İÇ HABERLER
okuma süresi: 11 dak.

Tahsin Ertuğruloğlu: Kıbrıs sorunu, müzakerelerle çözülme şansını kaybetti

Tahsin Ertuğruloğlu: Kıbrıs sorunu, müzakerelerle çözülme şansını kaybetti

Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, Kıbrıs sorununun müzakerelerle çözülme şansını kaybettiğini belirterek, “Yoktur böyle bir olasılık. Bu kadar net konuşuyorum.” dedi.

Yayın Tarihi: 13/10/25 19:25
okuma süresi: 11 dak.
Tahsin Ertuğruloğlu: Kıbrıs sorunu, müzakerelerle çözülme şansını kaybetti

Rum tarafının bir Rum devleti yarattığını ve adına “Kıbrıs Cumhuriyeti” dediğini belirten Ertuğruloğlu, nihai hedefinin de yarattığı Rum devletinin bütün ada üzerine egemen olacağı bir yapıyı yaratmak olduğunu dile getirdi.

Bakanlıktan verilen bilgiye göre, Ertuğruloğlu BRT'de yayınlanan "Manşet Artı "programında yaptığı konuşmada, “Dünya, yeni bir düzene doğru gitme sürecinde ve bu gelişmeler ortasında herkesin ‘Kıbrıs sorunu’ diye nitelendirdiği bir konuyla bizler de baş başayız.” dedi.

Bu bağlamda çeşitli temasların devam ettiğini kaydeden  Ertuğruloğlu, temasları çerçevesinde “Birleşmiş Milletler Genel Kurulu çalışmaları döneminde New York'a gittiklerini ardından Washington'da düşünce kuruluşlarıyla temaslarda bulunduklarını,  New York sonrası Azerbaycan'da gerçekleştirilen Türk Devletleri Teşkilatı Zirvesi’ne de katıldıklarını belirtti.

Ertuğruloğlu, şunları kaydetti:

“Ama bütün bunların öncesinde iki tane beşli görüşme yaşandı. Bildiğiniz gibi biri Cenevre'de, biri New York'ta… Genel Sekreter’in planı, düşüncesi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ndeki seçimler sonrasında tekrar bir beşli toplantı düzenleme… Şimdi bunu söyleyince aklıma şu geldi: New York'taki görüşmenin kapanış dakikalarında Genel Sekreter ‘işte bir üçüncü beşli görüşmeyi kuzeydeki seçimlerden sonra’ dediği anda Hristodulidis'in çok kaba bir şekilde Genel Sekreter’in sözünü keserek ‘Seçimler diyemezsiniz. Seçimler devletlerde olur’ diye bir cümlesi oldu. Bu çok anlamlı ve önemli bir cümle… Hristodulidis'e göre, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti diye bir devlet yoktur. Dolayısıyla BM Genel Sekreteri'nin de seçim sözcüğünü kullanmaması lazım. Çünkü, BM Genel Sekreteri seçim sözcüğünü kullanırsa ‘bu burada bir devlet olduğunun' işaretidir. Buna anında itiraz etti ve maalesef Genel Sekreter ‘yılsonuna doğru’ diye bir düzeltme yaparak toplantıyı kapattı.”

Ülkedeki seçim sürecinde de ön plana çıkan konunun Kıbrıs konusu olduğunu söyleyen Ertuğruloğlu, şöyle devam etti: 

"KKTC’nin varlığını kabul etmesini talep ettiğimiz beklediğimiz ülkelerden önce ben hep şunun üzerinde daha fazla durdum. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin içinde, KKTC’nin varlığını benimsemeyen siyasi partiler ve siyasi kimlikler olduğu sürece, bu kişilerin başka ülkelerin bizi tanıyıp tanımama konusunda görüş ifade etmeleri ve KKTC’nin yaşamakta olduğu sıkıntıları adeta mutlulukla karşıladıkları bir ortamda olduğumuza dikkat çekmek istiyorum. Yani başkalarının bizi tanımasını beklemeden önce bizim kendimizi tanıma sorumluluğumuz olduğunu düşünüyorum.”

Ertuğruloğlu, KKTC'yi tanımasını bekledikleri ülkelerin  "Bunların kendi içinde bile bu devletin varlığını kabul etmeyen partiler, insanlar var diye” yorum yapmalarının Kıbrıs Türk halkına yapılan bir hizmet olmadığını kaydetti.

Ertuğruloğlu, bunun tam tersine Kıbrıs Türk halkına yapılan bir hakaret, kötülük ve haksızlık olduğunu söyledi. 

