, KIBRISLI TÜRKLERİN ULUSLARARASI TOPLUMDA BİR MEŞRUİYET KAZANMASI İÇİN TEK YOL”

Bugün federasyonun savunulmasının, Kıbrıslı Türklerin uluslararası toplumda bir meşruiyet kazanması için tek yol olduğunu belirten Özkızan, mevcut politikaların toplumu uluslararası alanda yalnızlaştırdığını söyledi. "UBP seçmenine de YDP seçmenine de sorsanız, herkes Kıbrıslı Türklerin tanınmamışlığından yakınıyor" diyen Özkızan, federasyonun bununla ilgili bir çözüm önerisi olduğunu vurguladı.

“ERSİN TATAR'IN İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜMÜ TOPLUMU GİDEREK DAHA FAZLA İZOLE ETTİ”

Son beş yılda Ersin Tatar'ın iki devletli çözüm için hiçbir somut adım atmadığını ve bu politikaların toplumu giderek daha fazla izole ettiğini anlatan Özkızan, bu durumun dost ve müttefik devletlerin dahi Kıbrıs Cumhuriyeti ile ilişkilerini güçlendirmesine yol açtığını söyledi. Federasyonun sadece siyasi bir çözüm aracı olmadığını, aynı zamanda ekonomik ve sosyal olarak da topluma yarar sağladığını dile getiren Özkızan, Taşınmaz Mal Komisyonu gibi kurumların, Doğrudan Ticaret ve Yeşil Hat tüzüklerinin, federasyon mücadelesi sayesinde uluslararası alanda meşruiyet kazandığını belirtti.

“SAMİMİYSENİZ O ZAMAN GEÇİCİ 10. MADDEYİ DE KALDIRALIM, POLİSİ SİVİLE BAĞLAYALIM”

Özkızan, Erhan Arıklı’nın anayasadan federasyon vurgusunun çıkarılması önerisini de değerlendirdi. “Samimiyseniz o zaman geçici 10. maddeyi de kaldıralım, polisi sivile bağlayalım. kktc’yi gerçekten egemen bir devlet olarak tanıtmak istiyorsanız önce Türkiye bile yapmadığı şeyleri yapsın. Türkiye bile Kıbrıslı Türk takımlarıyla maç yapmazken, dünyadan tanınma beklemek ikiyüzlülüktür” ifadelerini kullandı.

Kıbrıs’ın birleşmesinin neden gerekli olduğunu da açıklayan Özkızan, ada üzerindeki uluslararası askeri üslerin ve İsrail’in bölgede artan etkinliğinin Kıbrıs’ı savaşın içine çektiğini söyledi. “Kıbrıslı halkların kardeşçe yaşaması romantik bir ideal değil, bölgesel savaşlardan uzak durmanın tek yoludur” dedi. Federasyonu savunmanın, Kıbrıslı Türklerin çözüm iradesini dünyaya göstermesi açısından da hayati olduğunu belirten Özkızan, son 5 yılda Tatar’ın tavrının ise Kıbrıslı Türklerin meşruiyetini zayıflattığını vurguladı.

“FEDERASYON DENEYSEL BİR MODEL DEĞİL”

Son olarak federasyonun kulağa teknik bir kavram gibi gelebileceğini ancak aslında deneysel bir model olmadığını vurgulayan Özkızan, ABD, Almanya, İsviçre gibi pek çok büyük devletin zaten birer federasyon olduğunu hatırlattı. Federasyonun temel mantığının, belirli bir coğrafyada kaderleri birbirine bağlı halkların egemenliği paylaşarak çatışmayı önlemek olduğunu ifade etti. Kıbrıs özelinde ise federasyonun, Elen şovenistlerinin "tüm adaya egemen olma" ve Kıbrıslı Türk ayrılıkçılarının "ayrı bir egemenliğe sahip olma" gibi işe yaramayan ve halklara zarar veren uç noktalardaki taleplerini bir kenara bırakarak, egemenliği paylaşma formülü olduğunu belirtti. "50 yıldır ayrılıkçı Türk milliyetçilerini ve Elen şovenistlerini dinledik, artık yeni şeyler söyleme zamanıdır" diyen Özkızan, federasyonun aslında denenmemiş ve güç kazanması gereken bir alternatif olduğunu söyleyerek sözlerini noktaladı.

