Tel-Sen Başkanı Üredi: Alt yapı yatırımı peşkeşin kamufle edilmiş halidir

Tel-Sen Başkanı Hakan Üredi, yaptığı yazılı açıklamada, son dönemde Telefon Dairesi’ne ilişkin atılan adımların kurumun mali yapısını zarara uğrattığını ve geleceğini tehlikeye attığını belirtti.

Üredi, “Artık niyet bellidir. Telefon Dairesi bilinçli bir şekilde devre dışı bırakılmaya, içi boşaltılmaya çalışılmaktadır. Özelleştirmeye müsaade etmedik, toplumsal varlığımıza sahip çıktık ama şimdi arkadan dolanıyorlar” dedi.

Devletin en önemli gelir kaynaklarından biri olan Telefon Dairesi’nin “Yap-İşlet-Devret” modeli adı altında özel çıkar gruplarına devredilmek istendiğini belirten Üredi, bu modelin kamu hizmetini özel sermayeye kalıcı biçimde devretmenin bir aracı olduğunu ifade etti.

Üredi, “Bu bir hibe değildir, bu bir satış değildir. Bu bir teslimdir. Verilecek bu yatırıma muhtaç değiliz. Bunu yapacak finans ve imkân vardır” diyerek tepki gösterdi.

Hükümetin kamu hizmetlerini korumak yerine yeni tekel yapıları oluşturduğunu savunan Üredi, “Hiçbir tekel sektörden ucuz ve kaliteli hizmet alınamazken, hükümet özel kazancı önceleyen bir zihniyetle hareket ediyor” ifadelerini kullandı.

Üredi ayrıca, bakır altyapının sökülüp gelirinin daireye aktarılacağı yönündeki söylemlerin “şaşırtmaca” olduğunu belirterek, “Bu durum Telefon Dairesi abonelerinin Türk Telekom’a devrini anlatmaktadır” dedi.

Tel-Sen Başkanı Üredi, GSM operatörlerinin sessizliğine de dikkat çekerek, Türk Telekom’un fiber altyapısını devralmasının Telekomünikasyon Dairesi’nin rekabet şansını ortadan kaldırdığını söyledi.

Açıklamasında, “Devletin malı, milletin hakkıdır. Kamu kaynaklarının bu şekilde devrine karşıyız ve bu yanlıştan dönülene kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Bunu kabul etmeyiz, ettirmeyiz” ifadelerine yer verdi.

Üredi'nin tam açıklaması şöyle:

"ALT YAPI YATIRIMI PEŞKEŞİN KAMUFLE EDİLMİŞ HALİDİR!

Biz buna muhtaç değiliz…

Son dönemde Telefon Dairesi’ne yönelik atılan adımlar ve alınan kararlar, kamu yararını hiçe sayan, mali yapıyı zarara uğratan ve kurumun geleceğini tehlikeye atan koordineli bir sürecin göstergesidir. Artık niyet bellidir: Telefon Dairesi bilinçli bir şekilde devre dışı bırakılmaya içi boşaltılmaya çalışılmaktadır.

Bir gerçeği açıkça yineliyoruz: Özelleştirmeye müsaade etmedik; Toplumsal varlığımıza sahip çıktık! bunu başaramayanlar şimdi arkadan dolaşıyorlar. İstedikleri sonucu elde edemeyenler, kurumun içini boşaltma stratejisiyle aynı amaca ulaşmaya çalışıyorlar. Dairenin en değerli hizmet alanını Türk Telekoma peşkeş çekiyorlar.

Ortaya konan yaklaşım, yapılan plan ve kullanılan ifadeler, kurumun geleceğinin kamu yararı gözetilmeden şekillendirilmeye çalışıldığını bir kez daha ortaya koymaktadır.

BUGÜNE KADAR HANGİ YAP İŞLER DEVRET DEVREDİLDİ?

Devletin en önemli gelir kaynaklarından biri olan bu kurum, yap-işlet-devret (YİD) modeli adı altında uzun vadeli ve sınırsız uzatma imkânı tanıyan sözleşmelerle özel çıkar grupların işaret ettikleri yerlere devredilmek istenmektedir. Başlangıçta 25 yıl olarak öngörülen bu model, gerçekte kamu hizmetini özel sermayeye kalıcı biçimde devretmenin bir aracıdır. Açıkçası peşkeştir.

UCUZ HABERLEŞME KALİTELİ HABERLEŞME HAYAL BİLE OLMAKTAN ÇIKTI!

Hiçbir tekel sektörden ucuz ve kaliteli hizmet almanın örneği yokken, hükümet tam tersine mevcut kamu hizmetlerini korumak yerine yeni tekel yapıları oluşturmayı hedefleyen bir zihniyetle hareket etmektedir. Kamu çıkarı yerine özel kazancı önceleyen bu yaklaşım, rekabeti değil, bağımlılığı büyütmektedir.

Bakır altyapı satılacak hızla sökülüp geliri daireye aktarılacak söylemi tamamen şaşırtmacadır. satılması, mevcut Telefon dairesi abonelerinin hızla Türk Telekoma devrinin anlatmaktadır. Telefon Dairesinin mevcut kazancının aktarılması demektir. Gerçek niyet budur.

Tekelleşmeye devam GSM operatörlerini sessizleştiriyor mu? Türk Telekomun fiber altyapısını devralması Telekomünikasyon Dairesinin fiber hizmeti ile ortak alabileceği GSM operatörü olasılığı ortadan kalkmıştır. Buda mevcut GSM operatörlerinin işine gelmektedir. GSM operatörlerinin sessiz kalmasının nedeni bu mudur?

Bugün yaşananlar, geçmişte “yerli” diye lanse edilen yapılanmaların mantığıyla benzerlik taşımaktadır. Sonuç ortadadır: Devletin en kıymetli kazanç kapıları, “modernleşme” ya da “verimlilik” kılıfı adı altında peşkeş çekiliyor.

Bu bir hibe değildir.

Bu bir satış, değildir. Bu bir teslimdir!

Verilecek bu yatırıma muhtaç değiliz. Bunu yapacak finans ve imkan vardır. Bunu da kamuoyu ile paylaşacağız.

Bizler; kamu çalışanları, aboneler ve duyarlı yurttaşlar olarak, bu gidişata sessiz kalmayacağız.

Devletin malı, milletin hakkıdır.

Kamu kaynaklarının bu şekilde devrine karşıyız ve bu yanlıştan dönülene kadar mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz.

Bunu kabul etmeyiz, ettirmeyiz!"