“KIBRIS SORUNU MÜZAKERELERLE ÇÖZÜLME ŞANSINI ÇOKTAN KAYBETMİŞTİR”

Kıbrıs sorununun müzakerelerle çözülme şansını kaybettiğini vurgulayan Ertuğruloğlu, “Yoktur böyle bir olasılık. Bu kadar net konuşuyorum. Bunları söylediğim için yine birileri olduk olmadık suçlamalarla beni eleştirmeye çalışacak. Olsun alıştık yıllardır…. Ama tekrar ediyorum, Kıbrıs sorunu müzakerelerle çözülme şansını çoktan kaybetmiştir. Ne zaman kaybetti? Rumların Kıbrıs Cumhuriyeti diye kabul görmesinden sonra kaybetti.” dedi.

Rumların bütün müzakere yöntemiyle kendilerine eşit görmedikleri Kıbrıs Türk’ü ile eşit ortaklık zemininde yeni bir anlaşmaya gitme ihtiyacı ve inisiyatifi kalmadığını dile getiren Ertuğruloğlu, şöyle devam etti:

“Çünkü Rum baktı ki bütün dünya kendisini Kıbrıs Cumhuriyeti diye kabul ediyor, her yerde üye, bizim üzerimizde ambargolar uygulatıyor. Türkiye’yi işgalci ülke diye suçlama şansını yakalamış, olabildiğince de silahlanıyor. Bir yığın müttefik bulmuş kendisine, peki bizimle müzakereler yoluyla Kıbrıs sorununu nasıl çözecek?”

“SİYASİ EŞİTLİK TABİİ Kİ HAKKIMIZDIR, TABİİ Kİ ONU İSTİYORUZ”

Siyasi eşitliğin hakları olduğunu ve istediklerini belirten Ertuğruloğlu, ancak siyasi eşitlik egemen eşitliğe dayandırılmıyorsa bir anlamı olmadığının bilinmesi gerektiğini dile getirdi.

Bunu tecrübe edindiklerini ve birinin kendilerine ispatlamasına gerek olmadığını söyleyen Ertuğruloğlu, tecrübeleriyle bunu öğrendiklerini belirtti.

“Dolayısıyla Rum tarafının sanki ‘Federasyon diye bir görüşü varmış gibi’ bir hava yaratılıyor ve bu seçimlerde herkes bu hatayı yapıyor. Haklısınız.  Sanki bir tarafta federasyon seçeneği var. Diğer tarafta iki, egemen eşit devlet seçeneği var. Federasyon diye gösterilen seçenek bir Rum devletinde, Rum boyunduru altına girecek olan toplum seçeneğidir. Kimse kusura bakmasın. İşin gerçeği budur." diyen Ertuğruloğlu, Rum tarafının bir Rum devleti yarattığını, adına da “Kıbrıs Cumhuriyeti” dediğini kaydetti.

Ertuğruloğlu, nihai hedefinin de yarattığı Rum devletinin bütün ada üzerine egemen olacağı bir yapıyı yaratmak olduğunu dile getirdi.

Ertuğruloğlu, şöyle devam etti:

“Bu yapı içerisinde Türkler en iyi ihtimalle Ermeniler ve Maronitler gibi, o Rum devletinin vatandaşı olacaktır. Ama bu devletin adına da ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’ diyeceklerdir. Ve buna sıcak bakan insanlarımız var maalesef... Bunu söylediğimizde fenalarına gidiyor. ‘Hayır, biz eşitlik talep ediyoruz.  Eşitliğimiz olmazsa kabul etmeyiz falan falan...’ Bunu anlamanız için bir altmış sene daha mı harcayacağız? Altmış sene müzakere ettik. Ne oldu? Yani artık bu eleştirileri nasıl hangi kelimelerle kullanacağımızı da şaşırmaya başladık. Çünkü yıllardır aynı teraneye karşı aynı cevaplarla karşılık veriyoruz. Kimsenin ders aldığı yok. Herkes aklından memnun… Ne yapmaya çalıştığını gizleyerek bu halka kötülük yapmaya çalışıyor. ‘Sarayönü’ne tıkılıp kalmayacağız, dünyayla buluşacağız.’ Dünyayla buluşmanızı engelleyen kimdir? KKTC mi engelliyor sizin dünyayla buluşmanızı? Yoksa yana yakıla beraber olmaya çalıştığınız Rum mu?”

“FEDERASYON 60 YIL MÜZAKERE EDİLDİ”

“2017'den bugüne Türk tarafı bir politika değişikliğine gitti ve o zaman bu değişiklik yapılırken gerekçe de aynı şeyleri tekrarlayarak farklı netice beklememek gerekirdi.” diyen Ertuğruloğlu, federasyon’un 60 yıl müzakere edildiğini dile getirdi.

