Teamül ve normatif çerçeve: Görüşmeci yetkisi Cumhurbaşkanında

KKTC’de müzakerecilik görevinin kime ait olduğu yönündeki tartışmalar yeni değil... Hukuken açık bir düzenleme bulunmamakla birlikte, devlet geleneği yani teamül hukuku bu konuda belirleyici konumda…

Seçime son 72 saatte ortaya atılan ve daha önce Mustafa Akıncı ve Rauf Denktaş döneminde de tedavüle sürülmüş “Seçilmiş cumhurbaşkanını görüşmecilikten alma” tartışmaları yeniden gündeme geldi.
Yeniden Doğuş Partisi (YDP) Genel Başkanı Erhan Arıklı’nın Tufan Erhürman’ın cumhurbaşkanı seçilmesi halinde " görüşmecilik yetkisini alırız" açıklaması bu konuda geçmişte de dillendirilmiş tartışmaları hatırlattı.
Aynı zamanda bir hukukçu olan Tufan Erhürman “müzakerecilik görevinin Cumhurbaşkanına ait olduğunu” hatırlatarak Arıklı’ya yönelik “meclis ‘in böyle bir yetkisi yok, (önceki gün) alınan karar hükümet kararıdır, bağımsızlık bildirgesinin üzerinde değildir” yanıtı üzerine gözler hukuki değerlendirmelere döndü.
TARTIŞMA YENİ DEĞİL
KKTC’de müzakerecilik görevinin kime ait olduğu yönündeki tartışmalar yeni değil.
Hukuken açık bir düzenleme bulunmamakla birlikte, devlet geleneği yani teamül hukuku bu konuda belirleyici konumda…
1983’teki Kuruluş Bildirgesi ve devamında şekillenen anayasal pratik, görüşmeci sıfatının Cumhurbaşkanlığı makamına ait olduğunu ortaya koyuyor.
Ancak, bugüne kadar Rauf Denktaş’tan Ersin Tatar’a kadar uzanan bütün süreçlerde, görüşmeci sıfatı fiilen ve teamül yoluyla Cumhurbaşkanında... Bu durum, devlet sürekliliği ilkesi açısından da bağlayıcı nitelikte değerlendirilmekte.
“DEVLETİN ULUSLARARASI TEMSİL” FONKSİYONU
Kamu hukuku uzmanları, meclisin veya yürütmenin bu yetkiyi tek taraflı şekilde devralmasının anayasal yetki gaspı anlamına geleceğini belirtiyor.
Çünkü müzakere yetkisi, “devletin uluslararası temsil” fonksiyonunun bir parçası ve bu da cumhurbaşkanlığı makamına tanınmış bir ayrıcalık…
NORMATİF ÇERÇEVE
Dolayısıyla, yasada açık hüküm olmasa bile, teamül ve geçmiş uygulamalar bu konuda hukukçuların ifadesi ile normatif bir çerçeve oluşturuyor.
Kıbrıs Türk siyasi tarihinde görüşmecilik görevini Cumhurbaşkanından alacak bir yasal düzenleme açıkça hiç yapılmadı, aksine tüm hükümetler ve meclisler bu geleneği sürdürdü.
Bu nedenle, “yasada yoksa teamüle bakılır” ilkesi gereği, görüşmecilik yetkisi hukuken ve fiilen Cumhurbaşkanına ait.
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.