ŞAHİN: FEDERASYON KIBRISLI TÜRKLERİN KENDİ ÇIKARINA OLAN VAZGEÇİLMEZ BİR POZİSYON

Bağımsızlık Yolu Parti Meclis Üyesi Ali Şahin, Kıbrıs sorununun tarihsel süreçlerini ve güncel siyasi durumu değerlendirerek, federasyonun Kıbrıslı Türklerin kendi çıkarına olan vazgeçilmez bir pozisyon olduğunu vurguladı. Şahin, 90'lı yıllardan günümüze dek süregelen müzakerelerin ve gerginliklerin, bugünkü umutsuz havaya benzer dönemlerden geçtiğini ancak bu durumun Kıbrıslı Türklerin mücadelesini durdurmadığını belirtti.

“HAİNLİKLE DAMGALANDIĞI KOŞULLARDA KIBRISLI TÜRKLER BARIŞ MÜCADELESİNDEN VAZGEÇMEDİ”

Şahin, Rauf Denktaş’ın “Mr. No” olarak anıldığı, Türkiye’nin konfederasyon tezini gündeme getirdiği ve hatta 1996'daki trajik gerginliklerin yaşandığı dönemlere atıfta bulunarak, "tarihe bakıp umutlanabilmeliyiz" dedi. O günlerde dahi, barış istencinin “hainlikle” damgalandığı koşullarda Kıbrıslı Türklerin barış mücadelesinden vazgeçmediğini hatırlattı. Bugün barış mücadelesinin daha iddialı bir konumda olduğunu ve bunun geçmişten gelen bir kazanım olduğunu belirtti.

“ULUSLARARASI ALANDA BİR STATÜ SAHİBİ OLMANIN VE SİYASAL ANLAMDA İFADE BULABİLMENİN YOLU FEDERASYONDAN GEÇER”

Mevcut iki devletli çözüm siyasetini eleştiren Şahin, Kıbrıs’ın geleceğiyle ilgili kararların Kıbrıs halkları tarafından verilmesi gerektiğini vurguladı. Erhan Arıklı’nın dış güçlerin dayatması olan bir duruşu savunmasının trajikomik olduğunu söyledi. Tahsin Ertuğruloğlu’nun bile KKTC'nin tanınmasının BM kararları nedeniyle mümkün olmadığını belirttiğini hatırlatarak, iki devletli politikaların kendi içlerinde çelişkiler barındırdığını ifade etti. Şahin, bu politikanın Kıbrıslı Türklere hiçbir fayda sağlamadığını ve uluslararası alandaki konumlarını daha da zayıflattığını söyledi. Bu yüzden, samimi bir şekilde iki devlet savunanların bile, öncelikle kktc’yi Türkiye Cumhuriyeti'nin tanıması için baskı yapması gerektiğini söyledi.

Federasyonun, Kıbrıslı Türklerin kendi çıkarına olduğunu savunan Şahin, bunun ulvi değerlerden ziyade somut ihtiyaçlara dayandığını belirtti. Uluslararası alanda bir statü sahibi olmanın ve siyasal anlamda ifade bulabilmenin yolunun federasyondan geçtiğini ifade etti. Şahin, federasyonun deneysel bir model olmadığını, aksine dünyanın pek çok büyük devleti (ABD, Almanya, İsviçre, Kanada gibi) tarafından uygulanan, egemenlik paylaşımına dair sağlıklı bir yaklaşım olduğunu belirtti. Kıbrıs’ın özgün koşullarında, halkların karşılıklı güvenlik endişelerini giderebilmek için en uygun modelin federasyon olduğunu savundu.

Şahin, geçmişteki başarısız müzakerelerin, süreci liderlere indirgeyen anlayıştan kaynaklandığını belirtti. Liderlerin tek başına yolda bırakılabileceğini, bu nedenle mücadelenin kitlelerin örgütlenmesiyle desteklenmesi gerektiğini vurguladı. Barış ve federasyonun ancak halkların kendi mücadelesiyle tesis edilebileceğini söyleyen Şahin, “Halkımızın ne istediğine kulak vermemiz gerekiyor. İçinde yaşadığımız düzen de gösteriyor, federasyon olmadığı durumlarda Kıbrıslı Türk halkı daha da zor günlere gebedir” diyerek sözlerini noktaladı.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.