Ertuğruloğlu, “Federasyon Türk tarafının teziydi, doğrudur… Rum’un buna hiçbir şekilde ihtiyacı olmadığı için bizimle alay edercesine müzakere ettiler ama her olası anlaşma şansını da ‘hayır’ diyerek noktaladılar.” diye konuştu.

“BU ADADA BİR SORUN VARSA, BU SORUNUN SAHİBİ RUM’DUR”

"Türkiye ile beraber çalışacağız diyorsunuz. Türkiye’nin nerede durduğu belli…  Siz, Türkiye’nin nerede durduğunu bile bile, o çizginin muhalifliğini yapıyorsunuz burada... Her gün verdiğiniz beyanatlarla, egemen eşit devlet politikasını yerden yere vuruyorsunuz. Peki nasıl olacak bu iş? Yani siz Türkiye’yi ikna edeceğinizi mi düşünüyorsunuz? Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın beyanatı var. ‘Bizim politikamız nettir, değişmez.’ Dolayısıyla yeter artık bu halka verdiğiniz bu zarar… Rum’un ekmeğine sürdüğünüz yağ, bal yeter artık, uyanın… Kendinize gelin.” diyen Ertuğruloğlu, bu adada bir sorun varsa, bu sorunun sahibinin Rum tarafı olduğunu ifade etti.

Ertuğruloğlu, “Biz, bize yapılan yanlışların, kötülüklerin mağdurları insanlarız ve bize hata yapanların hatalarına boyun eğmedik diye cezalandırılıyoruz. Biz bir hata yapmadık, eğer bize hata yapanların hatalarına boyun eğseydik, bugün ödüllendirilirdik.” diye konuştu.

Bu coğrafyanın son derece hayati öneme sahip olduğunu kaydeden Ertuğruloğlu, “Herkes bu coğrafyada.  Amerika burada. İngiltere, Fransa, Çin, Rus, İsrail ve Arap ülkeleri burada.” ifadesini kullandı.

Ertuğruloğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu kadar büyük gücün ulusal çıkarlarını bu coğrafyada öne çıkarmaya çalıştıkları bir ortamda siz, ‘bunların hiçbiri beni alakadar etmez, Türkiye-KKTC işbirliği yanlıştır, çözümsüzlüktür. Biz Kıbrıslılar olarak AB üyeliği kapsamında geleceğimizi rahatlıkla şekillendiririz…’ AB’nin ne kadar rezil duruma düştüğünü hala daha biri görmüyorsa, AB gibi çaresiz bir birliktelik…  AB’nin kendisinin ne olacağı tartışılıyor ve geleceği yok. Dediğim gibi dünya yeni bir düzene doğru gidiyor. Yani bunu hala daha görmüyorlarsa ve yıllar önce ‘kullanma tarihi bitmiş’ politikalarını hala daha bugün canlandırmaya çalışıyorlarsa, kendilerine söyleyecek olumlu bir sözümüz yok.”

“HÜKÜMET ELEŞTİRİLİYOR DİYE DEVLETTEN VAZGEÇME, BİR SEÇENEK DEĞİL…”

“Kıbrıs Türk halkının bilinçli bir halk olarak milli davasına sonuna kadar sahip çıkacağına inanan birisiyim.  Anavatansız gidecek bir yer olmadığına inandığını da biliyorum ve bunun gereğini yerine getireceğine de inanıyorum.” diyen Ertuğruloğlu, her ülkede olduğu gibi hükümetlerle ilgili sıkıntıların olabileceğini ifade etti.

‘Hükümet eleştiriliyor’ diye devletten vazgeçmenin bir seçenek olmadığını kaydeden Ertuğruloğlu, “Öyle bir şey olsa dünyada devlet kalmaz. Amerika’ya bakın nereye bakarsanız bakın oradaki hükümetler, yönetimler eleştiriliyor peki hangi devlet kapandı, hiçbiri… Niye biz KKTC’den vaz geçelim?” şeklinde konuştu.

Hükümete duyulan tepkilerin cumhurbaşkanlığında bir rolünün olmaması gerektiğini dile getiren Ertuğruloğlu, ülkede Başkanlık sisteminin olmadığını, parlamenter bir sistemin olduğunu belirtti.

“Ben Başkanlık sistemini savunan birisiyim. Keşke KKTC’de Başkanlık sistemi olsa… Sanki ‘Başkanlık sistemi çağrıştırılıyormuş’ gibi bir kampanya da yürütülüyor bizim dışımızda… Başkanlık sistemine geçişin nasıl olacağı da belli, kolay kolay olmayacağı da....” ifadelerini kullanan Ertuğruloğlu, vatandaşların laflarla değil gerçek bilgilerle karar vermesini temenni etti.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.